Dolunay-Yağız

14 4 0
                                    

Yağız'dan:
Bize doğru gelen Derin'i fark edince ona baktım. Üstü kanlıydı. Ne olduğunu kavramak için ona bakmaya başladım. Eli kanıyor du sanırım duvara yumruk atmıştı.  Nefes de görmüş olmalıy dı Yanımıza gelen doktoru aldırış etmeden Derin'e koşmaya başladı. "Derin ne yaptın sen"  "önemli bir şey yok Nefes hadi doktoru bekletmeyelim." doktor bilgi vermek için gelmiş olmalıydı. Hepimiz buz kesmiş gözlerle ona bakıyorduk. "Gençler arkadaşınızın durumu iyi görünüyo böyle giderse eğer 1 haftaya uyanabilir daha geç uyanacağını düşünüyordum aslında ama kendisi çok güçlü birisi geçmiş olsun tekrar" dedi ve Derin'e dönüp " elinin durumu kötü en azından bi pansuman yaptırıp sardır ama dikiş atırman daha iyi olur senin için" dedi ve arkasını dönüp gitti. Arkamı döndüm ve Derin'e "Derin Mert" diye bağırdım arkasını döndü ve soran gözlerle baktı. "Ne yaptığını sanıyorsun sen biz üzlümüyormuyuz sanki topla kendini Mert yürü pansumana gidiyoruz" dedim ve kolundan tutup çektim. Beni durdurup "gerek yok Yağız iyiyim ben kötü değil boşu boşuna sargıyla gezmiyim" "eğer şuan yütüyüp pansumana gitmezsem ve elini tedavi ettirmezsen seni bağlayıp zorla götürürüm" dediğimde bana sahte ve acı çektiğini belirten şekil de gülümsedi " o acı bana iyi geliyo Yağız çünkü şuan da yaşadığım kalp acısını az da olsa bastırıyo o yüzden bırak kalsın." "Derin Mert yürü sinirimi bozma" diyip sinirli ve tehditkar bakışlarımı attım ve kabul etti

" "Derin Mert yürü sinirimi bozma" diyip sinirli ve tehditkar bakışlarımı attım ve kabul etti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sağ orta parmağına dikiş atmak zorunda kaldılar. Öbürlerine sadece pansuman yapıp sardılar. Sol işaret parmağını açmakta zorlanıyordu ama sorun olmadığını, geçiceğini söylediler. Pansuman odasından ayrılıp, Nefes'in yanına gittik. Nefes'in yanına yere çöküp "haber vermemiz gereken biri varmı Nefes" diye sordum. Düşünüp düşünüp "ya nasıl unuturum Hasana haber vermeliydik" dedi telefonunu çıkar dı Hasan teyzelerinin oğluydu öz abileri gibiy di araların da 2 yaş var. Nefes Hasan'ı arayıp olanları anlattı Hasan da şuan istanbuldan döndüğünü ve en geç 6 saat sonra burda olacağını söyledi.

****
5 gün geçmişti. Dolunay'ın odasına girmiştim. Diğerleri dışarıdaydı. Dolunay'ın yanına gidip elini tuttum. Kulağına yaklaşıp "seni seviyorum sana aşığım" diye fısıldadım. Sonra duyduklarım karşısında kalp krizi geçirebilirdim. Dolunay kekeleyerek "be-bende s-seni seviyorum" kafamı kaldırıp hayalmi yoksa gerçekmi diye bakmak istedim ve gözlerini açmış, bana gülen gözlerle bakıyordu. Dayanamadım ve ona sarılıp gözümden düşen 1 damla yaşla " biziçok korkuttun" dedim saçlarımı okşayarak "korkma uyanmakiçin direndim siz daha fazla üzülmeyin diye öbürlerinide çağırsana" "önce doktor hasta hanım" dedim ve bizimkilere uyandığını söyleyip doktorun yanına gittim. Konttolleri yapıldıktan sonra taburcu edilebileceğini öğrendik ama bir süre daha yatıcak en az 1 hafta hiç yormayacak kendisini. Çıkarken yürüyebileceğini söylese de izin vermedik ve kucakladım. Hasanın arabasına bindirdik. Hasan bizi arabayla takip ediyor du. Bodrumda ki normal evimize gittik. Dolunay da onun  gezip dolaşmasına izin vermediğimiz için, sürekli dırdır edip duruyor du

Bu fotoğrafı instagrama atıp "nolet olsun evin içinde bile dolaşamıyorum 😔😔" yazmış ve bizi etiketlemiş

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu fotoğrafı instagrama atıp "nolet olsun evin içinde bile dolaşamıyorum 😔😔" yazmış ve bizi etiketlemiş. Bunu görünce hepimiz Dolunay'ın odasına gittik ve "gezmek mi istiyorsun hanım efendi?" diye sordum masum bakışlar atıp dudağını büzerek "hığhığğ" dedi. Omzuma çıkarıp aşağıya indim kafasını kafama koyup "ohs rahat bulduğum omuz şimdi sevdim bu işi" dedi. Bi an durdup ve doktorun üşümesin dediğini hatırladım. "Böyle olmaz üşürsün dedim odasına çıkarıp ekipmanlarını koyduğu dolaptan güzel bi ekipman seçtim ekipman pantolonu istemiyorum normal pantolon giyerim diyip ceketi ve laskı aldı pantolonunu değiştir di ve çıktık garajdaki  motorlardan almak istedi tamam dedim

 "Böyle olmaz üşürsün dedim odasına çıkarıp ekipmanlarını koyduğu dolaptan güzel bi ekipman seçtim ekipman pantolonu istemiyorum normal pantolon giyerim diyip ceketi ve laskı aldı pantolonunu değiştir di ve çıktık garajdaki  motorlardan almak iste...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Benim 'beyaz gülüm' dediğim motoru aldı ve çıktık. İlerlerken yanına yaklaşıp "nereye gidelim?" dedim "midtown avm'ye gidelim" olumlu anlamda başımı sallayıp yana doğru ilerledim avm'ye vardık ve decathion'a girdik sporcu kız napcan işte. Paten reyonlarının arasına girdi. "Dolunay senin patenin var zaten hemde bir sürü başka bişi baksana" yavru köpek bakışlarıyla "ama ben paten ve kaykaylara aşığım" dedi. "Senin kaykaylarından en sevsiğin kırılmamışmıydı hadi kaykay bakalım bende o kaykaya senin için süpriz ekliyip sana hediye ediyim."Tamamm olurr" dedi ve kaykayların oraya ilerledik. Üstü siyah mat altın da ise sprey boya resmi olan bir tane seçti "bu-bunu istiyorum" dedi kekeleyerek ve kocaman gözlerle bana bakarak olumlu anlamda başımı sallayıp kaykayın aynısından 3 tane daha aldım grup olduğumuz belli olsun beh. Kasaya ilerledim ve ücretleri ödeyip çıktık. "Bugün hep birlikte kaykay sürmeye gidelim Yağız lütfen" "Tamam ama öyle bakmayı kes lütfen" dediğimde zaferle sırıttı yahşi taraflarına gittik ve motorları bırakıp kaykayları aldık. Bizimkileri arayıp rahat şeyler giymelerini ve yanımıza gelmelerini söyledik. Kaykayla sahile doğru gitmeye başladık.
****
Bizimkiler de gelmişti ve biz Rokka da yemek yiyiyorduk. Daha sonra kaykay sürmeye devam ettik. Nefes alışveriş yapmak istediğini söylediği için Midtown'a geri gittik onlar alışveriş yaparken bende tanıdığım kaykay kask paten falan boyayan arladaşımın yanına gittim ve Dolunay'ın kaykayına Pandaliçe, Nefes'in kaykayına Ponçikella Derin'inkine Dero benimkinede Asi yazdırdım ve hepsini sardırıp hediye paketi yaptırdım. Ücretleri ödeyip poşetlerine geri koydum ve bizimkilerin yanına geri döndüm. Bulduğum da. Kızlar Mavi de kıyafet seçiyorlar Derin de peşlerinde poşetlerle sürükleniyor du gülümsedim Derin'in yanına gidip poşetlerden aldım ve az da olsa yükünü hafiflettim kızlar burdan da alıcaklarını aldıklarında bu poşetlerle motorda gidemeyeceğimizi anladım, bizim işlerde yardımdı olan mehmet'i aradım ve benim arabayı alıp gelmesini istedim. Kızlar lunaparka gittiklerinde Mehmet de gelmişti. Poşetleri arabanın bagajına yerleştirdim ve ona benim motoru almasınıarabayı benim alacağımı söyledim anahtarı verdim. Teşekkür ettim ve bizimkilerin yanına gittim. Gişe de bilet alıyorlar dı "neye binicez" dedi Derin kızlar aynı anda Gondola diye bağırıp gondola koşmaya başladılar. Tabi bende arkalarından. Gondola bindiğimizde bizim haricimizde 3 kız vardı. Kızlar dan biri bize bakıp duruyordu

Bay Soğuk Ve ÇeteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin