Arven hazırlanmıştı. Bugün yine Pamirle buluşacaklardı. İlk gün ki gibi heyecanlı değildi ama içinde yerine oturtamadığı kelebekler oynuyordu.
Derin bir nefes alarak kumsala doğru ilerledi. Pamir ona buraya gelmesi için rica etmişti, beyaz bir elbise giymesini istemişti Arven'den. Arven'de onu kırmayıp özenerek giyinmişti.
Şimdi ise Pamir onu bekliyordu. Güzel bir süpriz yapmak istiyordu ona. Bir daha asla unutamamasını istiyordu. Pamuk Prensesi öpücekti ve uyandıracaktı. 'Zamanı geldi' diye tekrarlıyordu kendi kendine.
En sonunda Arven göründü. Rüzgardan dolayı uçuşan saçları, elbisenine eşlik ediyordu. Pamir ona güzel bir şekilde baktı. 'Allah'ım.' dedi. 'Sen bana bu güzel insanı vaad ettin ya. Ben daha ne isteyeyim.'
Arven yaklaştı Pamir'e doğru. En sonunda karşı karşıya gelmişlerdi. Arven uzun zamandır yapmadığı şeyi yapacaktı şimdi.
Küçük çantasına koyduğu telefonunu çıkardı ve Pamir'in meraklı bakışlarına cevap vermeyerek onunla olan konuşmasına girdi. Elleri, mükemmel birşeyin başlangıcı olduğunu söylüyordu ona.
Arven: seni seviyorum.
Pamir telefonuna gelen mesaj ile hızla cebinden çıkarttı ve daha bildirimlerden okumadan mesajlara girdi. Gülümsedi. Öyle güzel gülümsedi ki sanki bir güneş kimsesiz bir çocuğun eline pamuk şeker verilmiş gibi açtı.
Pamir: bende seni seviyorum güzelim.
Daha sonra ikiside kafasını aynı anda kaldırdı. Yavaşça birbirine yaklaştılar ve dudaklarının arasında bir kaç santim kalana kadar durdu Pamir.
Pamuk Prenses, uyanıyor sevgilim.
Ve ardından ikiside dudaklarını birleştirdi. Dalga sesleri durdu. Arven'in sağ gözünden akan yaş yanaklarına doğru süzüldü. Daha sonra gözyaşının izini Pamir'in dudakları yer edindi.
Ağlamak istiyorum. Bitti. Ve gerçekten sıfır moralle yazdım bölümü. O yüzden biraz kötü olmuş olabilir. Neysem. Hepinize teşekkür ederim.
İkinci kitap fikrinden vazgeçtim. Çünkü artık kurgu bitti. Yani yazarsan yalamaya dönücek eiş. Mahvetmek istemiyorum.
Çok seviyorum sizi.
Görüşürüz ❤