21 haziran salı
"Deniz"
Yataktan düşmemin etkisiyle aniden uyandım sanırım gördüğüm rüya beni çok etkilemişti peki ya rüyamda ne gördüğümü neden hatırlayamıyordum... en iyisi dışarıda kahvaltı etmek dedim ve kendimi sokağa attım güzel bir kafe de güzel bir kahvaltı tabağı siparişi verdim. Kahvaltımı tamamladıktan sonra sokakta biraz yürüdüm böylelikle de aklımdaki sorulara cevap aramış olurdum. Neden bilmiyorum ama içimden bir ses eve gitmek yerine sahil kenarında bir bank'a oturmamı söylüyordu peki ama neden. unuttuğum bir şeyler mi vardı acaba iyi miydim yoksa bana bir şeyler mi olmuştu. Kafamda bunca soru varken içimden geçeni yapmamak aptallık olurdu. Sahile doğru yürümeye başladım sahile vardığım anda gördüğüm ilk şey bankın üstünde yazan "deniz için" yazısı oldu adeta beynimden vurulmuşa döndüm. Bank'a doğru yürüdüm ve üstünde bir kitap duruyordu kitabın üstüne de bir not yapıştırılmıştı. Notta sayfa 204 yazıyordu. Banka'a oturdum ve notun üstünde yazan sayfayı açtım. sarı bir kalemle bir cümle çizilmişti. Cümlede ise "deniz kadar soğuk güneş kadar sıcak " yazıyordu. Ne anlama geldiğini anlamadığım için kitabı kapadım ve tam bank'tan kalkıcaktım ki birinin kolumdan çektiğini farkettim karşımda duran kişi masmavi gözlü kumral biriydi. Bir sorun mu var bakışı ataraktan ne olduğunu sormaya çalıştım fakat adam sadece yüzüme kilitlenmişti çok şaşırmışa benziyordu. "Beyefendi iyi misiniz ?"
"beyefendi ?"
(Kekeleyerek) "şeey kusuruma bakmayın sizi birine çok benzettim de... " Dedi adam. ve hızlıca ters yöne doğru yürümeye başladı. Açıkçası korkmadım desem yalan olurdu çünkü gerçekten korkmuştum bir şeyler olduğu kesindi ve ben hiçbir şey hatırlayamıyordum. Üzerimde sadece sabahki rüyanın etkisi vardı. Kitapları severdim, deniz kenarında oturmayı severdim, ve adım da denizdi. Bu kişi her kimse benimle ilgili bir şeyler biliyordu. Eve vardım köpeğim linda beni kapıda karşıladı sanırım acıkmış olmalıydı. Onu bir güzel besledim ve koltuğuma uzandım. Yanımda duran günlüğümü farkettim. Açtım ve okumaya başladım. Hayatım ne kadar da sıkıcıymış diye iç geçirdim. Fakat bir şey farkettim günlüğümde son bir ayın sayfaları eksikti ve ben günü gününe günlük tutan biriydim. Günlüğü elimden fırlattım. Karşı rafa çarptı ve aniden yere bir fotoğraf albümü düştü. Üstünde hatıralarımız kadar uzak yazıyordu. Fotoğraf albümünü açtım ilk olarak karşıma arkası dönük bir şekilde bankta oturan iki kişinin resmi çıktı. Sol tarafta oturan adamın kafa kısmı kesilmişti. Fotoğrafa biraz dikkatli bakınca ordaki kızın aslında ben olduğumu anladım peki ya neden böyle bir fotoğraf çekildiğimi hatırlayamıyordum ? yanımda oturan kişi kimdi sevgilim mi ? arkadaşım mı? kafamda bunca soru varken ve ben hiçbir şey hatırlayamıyorken çıldırmamak elde değildi. Herşeyi, neler olup bittiğini öğrenmem gerekiyordu. Yoksa biri benimle oyun mu oynuyordu. Sinirlenerek dışarıya çıktım hızlıca sahile doğru yürümeye başladım. Hava sıcaktı ve bende aşırı sinirlenmiştim sahile vardım bank'ta ilk geldiğimde karşılaştığımız adam oturuyordu ona doğru yürümeye başladım fakat o anki sinirimden de olsa gerek herşey kapkaranlık oldu ve kendimi yeşil çimenlerin üstüne atmak zorunda kaldım.