Run Run Run // Muke Clemmings

5

"Vay vay vay, kimler teşrif etmişler okula."

Luke ve Calum kafeteryada hararetli hararetli sohbet ederken onları bölen ses okulun kötü çocuğu Ashton Irwin'den başkası değildi.

Ashton okulun en popüler çocuğuydu. Futbol takımı kaptanı olması bir yana, gerçekten de yakışıklı olmasıyla tüm kızların sahip olmak isteyebileceği türden bir gençti. Eğer istediği bir şey varsa çözümü basitti, alırdı. Ama alamazsa daha da hırslanırdı ve yine de sahip olurdu.

Calum ile aralarındaki çekişme de bu yüzden vardı. Ortaokuldayken sınıf arkadaşları Bryana okulun en güzel kızıydı. Ashton kıza deli gibi aşıkken kızın gözü Calum'dan başkasını görmüyordu. Aslında ikisi tüm okulun tapabileceği bir çift olabilirlerdi, ancak bir sorun vardı.

Calum eşcinseldi.

Eğer Bryana ve Calum birlikte olsalardı okulun en mükemmel çifti olabilirlerdi. Ama Calum popülerliği umursamazdı, ve bu yüzden Bryana'yı kibarca reddetti.

Sonra ne oldu diye soracak olursanız Bryana Ashton ile çıktı, ama Ashton asla layık olduğu sevgiyi alamadığı için hep Calum'u suçladı. Ashton ile yapamadıktan sonra da Bryana Seattle'a taşındı.

İşte bu yüzden Ashton Calum'a gıcık kapardı.

"Aslında sabahtan anlamıştım okulda olduğunu, bu eziklik kokusu nerden geliyor diyordum."
Calum göz devirdi, bunlara o kadar alışmıştı ki artık cevap verme gereksinimi bile duymuyordu, ama bu davranışı Ashton'u daha çok kışkırtıyordu. Ashton cevap alamayınca Luke'a döndü.
" Dostum gerçekten bu ibnede ne bulduğunu anlayamıyorum. Oysaki sen ve ben çok iyi bir takım olabili-"
"Hadi ama Ash, o ibneye olan kininin nedenini hatırla, o ibnenin sana karşı tercih edilişini hatırla. Herkes o ibneyi tercih eder" 
Calum bu sözlere gülümsedi. Ashton dilini ağzında döndürürürken Calum ayağa kalkıp Ashton'un üzerine yürüdü.
"Umarım farkındasındır ki bunu onca yıl aradan sonra yapman zavallılığını insanların gözüne sokmaktan başka bir şey değil."

Çalan zil ile birlikte herkes sınıflarına doğru gitmeye başlamıştı. Luke'un şimdiki dersi Biyolojiyken, Calum'unki tarihti ve bu da bir kez daha yollarının ayrıldığını gösteriyordu. Luke bıkkınlıkla sınıfa girdiğinde tek bir masanın boş olduğunu gördü ve usulca oturdu. Herkesin eşi varken Luke'un olmaması biraz sinir bozucuydu. Öğretmen elindeki kurbağayla içeri girdiğinde herkes "Eww" şeklinde tepkiler verse de Luke buna gülümsüyordu. Canlıları incelemeyi severdi.
"Evet çocuklar, bugün gördüğünüz üzere-"
Kapı tıklatıldığında herkes büyük bir dikkatle kapıya döndü.
"Üzgünüm Bayan Beverly, geçebilirmiyim?"
"Evet herneyse, çabuk ol"
Luke yanına geçen kırmızı kafayı gördüğünde iç geçirdi. Bu kadar tesadüf biraz garipti ama bu hoşuna gidiyordu. Kırmızı yerleştikten sonra öğretmeni umursamadan fısıldayarak konuşmaya başladı
"Selam sarışın, heryerde karşılaşıyor olmamız garip değil mi?"
Luke en içten gülümsemelerinden birisini bahşetti.
"Öyle ki, beni takip ettiğini düşünmedim değil."
Michael kıkırdadı.
"Belki de sana kafayı takmış kırmızı kafanın tekiyimdir, neden olmasın?"
Luke gülümseyerek Michael'a baktı.
"Yapma ama, bunu yapmak için birazcık fazla kedi yüzlüsün."
Michael gözlerini kısarak gülümser bir şekilde Luke'a bakarken, bu ifade Luke'u daha çok gülümsemişti.
"Böyle bakarken bile 8 yaşındaki çocuk gibisin."
Aslında o kadar da değildi, ama sadece Michael'ı kızdırmak istiyordu. Michael seslice "Heey" deyince öğretmen onları kaba bir sesle uyardı.
"Böyle diyorsun ama, sen de belalı gibi gözükmüyorsun sarışın."
Luke kaşlarını çattı. 
"Öyle mi? Ne gibi gözüküyorum?"
"Tatlı bir penguen gibi."
Luke sessizce kıkırdadığında öğrencilerden birisi kurbağaları masalara dağıtmaya başlamıştı.
"Tanrım, canlıları incelemeye bayılırım."
İkisi de aynı anda konuştuktan sonra birbirilerine baktılar. Bu çok.. garipti. Michael boğazını temizleyip önüne döndüğünde artık ikisi de öğretmenlerine odaklanmışlardı. Hem kurbağayı keserken hem de öğretmenlerini dinleyerek inceliyorlardı. Öğretmen sıraları gezerken ikisine de memnun bir şekilde bakıp "iyi iş" diyerek fısıldadı.

Bir penguen ve kedinin bu kadar uyumlu olabileceği kimin gelirdi ki?

SEE LAAAMMM LAAAR
Bu bölüm pek içime sinmedi ama umarım keyif almışsınızdır:(