- ALTINCI BÖLÜM -

8 3 0
                                    

    Son bir kaç gündür sadece çalışmaya kafa yoruyordum. Şimdiye kadar ilk elbisemi tasarlamıştım bile. Çağlar Bey de çok beğenmişti. Hatta bu elbiseden sadece elli tane üretileceğini söyledi. Çok muazzammış. Tabi o bunları söylerken havalanmıyor değilim.

    Artık bir iş arkadaşı bulma zamanının geldiğini düşünüyorum. Ama önce lavoboya gitmem gerekti. Çünkü birazdan kötü şeyler olabilirdi. Kendimi mankenin başından çekip koşar adımlarla kapıya gittim. Hemen odadan çıkıp lavoboya doğru yol aldım.
 
    Lavobonun kapısını hızla açmıştım. Rezil olmaktan kurtulmak için gözlerimi sıktım. Açtığımda kimsenin olmadığını fark ettim. Çok hızlı açtığım için herkesin bana bakmasından utanırdım. Üç kapı vardı ikisi doluydu fakat diğerinin de kapısı kapalıydı. Birkaç kez vurdum. Ses yoktu. Kapının kolunu çektim. Ve içeriye girmemle dışarı sıçramam bir oldu.

" Heyy! Napıyosunuz burada?! " Tuvaletin üzerinde uyuyan kız yavaşça gözlerini araladı. Beni görünce yerinden fırladı.

" Şey... Ya bu saatte işe çağırıyorlar. Yazık bize valla. Sonra sonumuz işte böyle oluyor. " Hafif gülümsedim. Tuvalette uyuya kalmak bence dünyanın en komik olayı olabilirdi.

" Acaba kaç saattir burdasınız. " Dedim biraz alaycı bir şekilde. Çok samimi bir kız gibi duruyordu. Saçları harikaydı. Gri.

" Bilmiyorum. Ama beni uyandırdığın için saol belki akşama kadar uyurdum burada. Şuan bana yaptığın iyilik gerçekten çok büyük. " Tuvaletten çıkmış elini yıkamaya başlamıştı. Bende hemen arkasından tuvalete girmiştim.

    İşimi biter bitmez dışarı çıktığımda o kızın lavobonun üzerinde oturduğunu gördüm. Bana bakıyordu ve gülümsüyordu.

" Nee? " Dedim. " Sen uyumadın. Tebriks " dedi ve alkışladı kısa bir süre.

" Aslında çok uykusuzum. Gece boyunca uyumadım. Tasarım falan işte. " Musluğu açtım ve elimi yıkamaya başladım.

" Bi saniye.. sen şu Çağlar Bey'in özel tasarımcı dediği kız mısın? Ben Umay. " Dedi elini uzatarak. Ellerimi hemen sudan çekip kurulamaya başladım. Kuruyunca elimi uzattım. " Bende İrem. Fakat özel tasarımcı olduğumu söylemediler bana "

" Ya kızım işte sensin o. Buraya gelen tek yeni sensin. "
Vay be özel tasarımcı ha. İyiymiş.

Lavobodan birlikte çıktık. Umay beni binanın cafesine götürdü. Boş bir masa bulunca hemen oturduk. Umay bana bu markanın her bir santimini anlattı. Kendisinden de bahsetti. Kısacası çok kaynaştık. Çok komik bir kızdı.

***

    Yine bir gün Umay ile işe giderken telefonum çalmaya başladı. Ekrana baktığımda biraz duraksadım.
" Açmayacak mısın? " Dedikten sonra Umay, hemen telefonu açtım.

" Seray... " Dedim sesim çok titrek çıkmıştı.
" İrem. Yardımına ihtiyacım var! "
" Ne oldu?! Ya söyle! " Seray'ın sesi çok kötüydü.
" Eniştem yani şey teyzemin eşi varya hani. Fikret Bey." Yutkunduğunu duydum. Bu sırada Umay
" Noldu İrem. " Elimle dur işareti yaptım.
" Ne yaptı "
" Soğuk hava deposuna attı beni yardım et lütfen. Adresi atıyorum."  Soğuk hava deposu ne ya! İnanamıyorum.
" Umay arkadaşım bahsetmiştim Seray başı belada eniştesi soğuk hava deposuna atmış kızı. Oraya gitmemiz lazım. " Umay arabayı daha da hızlandırdı.
" Umay adres burada yazıyor. Hadi lütfen daha hızlı. "

- 20 DAKİKA SONRA -

" Seray! İyi misin? Kalk kalk!" Seray'ı yavaşça kaldırdım. Dışarıya çıkardım ve üzerine ceketimi geçirdim. Seray üzerine ceketi geçirmemle biraz geriye doğru gitti.

" Git başımdan artık! " Oh be kıza bak. Hem yardım ister kurtarırız sonra git burdan olur. Yok öyle dünya güzelim.

" Sana artık can borcum var. Neyse bunları sonra konuşuruz git artık. "

" ... " Hiç birşey demeden Umay' ı çekiştirerek çıktım. Çıkmamızla birlikte duraksamamız bir oldu. Umay' ın arabasının önünde gözlüklü biri elinde telefon ile arabanın fotoğrafını çekiyordu. Umay hızla çocuğun yanına gitti.

" Hey! " Dedi omzuna bir yumruk atarak. Çocuk gözlerini kocaman açmıştı ve dişlerini sıkıyordu.

" Şey... Aslında... Kötü bir niyetim yok. " Kafasını kaşımaya başlamıştı şimdide. Umay çocuğun elinden telefonu kapıp bana doğru fırlatmıştı. Bana hiç beklemediğim bir anda geldiği için telefonu tutamamıştım. Üstüne üstlük bir de kafama gelmişti telefon.

" Ahh! " Çocuk şimdide ağzını açmıştı. Umay:

" Ağzını kapat yoksa sinek girecek. Ne yapıyordun söyle lan! "

GÖKKUŞAĞI KIZ ( ARA VERİLDİ )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin