Bölüm 19: "Dağ Evi"

3.9K 181 130
                                    

Multimedia: Gizem Yıldız

"Hadi kapıyı aç güzelim"diyen Denize şaşkınlıkla bakarken kendime gelip kapıyı açmaya gittim.

Kapıyı açtığımda Gizem ve Mert sırıtarak bana bakıyordu. "Hoşgeldiniz"dedim.

Mert ve ardından Gizem eve girerken Gizem önümde durup "Ne oldu suratına?"diye sordu.

Elimle yüzümü yoklarken "N-ne olmuş?"diye sordum. Gizem sinsice sırıtırken "Domates gibi olmuşsun ne olacak? Artık biz gelmeden önce ne olduysa..."dedi.

"Gizem!"diye cırladım.
Gizem 'ben suçsuzum' der gibi ellerini yukarı kaldırdı. Birlikte Mutfağa giderken Deniz ve Mert'in fısır fısır bir şey konuştuğunu gördüm ama bizi görünce hemen sustular.

Denize bakıp "Siz Mertle oturma odasına gidin biz de Gizemle masayı hazırlayalım."dedim.

Kafasını sallamakla yetindi. Onlar gidince Dolapları karıştırırken bulduğum servis tabaklarını masaya yerleştirdim. Gizem çatal ve kaşığı tabakların yanına dizerken "Defne suratın niye domates gibiydi?"diye sordu.

Allah aşkına... beni rahat bırakın yahu! Gözlerimi Gizemden kaçırırken "yok bir şey"dedim.

Gizem önüme geçip mutfak tezgahına yaslanırken "Dökül Defne!"diye ısrar edince anlatmaya başladım.

"Siz gelmeden öne işte yemek yapıyorduk sonra kapı çalınca tam kapıya bakacaktım ki... Deniz kolumdan tutup şakağıma öpücük kondurdu"dedim.

Gizem arsıza sırıtırken "Ateş bacayı mı sardı acaba?"diye sordu.

Ne diyor yahu bu? Bari siz söyleyin ateş bacayı sardı mı?

Bence sarmadı...

"Saçmalama Gizem"dedim kaşlarımı çatarken. Masayı tamamen hazırladıktan sonra oturma odasına gidip "Beyler yemek hazır, Hadi gelin" dedim.

Masada herkes yerini almıştı. Gizem benim yanımda,karşımda Deniz onun yanında yani Gizemin karşısında Mert vardı.

2 köfte ve biraz salata alıp tabağıma koyup yemeye başladım. Sessizlik kaplamıştı mutfağı kimse konuşmuyordu.

Mert birden ortamdaki sessizliği bozarken "Sene sonu olacak Karadeniz turuna ne diyorsunuz?" Diye sordu.

Deniz "1 senedir gitmedim memleketime özledim."dedi. (Yazar da özlüyor hırçın dalagası olan memleketini...)

"Ben gidersem biraz kalırım heralde, malum Dedem var"dedim.

Deniz bakışlarını tabağından kaldırıp "Dedeni çok seviyorsun galiba?" Diye sordu.

Kafamı olumlu anlamda sallarken "Çok seviyorum."dedim.

Böyle sohbet ederken yemeklerimizi yemiş hatta Gizemle bulaşıkları makineye bile dizmiştik.

Gizem ve Mert içerde otururken biz de Denizle kola,cips gibi abur cuburları hazırlıyorduk.

Hazırladıklarımızı tepsiye koyup oturma odasına gittik.

Mert ve Gizem orta sehpaya tabu oyununu kurmuştu.

Tepsiyi koltuğun yanındaki zigona koyarken "Tabu mu oynayacağız?" Diye sordum.

Gizem ellerini birbirine vurup"Evet! Eğlenceli olur hem"dedi.

Deniz memnun olmayan mırıltılar çıkarırken "Çocuk muyuz biz ne oyunu oynayacağız?"dedi.

Denize kaşlarımı çatarak bakarken "Niye sadece çocuklar mı tabu oynar Deniz? İtiraz yok oynayacağız o kadar!"dedim. Elimi masaya vurup 'Bu evin kadını benim!' imajı vermekten son anda vazgeçtim.

Deniz'in DefnesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin