K//7

4.4K 250 128
                                    

14 gün olmuş ya la.

Bölüm yazmayı unutmuşum sjshkebske arada hatırlatın bana unutmayayım

Neyse,

30 Ağustos Zafer Bayramınız kutlu olsun. Tüm şehitlerimizi saygıyla anıyorum...

Sözlerin kifayetsiz kaldığı anlar vardır. Duygularınızı asla sözcüklere dökemez, kalbinizin içindeki patlamaları dile getiremezsiniz. Büyük bir coşku, heyecan, korku hepsi birleşmiş; dilinizi istila etmiştir. Birkaç kelime dahi çıkmaz ağzınızdan. Nefesinize karışan nefes tüm benliğinizi ele geçirmiş sizin her türlü işlevinizi etkisiz hale getirmiş, beyninizde ve vücudunuzda kendi egemenliğini kurmuştur. Kuzey Ayaz'ın üzerine düştükten sonra böyle olmuştu. Gece boyunca orada oturtup içki içen gençlerin geride bıraktıkları çöplerden ibaret olan şişeler sabahleyin kırılmış, dört bir yana dağılmıştı. Ayaz'ın sırtüstü düştüğü o yerde de cam kırıkları irili ufaklıydı. Tabi o bunu fark etmeden o hızla kafasını yere çarpacak, büyük olasılıkla da camlar kafasını kesecekti.

Tabii Kuzey buna izin verirse...

Daha iki gündür tanıdığı çocuğun üzerine düşmesinin karşılığı olarak uzatmıştı elini kafasının altına. Camların eline batacağı gerçeğini bilmesi bile durdurmamıştı onu. Zaten alışıktı Kuzey böyle şeylere. Üvey babasının içki şişesi camları az isabet etmemişti insanın dokunmaya kıyamayacağı tenine.

Ayaz ise burnu burnuna temas eden çocuğu hissetti üzerinde. Belinden kavradığı için üzerinde yatıyordu resmen. Bir kez daha süzdü Kuzey'in yüzünü. Bu olaylar saniyeler içinde gerçekleşmiş olsa da Ayaz'a günlermişçesine upuzun gelmişti. Nefesi nefesine karışıyor, üstündeki çocuğun kalp atışlarının ritmik sesini rahatça duyabiliyordu. Zaten kalbi o kadar hızlı atıyordu ki; Ayaz bir an iki kalbi olduğunu sanmıştı. Göğüs kafesini delip kendisininkine yerleşmesine ramak kalan kalbin sahibinin acıyla inlemesiyle uyandı bu tufandan.

"Ah elim..." Kuzey'in sözcüklerinin Ayaz'a ulaşması girdiği transtan sonra oluştu. Hızla toparlanmaya çalışırken bu sefer Ayaz inledi acıyla.

"Şeyimi eziyorsun." Kuzey ise dolmaya başlayan gözleriyle elinden geldiğiyle çabuk hareket ederek Ayaz'ın üzerinden kalktı. Elinden süzülen kan gözyaşıyla aynı anda ulaştı asfalt zemine. Gözlerinin buğusu iyice artmış, etrafı göremez hale gelmişti neyse ki düşmüştü gözyaşı maviş gözlerinden.

"Çok mu acıyor?" diye bir soru yöneltti küçük kızıla. Yavaşça eline doğru uzanırken yüzünü ekşitmeyi ihmal etmemişti. Kuzey zaten burnunu çekip duruyordu.

"Tabi ki de, gerizekalı." dedi Kuzey de. Çok acıdığını böyle ortaya çıkarmayı uygun görmüştü. Ayaz ise kafasını kaldırdı, etrafı süzdü, tekrar döndü Kuzey'e.

"Yakın bir yerlerde eczane falan vardır ya da hastane gidip bakalım. Canın çok acıyorsa." Kuzey'in aklına gelen gerçekle kafasını iki yana salladı. Yanında sadece beş lira vardı ve bunu bu haftanın sonuna kadar idareli bir şekilde kullanması gerekiyordu.

"Gerek yok," dedi acıyla sızlanarak. Gerçekten çok fazla yanıyordu canı. Ağlaması da bunun bir işareti değil miydi zaten? "Eve gideyim de annem pansuman falan yapar. Gerek yok yani."

Ayaz Kuzey'i çenesinden tutup kaldırdı kendisine doğru. Aralarındaki santimler dolayısıyla rahatça gördü gözyaşlarını. Çenesi titriyor, burnunu arada çekiyor, gözlerini bir an olsun gözlerinden ayırmıyordu. Bir insanın ağlayışı bile bu kadar kusursuz olup gözyaşları belli bir doğrultuda ilerleyebilirdi? (Bizim olsa sümüğümüz akar amk eodneojds)

Derin bir nefes aldıktan sonra gözlerinin içine baktı. "Kuzey ilk olarak ağlıyorsun. İkincisi de elinde cam var farkındaysan. Annenin çıkarabileceğini sanmıyorum, hemen bir hastaneye gidiyoruz."

Her ne kadar kafasını iki yana sallasa da Ayaz'ı kandıramamış, hastaneye gitmek zorunda kalmıştı Kuzey. Yoksa Ayaz onu omzuna atmakla tehdit etmiş, rezil olmamak için önüne düşerek hastanenin yoluna gitmeye başlamışlardı. (Bence omzuna atsa güzel olabilirdi ama attırmadım çünkü piçlik zaaa xdxdxd)

"Burda olduğuna emin misin? Canım çok acıyor Ayaz. Şimdiye eve varmıştım valla senin yüzünden hâlâ burdayım. Getirdin işte illaki hastaneye gideceğiz diye. Yolu bir bulabilirsek bari y-"

Ayaz'ın parmakları Kuzey'in ağzını kavrarken çenesi sıkılıp dolmuştu avcunun içine. Çenesinden tuttuğu anda gözleri fal taşı gibi açılan çocuğu kendine doğru çekti yoldaki tümseği görünce. Şimdi bir daha düşüp bir yerlerine yaralamasını istemiyordu. Kolyeyi unutmuş gibi gözüktüğünde cebine indirmişti. İstemediğim bir şeyi yaparsa atmakla tehdit ederim, diye düşünerek.

Hastanenin acil bölümünün girişindeki kapıya geldiklerinde Kuzey çoktan çıkmıştı Ayaz'ın kolunun altından. Kendinden bir tane daha olsa ancak ulaşabileceği çocuk çok sinirlerini bozuyordu. Zaten eli deli gibi acırken bir de yanındakine kafasını kaldırarak bakmak koyuyordu tabi.

Çığlıklı bir pansuman işleminin halledilmesine kuşkusuz en çok Ayaz sevinmişti. Kulakları dakikalardır Kuzey'in cırlamalarına maruz kalmış, intihar etmeye yeltenmişlerdi. O derece yani.

Kuzey ise ağlamayı beğenmemiş, çığlıklarıyla inletmişti hastaneyi. Cam Ayaz'ın kafasını sertçe vurmasından olsa gerek bayağı içe girmiş, çıkarken de çok can yakmıştı.

Doktorun yanından ayrılmadan önce ödeyecekleri hesap kabarık gelmişti biraz. Ayaz doktorla konuşurken bir izliyordu onları. Tabi Kuzey baştan beri ısrar ettiği ama işe yaramadığı için cebinden çıkardığı beş lirayı uzattı masanın üzerine. Elbette yetmeyecekti, özeldi burası. Elbette ki on katını alacaklardı.

"Sen bizimle dalga mı geçiyorsun?" dedikten sonra parayı Kuzey'in üzerine doğru fırlattı lobideki adam (!) "Yeter mi sence bu kadar para? Beş lira lan bu ibne kılıklı. Kime göt verdin de kazandın bun-"

Baştan beri olayı uzaktan izleyen Ayaz sözünü tamamlamasına izin vermedi. Yakasından tuttuğu gibi sertçe kaldırdığı sandalye büyük bir gürültüyle buluşmuştu yerle. Aralarındaki tahtadan engele adamın tüm vücudunu yapıştırdıktan sonra sağ elini çekti yakasından, tam gözünün üzerine sert bir yumruk indi. Kuzey tepki vermeden az önceki şahsın söylediklerinden gözü dolmuş biz vaziyette izliyordu. Ayaz ona kısacık bir bakış attıktan sonra adamı sürükleyerek kendi önüne çekti. Korumaların koşa koşa gelmesi bile hızlı olmadığından o süre zarfında Ayaz istediğini alabilecekti.

"Aşağılık orospu çocuğu seni. Kimsin lan sen? Kimsin ki onun gibi birine kendi sıfatın olan ibneyi uygun görebiliyorsun? Seni burada herkesin gözünün önünde öyle bir sikerim ki götünden kan fışkırır. Senin annen kimin altına yattığını bilmediğinden doğmuşsun zaten sen. Babanı bilseydin olur muydun lan sen?"

Arka arkaya gelen yumruklarla sözler birbirine karışırken korumalar girdi Ayaz'ın koluna. Onları itmeye çalışsa da tek yapabildiği şey diğer bir arabaya doğru götürülen Kuzey'in adını haykırmak olmuştu.

İthaf: defnem777

Kuralsız [B×B]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin