"Celil Abi ben çıkıyorum." Ses gelmeyince de üzerindeki mavi önlüğü her zamanki yerine bıraktı. Hava yağmurluydu. Sağanak hem de.Dışarı çıkar çıkmaz tüm yağmur damlaları bedenini sarıp sarmalarken ıslanmayı düşündü bir an. Gittikçe mantıklı gelen bu düşünceye ayak uydururken altı delinmeye başlayan ayakkabısını bile umursamadı.
Tüm damlalar yüzünden başlayarak tüm noktalarına kadar süzülürken kızıl saçlarını geriye doğru attı. Kimse yoktu. Sadece kendi olduğunu sanıyordu Kuzey.
Ama arabadaki A kişisinin kendini dudaklarındaki gülümsemeyle izlediğinin farkında bile değildi.
Kaç dakika olduğunu saymadan geçen sürenin geride bıraktıkları Kuzey'in tüm vücudunu kaplayan ıslaklıktı. Her şeye rağmen mutlu olmayı bilmeliydi insan. Tüm olaylara karşı gülümsemesiyle kendine duvar örmeli, üzerine gelen insanlar topluluğunu gülüşüyle yenmeliydi. Gücün simgesi zengin insanlarda para va şöhret iken; fakir ve muhafazakar kesimin tüm gücü gülüşünde saklanmıştı. Yağmur bir kez daha ona güç verip tüm güzelliğiyle gülüşünü dökmüştü ortaya. Tanrı dünayaya gönderdiği şeylerin elbet bir amacı olmalıydı. Bu yağmurun amacı da; üzerine gözyaşı dökülmesine alışmış dudak kenarlarının o gülümsemeyle buluşmasını sağlamaktı.
Yağmur damlaları saçlarına sevgilinin son busesi kadar yumuşak ve şefkat dolu düşerken yüzünü kaldırdı arşa. Gözlerini açamazdı Kuzey yağmur yağarken. Gözlerine kaçıp kör edebileceğinden korkardı. Yersiz ve saçma bir fobiydi ya neyse.
Yağmur tüm büyüsüyle bedeninde ıslaklıkla iz bırakırken her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi bu da son bulmuştu. Zaten mutlu son diye bir şey yoktu. Güzel olan her şeyin bir sonu vardı elbet. Güzel olan her şey biterdi. Güzel kadınlar da ölürdü. Tüm aşklar biterdi. Bazen de aşkın bitişini biri sağlardı. Ölürdü biri. Ya da giderdi. Bu sefer diğeri ölürdü. Kimse anlamazdı.
Son kez içine ıslanmış toprak kokusunu çekti Kuzey. Eve gidince işiteceği azarlar kulağında yankılanmaya başlamıştı bile. Annesinin sözleri, Erdem'in her zamanki gibi elinde içki şişesiyle masaya oturup herkese emirler yağdırarak istediğini sonuna kadar yapıp ona hizmet eden karısına bir tokat atmasıyla kapanacaktı gün. Eğer şansı yoksa o da tokat ya da yumruktan nasibini alırdı.
Ceketine sarılarak durmakta olan Volvo'ya kısa bir bakış atarak önüne döndü Kuzey.
🌈🌈🌈🌈🌈🌈
"Ooo sürtüğün evladı da gelmiş." Ayakkabılarını çıkarırken duyduğu sesle gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı Kuzey. Şu adam onu delirtecekti. Belki de delirtmişti.
"Bunu senin geldiğinde benim demem gerekmez mi baba?"
İçeri girerken sinirlerine hakim olmaya çalıştı ama ağzından da sözler istemsizce çıktı. Annesiyle bakışmak için yüzünü hafifçe kaldırdığında annesinin gözlerini kapatmış dudaklarının hareket ettiğini gördü Kuzey.
"Ne dedin lan sen?"
Yakasından tutup sarsmaya başladığında herkes izlemeye başlamıştı. Kuzey ise tepki vermeden öylece duruyordu karşısında. Yakasından tutulması sayesinde bir damla düştü yere. Yağmurun Kuzey'in tenine işleyip, tavaf ettikten sonra yere düşüşü.
"Orospu çocuğu seni. Kavaşenin evladı. Benim de senin gibi bir oğlum olsa ben de ölürdüm şerefsiz piç. Baban olacak o herifle aynı kanı taşıdığından böylesin sen zaten. Onun kirli kanı dolaşıyor damarlarında. Zamanında benden aldıklarının acısını senden çıkartacağım gör sen." Derin bir nefes alırken çekti ellerini geri. Masadaki içki şişesine uzanırken kirli sakalının gölgelediği çirkin, uzun yüzü Kuzey'in bir kez daha midesinin bulanmasına yol açtı ama aklına gelen babası yüreğinin dağlanmasına yol açmıştı. Geçmiş geldi gözlerinin önüne; bu ıslak kıyafetlerle durduğu, babası ber geldiğinde sarılarak 'babacığım hoşgeldin' diye çığlık atarak sarılışı.
Etraf yavaşça buğulanmaya başlarken koşmaya başladı Kuzey. Gittiği yerdi odası. Kapıyı açıp kendini büyük bir hışımla fırlattığı yatağa yüzünü gömerek ağlamaya başlarken kendini hızla attığından olacak; yatağın gıcırtısı hıçkırıklarıyla birlikte ulaşmıştı kulağına.
"Baba..." diye mırılsandı başucundaki komidinin üzerinde duran ve kendisine gülümseyerek bakan babasının fotoğrafını çerçevesiyle birlikte yatağa bırakarak. "Neden bırakıp gittin beni bu kirli dünyaya? Sen bana çok beyazsın dememiş miydin? Neden izin verdin baba beni kirletmelerine? Baba neden izin veriyorsun ağlamama? Alsana beni yanına. Kimsem yok baba. Etrafımda hiç kimse yok. Sen değil miydin 'Hep yanında olacağım seni asla bırakmayacağım oğlum' diyen. Baba sen değil miydin sana eşcinsel olduğumu söylediğim gün bana sıkıca sarılıp 'Seninle gurur duyuyorum. Ne olursan ol sen benim oğlumsun. Cinsel yönelimlerin seni benim oğlum olmaktan çıkarmaz. Emin ol seni daha çok seveceğim Kuzey. Emin ol sana her zamankinden iyi davranacağım. Sonuna kadar yanında ve arkandayım' oğlum diyen. Baba sendin. Şimdi neden beni aşağılamalarına izin veriyorsun? Baba neden yanımda değilsin? Çok özledim anlıyor musun? Mezarına gidip çiçek bırakmak istemiyorum, koluna girip sana sevgilimi anlatmak istiyorum anlasana. Her kar yağdığında bana senin ölümünü hatırlatıyor. Seni o tahta tabutta götürüşlerini hatırlıyorum baba. Kardan bile korkar oldum. Baba korkuyorum. İnsanların beni dışlamasından. Arkadaşlarımın bir daha aralarına almamalarından. Baba annemin benden tiksinmesinden korkuyorum. Yardım et bana baba. Yardım et."
Son sözlerini fısıltıyla karışık söylerken üzerindekiler kurumaya başlamıştı. Dert etmedi Kuzey. Üzerini değiştirebilecek kadar da iyi değildi zaten. Kapanan gözkapaklarıyla sızdı kaldı yatakta.
🌈🌈🌈🌈🌈🌈
"Yarın okullar açılıyor." Cemre'nim sesiyle masada kendine geldi Kuzey. Aradan bir gün geçmişti. Ve bir gün boyunca ne olmuştu şöyle bir geçelim üzerinden.
Bu sabah yine Kuzey her zamanki gibi kalkar kalkmaz soluğu tamirhanede almıştı. Her zamanki rutin işler devam ederken dün tanıştığı Anıl adlı şahıs bir kez daha gelmiş ve Celil Abi ile bir şey konuşmuştu. Onun haricinde başka olay olmamıştı.
Yemekten sonra odasına geçti Kuzey. Annesinin ütülediği kıyafetlerini özenle astı yarın için.
🌈🌈🌈🌈🌈🌈
Okul bahçesinde toplanıp hasret gideren kankalar, öpüşen sevgililer ve midesi kalkan Kuzey. Onu bekleyenler de vardı elbet. Ayça ve de Asaf. Asaf iki yıllık sınıf-sıra arkadaşıydı Kuzey'in. Ayça da... Kuzey'e platonik olan ve okulun en güzel kızlarından sayılan bir aşk böceği.
Müdürün her yılın başlangıcındaki o çileli konuşmasının ardından herkes sınıfına ilerlerken Kuzey ve Asaf da en arkayı çoktan kapmışlardı.
Derse gelen Aycan Hoca öğrencilerin yüzününün tamamını tükürüğe boğarak yeni yıl için konuşurken çalınan kapıyla bölündü sözü.
İçeriye girenler ise Kuzey için büyük bir şoktu...
Bölüm ithafı Aeronbrea
İyi geceler.
Yazarınız: Umay G.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuralsız [B×B]
Novela JuvenilKuralların dışında bir hikaye bu. Yeşil ve Mavinin. Yağmur ve Ateşin. Yaşam ve Ölümün hikayesi. En yüksek #60 Boy×boy rahatsız olanlar okumasın lütfen. Başlangıç: 27/07/2017 Kapak için teşekkürler @anonymousauthorr_