Telefonumu kapattım ve yatağın içine girdim. Meriç'e ' iyi geceler' dedim . Elektrikler hala gelmemişti. Meriç ayağı kalktı ve kapıya doğru yürümeye başladı. Ben Meriç'e seslendim:
'' Affettim. '' Meriç olduğu yerde öylece kaldı. Ne konuşuyordu ne d...
Uzun zamandır yoktum, biri demiş öldü. Şimdi söyleyin yazarınız geri döndü...
Yeni isim ve yeni kapak ile karşınızdayım. Yupi...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İnstagram hesabımıza katılmak ister misin? Hem bu aileyi büyütmede katkın olur, hem de bölüm ile ilgili ön bilgiler alabilirsin... Hadi ne duruyorsun KALPATS ailesine katılsana.
"Hiç ... Hadi kalk yemek yiyelim. "
Meriç ile yavaş adımlarla odadan çıktık. Elimizi yüzümüzü yıkamak için ikimizinde rotası lavabo oldu. E tabi bir ipte iki cambaz oynamaz sonuçta. Meriç ile birbirimize kötü bakışlar atıyorduk. Tahmin edin ne oldu. Durun durun hemen söyleyeyim. Meriç ile aynı anda kapıdan geçtik ama gel gör ki o yere yapıştı. Tabi beni de kendiyle birlikte düşürdü. Bum Meriç'in üstüne düştüm. Ve o sırada gelen öksürük sesi her şeyi bozup utanmama sebep oldu.
"Öhöm öhöm. Çocuklar bu sahneyi bölmek istemem ama kahvaltı hazır." damarlarımda akan bütün kanın yanağıma hücum ettiğine yemin edebilirim. Ben kalkmak için hamle yaparken Meriç buna izin vermeden annesine cevap verdi.
"Tamam sultanım, elimizi yüzümüzü yıkayıp hemen geliyoruz." Ahsen Teyzenin kıkırdama sesinden sonra ayak sesleri geldi. Aşağı indiğini anladım.
Meriç hızlı bir haraketle kapıyı kapatınca gözlerimi olabildiğince büyüttüm.
" Me-meriç ne yapıyorsun?" bana aşığı olduğum gülüşünü bahşetti.
" Korkma korkma. "
" Şuan çok tatmin oldum sağ ol."
"Ne demek bir tanem." göz devirerek lavabonun önüne geldim ve musluğu açtım. Akan suyun altına ellerimi uzatmıştım ki benden önce iki el uzandı. 'Napıyorsun?' dercesine baktım Meriç'e. O da bana omuz silkmek ile yetindi. Meriç' e yol vermek için çekilmiştim ki yüzüme değen soğuk su ile çığlığı bastım. Ben Meriç'e sinirli bir şekilde bakıyordum, o bana masum köylü gibi.
Ortamda gergin bir sessizlik vardı. Birden Meriç' in üstüne koşmaya başladım. Tabi Meriç çoktan gözden kayboldu. Evi inletecek şekilde bağırdım.
"Meriç! Gel buraya. Elimde kalacaksın çocuk!" ve aşağıdan cevap geldi.
"Ölümüm senin elinden olsun güzelim ama şuan çok gencim, çok yakışıklıyım." koşar adımlarla aşağı indim. Meriç ve bizimkileti mutfakta görünce, mutfağa doğru yol aldım.
