Cennet...

33 3 0
                                    

Sayın okuyucular
Bu bölümü okurken sizden rıcam 'SANCAK- CENNET' adlı parçayı dinlemeniz…

Bana sinirlendiğinin farkındaydım, hiç birşey yapmamak aslında en mantıklısıydı. Bende mantıklı olanı yapıyordum.
"Onur. " dedim. "Biliyorum bunu yapmamam gerekiyordu ama ne yapayım? Tutamadım kendimi. " son kez yalvarmak belki işe yarar diye düşündüm.

"Anlamıyorsun. Bunun ne kadar tehlikeli olduğunu idrak edemiyor olamassın. Farkındasın herşeyin ama hala yapmakta ısrarcısın. Ulan bi gün de abi sözü dinle. " dedi. Sinirliydi evet ama bu kadarı da fazlaydı.

"Sonucu aldığımız zaman belki dünyanın en mutlu insanı sen olacaksın. Belli mi olur be Onur? Tamam senden habersiz test yaptırmamalıydım. Ama ben de yaptırdım. Hem anne den hem babamdan. Bücürük için bişe yapmadım. Bilmememiz daha iyi onun için. Biliyorum, farkındayım o adamın iş yerine gidip test için saç örneği almam tehlikeli ama ne yapayım? Başka yolu mu var? " dedim. Sesim kararlı bir o kadar da merak doluydu.

" Gülsüüüm!!! O adam derken bile küçümsediğin o şerefsiz seni istediği için babam bu gün o yatağa mahkum. Bunu biliyorsun değil mi. Ve sen, hala umursamayarak devam etmek istiyorsun. Bende mi seni korumak için yataklara düşeyim? Onu mu istiyorsun? Bensiz ne olur sizin haliniz? Bücürük, onu düşün. Bir dakika bile aklından çıkarma onu. Herşeyden çok sevdiğini iddia ettiğin minik kız kardeşin. Onu bir an bile unutma. Arama beni, kimseye de sorma. Rahat bırak, en azından bu gece. " son sözünü kapının önünde söyledikten sonra tüm sinirini kapıdan almak istercesine sert çekip kapatarak çıktı. Tek kelime bile söylememe izin vermeden gitti. Arkamı dönüp mutfağa girdim. Su içmek için rafdan bardak aldım. Neden bu kadar büyütmüştü anlamadım. DNA testinden ya da sonucundan bu kadar mı korkuyordu.

Testi nasıl yaptırdığım aklıma gelince tezgahdan uzaklaşıp elimdeki bardağı hızla karşı duvara fırlattım. Kendimden nefret ediyordum. O kadına bunu yapmasını bu sefer ben söylemiştim. Onunla birlikte o adamın iş yerine kadar gitmiştim. Neyse ki Alper beni yalnız bırakmadı. Onu çok severdik. Anne' nin olaylarında hep bizimle ilgilendi. Aslında o şerefsizin oğluydu! Bizimle hiç bir zaman bu konuyu konuşmak istemedi çünkü o da babasından nefret ediyordu. Adam evine uğramıyordu bile.

Dün Onur bücürüğü Ayşe teyzeye bıraktığını söyleyince bende onlara gittim. Alper Buğlem ile oynarken Ayşe teyze de onları izliyordu. Bende Alper'e testi yaptırmak istediğimi söyleyince, bana annem olacak o kadını kullanarak bunu yapabileceğimizi söyledi. Alper, Onur ile aynı yaştaydı. Hatta birbirlerine o kadar benziyorlardı ki, Ayşe teyzeyi tanımasam ikiz olduklarını iddia edebilirdim. Gerçeğine bakarsa aynı adamın oğulları!!!

Mutfağı toplayıp süpürgeye çektirdikten sonra banyoya girdim. Elimdeki telefonu dolabın içine koydum. Müziğin sesi banyoyu doldururken ben aynaya nefret dolu bakışlar atmaktaydım. Hayat her zaman bu kadar kötü mü davranır insanlara? Son kez kendimden ve herkezden nefret ettikten sonra duşa girdim. Uzun olan saçlarımı yıkamaktan çok taramaya üşeniyordum. Çoğu zaman taramıyordum zaten. Buğlem benim saçlarımı çok severdi, bende o sevdiği için kesmiyordum. Henüz saçlarımı durulamışdım ki telefonumun zil sesini duydum. Havluya sarılıp telefonu aldım. Arayan Onur du.

"Ne o? İçine dert mi oldu? Aramayacaktım, sen aradın. " dedim, tüm kırgınlığımla.

"Uzatma, Buğlem'i okul çıkışı babama getir. Bende orda olacağım. " dedi.

"İş? " dedim.

"Bana ne? Bul bişe işte, orda olun! " Onur'un şu emrivaki ses tonu beni sinir ediyor.

" Gelmiyorum ben işe gitmek zorundayım, git al Buğlem'i. " dedikten sonra telefonu kapattım. Mesaj atacağını bildiğim için uçak modunu açıp telefonu tekrar dolaba koydum. Hala müzik sesi yükseliyordu. Kurutma makinasını fişe takıp çalıştırdım. Aslında saçlarımın kendine kurumasını beklerdim genelde ama bu sefer öyle yapmadım, havalar soğuk olunca kurutmak zorundaydım tabii. Hızlanarak hazırlanmaya devam ettim, evin halini umursamadan. Akşam yemek yapmak için birşeyler almam gerekiyordu ve bunu unutmamak için elime yazdım. Son bir kez daha evin içinde dolanıp, kontrollerimi tamamladıktan sonra evden çıktım. Yürüyerek yarım saate ancak yetişirdim işe. Geçen gün yaşananlar yüzünden işden ayrılmak zorunda kalmıştım Onur'un bana 'Gel, ben ayarladım izinlisin. ' dediği izin meğerse işden çıkışımmış. Bunu duyduğumda ilk önce sıkıntılarla kıvrandım ama eve öncekinden daha yakın olan yeni iş yerimi ayarlayınca çabuk atlattım.

Islak zeminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin