Gözlerimi açtığımda bir çift ela göz bana bakıyordu. "Kendine gelebildin mi?" dedi adam. Cevap vermedim. "Uyandı mı?!" diye bağırdı ince telli ses. Kulaklarımı tırmalıyordu. "Biraz daha sessiz... Lütfen" diye uyardım onu. "Kız haklı." dedi adam.
Bunlar kimdi ya? Ve ben neden hastanedeyim?
Sonunda içimde tutamayarak sordum. "Neden hastanedeyim, ve siz kimsiniz?"
Adam bana anlayışlı anlayışlı baktı. Kadın ise inanamıyor gibiydi... "Ne?" dedim ters ters. "Doktor gelince sana her şeyi anlatacak tatlım." dedi adam. Yalnız kalmak istiyordum. Daha kim olduğunu bile bilmediğim bu insanlarla bu odada kalmak gerçekten çok ürkütücü...
5-10 dakika sessiz kaldıktan sonra içeri ileri yaşlı bir doktor girdi. "Alisa! Uyanmışsın. Bu güzel gözlerini bizden neden sakladın o kadar ay?" dedi gülerek. "Bana ne oldu?" dedim ciddiyetimi bozmayarak. "Alisa... Sana bir araba çarptı ve birkaç aydır seni hastanemizde misafir ediyoruz... " doktoru dinlerken her şey şakaymış gibi geliyordu. "Neden hiçbir şey hatırlayamıyorum?" dedim. "Araba kazası yüzünden ama merak edilecek bir durum yok. En az 2 ay, en fazla 1 yıl sonra tamamen hafızan yerine gelecek." her şey çok basitmiş gibi söylüyordu... "Siz kimsiniz?" dedim diğerlerine dönerek. Kadın yanıma yaklaştı ve elimi tuttu. Ojeli parmakları, pürüzsüz bir tene sahipti.
Tam ağzını açacakken içeri sarışın, ela gözlü, güzel bir kadın girdi. "Alisa..." dedi yavaşça. Yatağıma koşar adımla gelip bana sarılmaya yeltendi. Ama doktor "Daha yeni uyandı." dedi ve onu durdurdu. Kadın gözlerini devirip "Pekala." dedi.
"Bütün aile burda olduğuna göre ben gitsem iyi olacak. Alisa sana geçmiş olsun. Bizi çok korkuttun." dedi ve çıktı.
Bütün aile derken? "Bütün aile derken?" dedim. "Hatırlamıyor." dedi sarışın olan kadın. Diğer kadın da başını sallayıp onayladı. "Bana cevap verir misiniz?" dedim dayanamayarak. "Biz senin aileniz... Ben baban. Fırat Sırma..." Bu da ne demek?
"Saçmalamayın! Bir ailem olsa bunu hatırlardım." dedim.
"Hatırlamıyorsun işte." dedi sarışın olan.
"Hatırlardım!" dedim."Böyle karşılaması çok normal Ece. Onu biraz yalnız bırakmalıyız." dedi adam.
"Zaten yalnız bıraktığımız için böyle oldu. Daha fazla kimse yalnız kalmayacak!" dedi sarışın.
"O haklı Fırat." dedi diğeri de."Kimseyi yanımda istemiyorum" dedim. "Bunları sindirmek istiyorum sadece... Lütfen beni yalnız bırakın."
En sonunda dayanamayıp odadan çıktılar.Onlar odadan çıkar çıkmaz ağlamaya başladım. Süzülen yaşlar sıcaktı. Hiçbiri durmuyordu. Kendimi durduramıyordum. Ailemi hatırlamıyordum...
***
"Alisa. Uyanmak ister misin tatlım?" dedi koyu kızıl saçlı kadın.
Kendimi toparlayıp "Artık konuşabiliriz." dedim. Hala hazır değildim ama öyle olmak zorundaydım. Sonsuza kadar böyle süremezdi."İlk olarak... Bana tek tek kendinizi tanıtın lütfen." dedim.
"Ben Ece Sırma. Ablanım. 23 yaşındayım." dedi sarışın.
"Bende annen. Sinem. 36 yaşındayım... " dedi koyu kızıl olanda.
"Bende baban söylemiştim zaten. Fırat. 41 yaşındayım bende." dedi adam.
"Yaşlarınızı neden söylediniz ki?" dedim bende umursamazca. "Pekala ben kimim?"
"Sen bizim küçük Alisa'mızsın." dedi Ece.
"Sen bizim küçük meleğimizsin." dedi adam... Yani babam.Çok cana yakındılar. Onları sevmiştim. Ailem iyilerdi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİNCİ ŞANS
Novela JuvenilAlisa Sırma. 17 yaşında. Eski karanlık yaşamından haberi yok. Sessiz çığlıkları, nefes almasını zorlaştıran o sorunları, ailesi ve ona işkence gelen arkadaşlıkları... Her şeyi gitti. Hepsini o kazada bıraktı. Bütün anıları o kazada silindi...