Annem(!)den

20 2 2
                                    

Son günlerde sinirlerim gittiçe bozulmuştu. Bir yandan kocam, bir yandan oğullarım, bir yandan canım kızım. Beni onlardan en çok uzaklaştıran aklımı toplamama sebep olan tek kişi de aslında hayatımı alt üst eden o adam. O adam Azat'dan başkası değil…

****           ----                                                                                                                   ----            ****

Hayatımın en mutlu yıllarını yaşıyordum neredeyse, yaşım artık cüsseme oturmuştu. En alımlı yaşımdı belki. On sekizi bitirmiş on dokuza girmiştim. Yaşım olabildiğince güzeldi, keşke yaşantım da bir o kadar güzel olabilseydi. Biriyle tanışmışdım. Genç, yakışıklı bir o kadar da zengin biriydi.  Beni babamdan ancak o kurtarabilirdi, bana kalsa kurtarıcım oydu. Hakkında pek de güzel şeyler duymamıştım, buna rağmen ben onunla gitmek istiyordum, bu şehirden uzaklaşmak istiyordum.

Saat dokuz olmuştu ki bir kaç gündür yaptığım gibi bahçeye çıktım. Evimiz şehire uzak sakin bir köydeydi. Beş kardeşin en küçüğüydüm. Ablam yanıma gelip,

"Ne yabeyon gı buda? " dedi.

"Heç, eyle otureyom. Sene ne oldu da çıkıvedin dışaya? " telaşlı aynı zamanda endişeliydim. Gitmesi gerekiyordu. Ya Azat'la karşılaşırsa.

"Bubam bakıve didi. İlişem mi eyle yanına? İncik canımızı sıkıvemesin. Ha? " sözlerinden anlaşılan gitmeyecekdi. Burda duramazdık, ya karşılaşırsa -ALLAH korusun- sonum olur.

"Abla, sen bi çay gapda ge. Ben beyle bekleyom buda. Gidivemem bi yanlara, ne merak edeyonuz. Hem gideceğem yok hoç. Ne bekleyip durun başımda. Gidive. Anaa iki dakka yalnız kalam didim hemen gelip durun. Ya da duu, sen beyle oturuve ben gidem. " dedim. Amacım üste çıkıp onu eve göndermekti.

"Yog abam. Ne deyon. Du, ben gidem accık çay koyam, hem sende ben gelene gada otuve yalınız. " sözlerini evin kapısında tamamladıktan sonra kapıyı kapattı. Bahçede yalnız oturuyordum ki Azat'ın bahçe kapısına yaklaştığını gördüm. Okuduğum lisenin kapısında da beklidiği olmuştur- bir kaç kez-. Ellerimi geliye gitmesi için iteledim. Ama sanki inadıma gelmeye devam ediyordu. Kapıyı açıp bahçeye girdi. Yanına koştum,

"Ne?" dedim yüzümü kırıştırarak. " Sen beni öldürtecek misin? Babam evde. Nereye geliyorsun elini kolunu sallayarak? Abimler evde."

"Neydi senin babanın adı?" dedi sakince ve hala evimizin önüne yürümeye devam ediyordu.

"Saçmalama, ne yapmaya çalışıyorsun?" dedim. Sesim yükselmişti. Elimi ağzıma kapatırken gözlerim kocaman açılmıştı.

"Bey baba!!!" diye nağra attı. Gözlerim daha büyümüştü. "Bey baba!!! Baksana bir şuraya." Gözlerim istemsizce dolmuştu.

"Azat delirdin mi sen? Öldürecekler beni. " dedim sesim titrerken. Gözlerim göz yaşlarıma daha fazla ev sahipliği yapamadı. Yanaklarıma süzülmüştü göz yaşlarım. Sesimin titrediğini duyan Azat burnundan soluyarak bana doğru ilerledi. "Korkuyorum!" dedim. Yüzümü ellerinin arasına aldı, alnımdan öptü, ne yapıyordu anlayamıyordum. Göz yaşlarımı sildi.

"Seni alacağım bu gece. Ne pahasına olursa olsun, senin kılına zarar gelmeyecek ve ben seni alıp gideceğim. Evimizi hazırladım. Bizim için. "

"Hop!" Gözlerim daha fazla açılmıştı. Babamın sesiydi bu. Azat'ın yüzümdeki ellerini hızla ittirdim. Başımı önüme eğip gözlerimi sıkıca kapattım. Dişlerimi o kadar sıkıyordum ki ağzım kan dolmuştu. "Ne olup durun deli ganlı? Benim bahçemde, benim gızımla bu ne vaziyet. Halime! Ge gız bu yana. "

"Hah. Siz, Halimemin babasısınız. Bilin diye sizi buraya kadar yordum. Yoksa kızınızı bulamayınca üzülecekdiniz. Biz Halime ile gidiyoruz. Yani onu alıyorum. Ona zarar vermeden vedalaşacaksanız elinizi öpelim, yoksa gidiyoruz. " dedi elimi tutarken. Gözlerimi açtım. Kafamı kaldırıp yüzüne baktım. O bana bakmadan arkasına dönüp yürümeye başladı beni de peşinde çekiştirerek. Ne oldum diyemeden ne olduğumu izlemeye koyuldum, babam bağıra çağıra arkamızdan koşmaya başladı, abilerim tüm hızlarıyla koşmaya başladı ama biz Azat'ın arabasına atlayıp oradan uzaklaştık.

Zaman su gibi akıp geçti, geçip gitti. Sonra bi baktım yıllar yılları, dertler insanları kovalayıp durmuş, evlenmeden çocuk sahibi olduğum Azat ile ayrılmışız. İki çocukla sokakta kalmamak için masum bir aileye dadanmışım -herşey çocuklarım için-, kocam olan adam hayata gözlerini yummuş. Ne kolay anlatılabiliyor, değil mi? Aslına bakılırsa ömrüm geçti. Koca yıllar geçti gitti…

Beni hiç sevmeyen oğlum, bana kin dolu kızım(!) ve benim dünyalar tatlısı biricik bebeğim. Size bunu anlatmayı çok isterdim. Yüz yüze konuşmayı -yüzüme baksaydınız- isterdim. Şimdi gidiyorum, babanıza ne yaşattıysam bunun özrünü defalarca diledim. Bir insan bir çok kere sever, ama yalnızca bir kere aşık olur. Kızım, yavrum umarım doğru zamanda doğru kişiye aşık olursun. Sen de, abin de, biricik kızım Buğlemim de. Kendinize iyi bakın olur mu? Küçükken olduğu gibi öpe koklaya vedalaşmak isterdim, isterdim ama… Neyse kalın sağlıcakla.

                                                                                                           ÇOCUKLARIMA!!!
                                                                                                             Halime SOYAK

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 10, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Islak zeminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin