baştan başlayalım mı güzelim

161 22 27
                                    

Kendimi bildim bileli son derece inatçı bir insan oldum. İnsanları dinler, tavsiyelerine kulak asıyor gibi yapar ama sonunda her şekilde olayı kendi isteğime çevirirdim. Gerçekten, etrafımdaki herkesi dinliyormuş gibi yapmada üstüme kimseyi tanımazdım. Ama bunun yanında gerçekten bana doğru kararlar almamda yardımcı olduğuna inandığım insanlar da vardı. Küçükken bunların başını annem çekerdi, başımdan geçen olayları onunla paylaşır ve yapmak istediklerimi ona anlatırdım. Bir süre sonra bu olay yapmak istediklerim ve aslında yapmam gerekenler olarak değişmeye başlamıştı. Aklım biraz da olsa bir şeylere ermeye başlayınca her zaman yapmak istediklerimizi yapamadığımızı öğrenmiş kendi kendimle sürekli çelişmeye başlamıştım. Ayaklarımın üzerinde durmaya karar verdiğim zamanlar Yoongi hyungun dediği teklifi kabul ettiğim zamanlardı. Ondan sonraki 5 yıl içerisinde kendimi bulmama yardım eden tek insanı da ellerinin arasından yitirmiştim.

İnsanlar ne derler, nasıldır bilmem ve çok merak ettiğim de söylenemez ama ben her zaman geçmişe bağlı yaşardım. Üzerinden yıllar geçse bile kendimi biraz olsun huzursuz hissettiğim bir an oturup eski yaşanılanlara ağlardım. Hayatımın çoğu, sonucunda mutlu olacağımı bilsem de gitmek istediğim yolun başında durup yolu izlemekle geçmişti. Korkak bir insandım. Korkak bir insanım. Ama ayağa kalkmasını iyi bilirdim. Bana zamanında hıçkırarak ağladığım acıyı iki ay sonra sorsalar kahkahalarla gülebilirdim. Çünkü bilirdim daha ne acılar yaşayan insanlar vardı. Ve ah, birazcık da ruh hastasıydım ondan. Yapabileceklerimin sınırı, konunun ucunda etkilenecek kişi olarak ben yoksa çok genişti. Ama belirli kalıplar içerisinde yaşardım ve sınırılarımın dışında hiçbir şeye de bulaşmazdım. Basittim kısacası. En azından bu onunla tanışana kadar öyleydi. Her zaman sert olan karakterim mutluluğun getirisiyle manasız derecede alaycı bir hale dönmüştü ve gidişinin ardından da kendime kalkan olarak bu alaycılığı seçmiştim. Eski sert duruşum pekala vardı ama artık sadece sinirlenince alaycılığımdan sıyrılıyordum. 

Tabi bu her zaman doğru olmuyordu.

Genel olarak yanlış kararlara sürüklenmemin baş sebeplerinden birini bu olarak bile gösterebilirdik hatta. Yanlış kararlarımın sonuçlarını olgunlukla karşılayıp, benim yanlışım bunu düzeltmek de benim işim diyebilirdim çoğu zaman ta ki bir kaç saat öncesine kadar.

Gitmesini istememden bu yana verdiğim en yanlış karar onu öpmekti sanırsam. Tahmin ettiğim gibi beni itip bağırmamıştı. Aksine hiç kıpırdamadan durmuş ve sesini bile çıkartmadan geri çekilmemi beklemişti. Ya da ben beklediğini düşünmüştüm. Çünkü kendimi yüzünden azıcık uzaklaştırdığım zaman gördüğüm tek şey kapalı gözler ve kanayan bir burundu. Bu kısa zaman içerisinde hayatta sürekli aynı kişiyle sınanmaya başlamıştım ama lanet olsun ki isyan bile edemiyordum çünkü gerçekten hepsinin tek sorumlusu bendim.Şuan başında beklediğim çocuğun hastane odasında sessiz sakin yatıyor olmasının da, kapının hemen dışında abimle Jimin'in abisinin deli gibi kavga ediyor olmasının da, zamanında gerizekalı olarak nitelendirdiğim Taehyung'dan deli gibi dayak yememin de tek sorumlusu bendim. 

Ama yine de, yine de... 

Ahh, cidden. Yapabileceğim hiçbir şey yoktu, yine yanlış bir karar vermiştim ve sonuçlarını bir şekilde düzeltmem gerekiyordu.

"Bırakma... gitme..." Kafamı eğdiğim yerden kaldırıp hızla sayıklamaya başlamış bedenin başına çömeldim. Birine yalvarıyordu, birine gitmemesi için yalvarıyordu. (Y/N: Acaba kime seni gerizekalı) Elimden saçlarını sevmekten başka hiçbir halt gelmiyordu ya bu beni delirtiyordu.

"Jungkook.. lütfen bırakma beni... yalvarırım." Duyduğum cümleyle bakışlarımı yatan bedenden uzaklaştırıp hızla dışarı attım kendimi odadan. Her an ne yapmam gerektiğiyle ilgili düşünüp duruyor ve hepsinin sonunda sürekli yanlış olan seçeneğe yöneliyordum. Cidden, ona zarar vermekten başka hiçbir halta yaramıyordum. İçinde biriktirdiklerini yüzüme haykıracağı falan da yoktu. Sonu istediğim şeye bağlansın diye canını daha fazla yakmaktan ve beni affedeceği gibi hayallere kapılmaktan vazgeçmeliydim sanırım. Peki, kendimi affettirmeye çalışmaktan da vazgeçmeli miydim? Bunun cevabını bana en iyi verebilecek kişi sanırım Yoongi hyungdu. Yanına gitmeli miydim? 

Coming form the past [jikook]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin