Yıllar (5.Bölüm)

443 7 3
                                    

Arkadaşlar malum youtube kapatıldı o yüzden dinleyebileceğiniz şarkının linkini buraya yazacağım. Benim başlatın dediğim yerde başlatırsanız nokta atış yapmış olursunuz hepinizi çok seviyorum :*

MODEL-Antidepresan "Kesinlikle belirttiğim yerde dinleyin ;)"

Dudaklarımı dudaklarına hapsedişi gibi kalbimde yavaş yavaş kalbine hapsolmaya başlamıştı ve ben kendimi en şanslı mahkum gibi hissediyordum.

Öpüşmemiz Erkan'ın ki gibi derinleşmeden Toprak kendini geri çekti.Yanlış bir şey mi yaptım acaba diye düşündüm.Ne kadarda salaktım tabi ki yanlış yapmıştım.5 dakika önce Erkan'la öpüştüğümü gören çocukla öpüşüyordum hemde abimin evinde.İkimizde göz göze geldiğimiz sırada etraftan hiç ses gelmediğini farkettim.İyide Ege'yle abim neredeydiler?Bir an içim korkuyla kaplandı.Hem Toprak niye burdaydı?Kesin ters giden bir şeyler vardı.Kendimde belalı biri olduğum için benden iyi bela kokusu alan olamazdı.Bu biraz bayat kokuydu,mide bulandırıcı.Sanki hiç istemediğim bir şeyler olmuş gibi.Endişe ve korkuyla Toprak'a döndüm.Onun yüzünede bakılınca bir şeylerin ters gittiğine artıke emindim."Toprak" diyebildim kısık bir sesle.Duyduğundan bile şüpheliydim ama bana cevap vermek için ağzını açtığında duyduğunu anladım."Rüya seni endişelendirmek istemiyorum ama söylemem gerek." Bu çocuk beni meraktan çatlatmaya m çalışıyordu?Direk konuya girmesi için kafamı hızlı bir şekilde salladım ve söylediği şeye odaklandım."Ege yine bir sinir krizi geçirdi ve şu an hastanede." Duyduğum şeyi idrak etmek 2 dakikamı almıştı.Bazı şeyler kafamda oturmaya başladığında hemen öne atılarak Toprak'ın yayaklarına yapıştım.Konuşmaya başladığımda kendim kendimden korkmuştum.O kadar bağırıyordum ki sesimin ertesi gün kısılacağına emindim ama hiçbir şey umrumda değildi."Toprak konuş!Çabuk konuş.Nasıl oldu?Hangi hastanedeler?Önemli bir şeyi olmadığını söyle yalvarırım sana önemli bir şey yok de." Bunları söylerken yaşların gözümden aktığını hissettim.Hayatımda ilk defa bu kadar korktuğumu hissettim.Bu korku hepsinden farklıydı.Kaybetme korkusu.Ben hangi ara Ege'le abime bu kadar düşkün olmuştum.Daha öğreneli ne kadar oldu ki ama olmuyor işte,sana birilerinin değer verdiğini görünce koşulsuz şartsız güveniyorsun.Sanki hiç gitmeyecekmiş gibi.Kollarımda hissettiğim sert eller beni kendime getirdi.Biri beni sarsıyordu."Rüya!Kendine gel.Hadi aç gözlerini.Bak Ege'yi korkutuyorsun." Bu ses gözlerimi kapatmadan önce yanımda olan Toprak'a ait değildi.Neredeydim ben?Hangi ara geldim ben buraya?Ben tuhaf tuhaf nerede olduğuma bakarken Berke anlamış olacak ki "Şu an hastanedesin.Toprak getirdi seni ve sen geldiğinde ufak bir şok geçirmiştin bu nedenlede bayılmışsın ama korkulacak bir şey yok." dedi.O bunları söylerken söylediklerini anlıyordum ama bir kulağımdan girip diğerinden çıkıyordu.İçimde hala bir tuhaflık vardı ve ben nedenini anlamak için gözlerimi Berke'nin gözüne diktim ve o an gördüğüm gözler bana direk Ege'yi hatırlattı.Doğru ya bu yüzden bayılmıştım.Berke'nin arkasından,sağ taraftan bir gülme sesi geldi.Kafamı görmek ister gibi uzatınca Berke kenara çekildi ve gözlerim Ege'nin o tarifi olmayan saf gözleriyle buluştu.Hemen sonra kolunda sargı dikkatimi çekti ve kanım dondu.İçimde hiç hissetmediğim bir endişe oluştu.Ege'nin canı nasıl yanmışsa sanki aynı şekilde benimde canım yanmıştı.Tek fark onun kolunun acısı fiziksel,benim kalbimin acısı duygusaldı.Bu yaşıma kadar hem duygusal hemde babam yüzünden fiziksel acılar yaşamıştım.Fiziksel acı zamanla geçiyordu ama duygusal acı hep bir yerlerde kalıyordu.Tabi ki hiçbir zaman ilk zaman ki gibi olmuyordu ama insan alışıyordu bir türlü ya da alışmak istiyordu.Gözlerimin dolduğunu hissedince göz yaşlarımı hemen geriye ittim.Bana bu öğretilmişti,acını farkettirisen ezilirsin.O yüzden babamdan ilk şiddeti gördüğümde ağlamayı bırakmıştım.O günden sonra ağlarsam sadece gruptakilerin daha doğrusu en çok Mete'nin görmesine izin vermiştim.O an aklıma grubumuzun şımarık çocuğu Mete geldi.Bana ağlamamayı o öğretti.Ne zaman başım sıkışsa hep onun yanında alırım soluğu.Onun güvenli kolları beni hep teselli eder.Bir an yanımda olması için can attım ama yoktu,gruptan kimse yoktu yanımda.En kısa zamanda tepe çardakta buluşmamız gerektiğini kafamda bir not kağıdına yazdım ve rafa kaldırdım.Gözlerim tekrar Ege'nin gözleriyle buluşunca "Egecim,ablam iyi misin?" Ben bunları söyledkiten sonra Ege'nin gözleri neşeyle ışıldadı."İy-iyiyim Rüya abla.Sen nasılsın?" Arada kekeliyordu ama bu umrumda bile değildi.Şu an iyiydi ve ben onun o sesini duymuştum.Bütün endişe üstümden kalkarken bu sefer gözlerim Toprak'a kaydı.İçimde anlamlandıramağım bir kıpırtı hissettim.Tam karnımla midem arasında bir kıpırtı...Çok düzgün olduğum söylenemez serseri bir kızım,haylazım ama kitap okumayı severim.İşte içimdeki bu kıpırtı beni aşk romanlarında okuduğum karakterler gibi hissettirmişti.Ama daha önce hiç bu kadar kuvvetli şeyler hissetmedim bir erkeğe karşı,Erkan'a karşı bile.Hep Erkan'ı sevdiğimi düşünürdüm ama Toprak'la olan yakınlaşmamızdan sonra Erkan ya da ondan öncekilerin bir hoşlantı,küçük lise heyecanları olduğunu anladım.Belki henüz kabul edemiyorum ama içimdeki ses bu "AŞK" diye fısıldadı.İçimdeki sesi susturmaya çalışırken Berke araya girdi. "Ege'de sende iyi olduğunuza göre artık çıkabiliriz hem hastanelerde hiç iyi anılarım yok." dediğinde hem fikir olduğumu gösterir gibi kafamı sallamakla yetindim.Hastane işlemleri biter bitmez hastane kapısından çıkarken duyduğum sesle olduğum yere mıhlandım.Aklım sesin bir silahtan geldiğini haykırırken içimden bunun olmaması için dua ediyordum.Sağıma döndüğümde Ege ve Toprak'ın sol tarafıma korku dolu gözlerle baktığını gördüm.Kafamı ani bir hareketle çevirince boynuma bir ağrı girdi ama umrumda bile değildi.Yerde kanlar içinde yatan abimi görünce haykırdım."Daha çok erken.Bizi bırakma.Seni daha yeni bulmuşken beni bırakamzsın." Hastanenin önünde olduğumuz için hızlı bir şekilde yanımıza sedye getirildi.Olayların şoku içindeyken Ege'nin "Abi!" diye haykırışlarını duydum.İşte yine aynı şey oluyordu,sevdiğim,değer verdiğim birini daha kaybediyordum.Buna dayanamazdım,artık bunlar benim kadar güçlü olan bir kız için bile çok fazlaydı.Ege'nin haykırışlarını daha çok duymamak için kulaklarımı tıkadım ama bir işe yaradığı yoktu.Kulaklarımı tıkamakla beraber ameliyathanenin önünde sırtımı duvara yaslayarak yere çöktüm.Dizlerimi kendime doğru çekip,kafamı dizlerime koydum.O ana kadar hıçkırarak ağladığımı farketmemiştim.Toprak ne yapabileceğini şaşırmış şekilde etrafına bakınıyordu.Benim yanıma geleceği sırada elimle onu durdurup Ege'nin yanına gitmesini söyledim.Ege'nin bağırışları artarken Toprak 2.bir sinir krizi geçirdiğini söyledi doktorlara.O küçücük kalbi için bunlar oldukça fazlaydı.İlk annesini ve ablasını kaybetmiş daha sonrada babasını.Bu kadarı herkese fazlaydı.

Günaha DavetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin