Bölüm Bir; İnsan Üstü Varlık

34 0 0
                                    

Denizi seviyorsan dalgaları da seveceksin. Korkarak yaşarsan, yalnızca hayatı seyredersin.

¤¤¤

Bir, iki, üç.

Zıpla.

Bir, iki, üç.

Zıpla!

Bir, iki, üç...

Ah!

Kafamı varsayıyorum ki, birkaç tonluk bir şeye çarptım zira azıcık olan beynim de az önce gidivermişti. Kafamı kaldırdığımda, otobüs duraklarının yanında duran şeffaf duvarı gördüğümde kaşlarımı çattım.

"Yahu, seni kim neden koydu buraya ulan?" Diye bağırdım. Sanırsınız beni anlıyor ve konuşabilme özelliği var, bağırdığım yetmemiş gibi bir de durmuş, cevap bekliyordum. Konuşsana ulan, bana vururken havalar pekte hoştu!

"Burası otobüs durağı, ondan olmasın?"

Gözlerim şaşkınlıkla açılırken iki elimi ağzıma götürerek, şaşkınlıkla ağzımı kapattım. Ben ne duymuştum az önce öyle, Allah'ım yanlış mı duydum? Yoksa...

"Az önce duvar mı konuştu Allah'ım, yoksa ben az önce beynimi düşürdüm de algı yeteneğimi de oracıkta bırakımıverdim..."

Ben öyle ellerim titreye titreye duvara şaşkınca bakarken, durakta kimse olmadığını görünce, biraz daha bırakıvermiştim şuraya... Koku geldi mi koku?

Daha sonra hayatımda duyduğum en güzel gülüş sesini duydum. Allah'ım deliriyor muyum diye soracağım sırada iç sesim bana cevap vermekte çokta geç kalmamıştı, sen zaten delisin.

"Hayatımda duyduğum en güzel kahkaha senden gelmesin duvar! Gerçekten!"

Arkama birinin dokunmasıyla hızla arkamı döndüm. Karşımda, en sevdiğim tişörtümün renginden bile güzel olan yemyeşil gözlü bir genç bir adam duruyordu. Saçları kahverengi ve dağınıktı. Boyu... Çocuğum sana ne yedirdiler be diye içimden geçirmemi sağlamıştı.

Elimle kafamı ovalarken, ovalıyorum ovalıyorum geçmiyor gibi bir espri içimden geçirdim ve daha sonra tekrar adama baktığımda, karşımdaki adam hafifçe bana sırıtıveriyordu.

Bana mı? Emin miyiz yahu bana sırıttığına?

Birkaç saniyeliğine arkama baktığımda, tekrar önüme dönüp karşımdaki insancığa bakmaya devam ettim.

"Çok ağrıyor mu?"

"Ha?" Diye öküzce bir kelime ağzımdan çıkarken, içimdeki ses sıfatıma tükürüyordu.

Ulan Deniz, ulan... Az kibar olsana kızım, baksana adama... Gözler, burun, boy pos, maşallah. Allah sahibine bağışlasın demek isterdim ama sonra vazgeçip sahibinden alıp bana bağışlasın diyesim geldi. Ne diyorum yahu ben? Kendine gel Deniz, kendine gel!

"Sert vurdun ya baya..." Allah'ım adamın sesi bile güzelken, ben ne diye adama az önce öküz gibi 'ha' demiştim ki?

"Sert mi vurmuşum? Kime ya?" Dedim kaşlarımı kaldırırken. Daha sonra bıyık altından güldüm, "Yahu nâmım bile benden önde yürüyor ha..."

Ben gülerken, adam bana tek kaşını kaldırmış bir şekilde bakıyordu.

"Yok yok!" Dedim ellerimi sallarken. "Sana vurmam ben, korkma yani!" Diyerek hızlıca konuştum.

Adam derin bir nefes verdiğinde, "Kafanı sormuştum kızım, neyden bahsediyorsun sen?" Diye soruverdi.

Kafam mı?

DENİZ YEŞİLİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin