Kıvanç'la göz göze gelmemle beraber bir an duraksadım ama hemen kendimi toparlayıp oradan uzaklaşmaya başladım.
"Neler oluyor burada? Sesin girişe kadar duyuluyordu."
Tam yanından geçerken konuşmasıyla ona doğru dönüp sorusunu cevapladım.
"Buradan uzaklaşmam gerek. Sonra konuşuruz."
Bir şey demeden yürümeye devam ettim.
"Tamam. Bende geliyorum."
Sabah gittiğimiz yere kadar yürüdüm. Ayak seslerinden onun da arkamdan geldiğini anlamıştım. Aslında yalnız kalsam daha iyi olacaktı ama konuşmak istemediğimden dolayı hiçbir şey demedim.
Kayalıkların önüne gelince burada oturmaya karar verip oturdum. Kıvanç da yanıma oturdu.
Bir süre ikimizde konuşmadık ve öylece oturduk. Savaş nasıl benim hakkımda böyle şeyler düşünebilmişti? Halbuki ilk görüşmemizde beni öyle bir anlatmıştı ki şaşıp kalmıştım nasıl gözlemleyerek bu kadar iyi tanıyabildi diye.
Kızgınlığım gitmiş ve yerini kırgınlığa bırakmıştı bir süre sonra. Benim hakkımda böyle düşünmesi sebepsizce beni çok kırmıştı. Sanki boğazıma bir yumru oturmuştu ve ne yaparsam yapayım oradan gitmeyecekti. Hem ağlamak hem de haykırmak istiyordum ama tek yapabildiğim burada oturup bunları düşünmekti.
Kıvanç ağzını açmış konuşup konuşmamak arasında kalmıştı. Kendim de konuşabilecek gücü göremediğimden yine tepkisiz kalsam da şuanda konuşmaması daha iyi olurdu. Büyük ihtimalle onu sevdiğimi öğrenmişti. Belki de beni kırmadan nasıl reddedebileceğini düşünüyordu ya da olumlu bir tepki verecekti ve bunun hakkında düşünüyordu. Üçüncü ihtimal ise çok şaşırmıştı ve henüz ne yapacağını kendisi de bilmiyordu. Kim bilebilirdi ki bunu. Bunun hakkında olumlu bir tepki vermesi fikri bile beni heyecanlandırmaya yetmişti şuanda.
Yaklaşık yarım saatin ardından Kıvanç halen yanımda duruyordu ve sürekli saate bakmasından anlamıştım ki çekimler başlayacaktı.
"Hadi gidelim artık." Dedim. Çünkü Kıvanç'ın konuşacak gibi bir hali yoktu. Etrafa bakan bakışlarını bana döndürdü ve başını salladı beni onaylarcasına.
Oraya vardığımızda herkes yeni yeni toplanmaya başlamıştı. Savaş'ı görünce yine sinirlerim bozulsa da kafama takmamaya çalıştım ve onunla göz göze gelmemeye çalıştım.
Neden Kıvanç'ın benim onu sevdiğimi duyup duymadığını değil de Savaş'ın bana söylediklerini düşünüyordum ki? Vereceği cevaptan ne kadar korkarsam korkayım Kıvanç'a bir şey duyup duymadığını sormam gerekti.
Öncelikle çadırları kuracağımızdan herkes kendi çadırını alıp kurmaya başladı.
Liseye başladım başlayalı bir sürü kampa katıldığımdan çadır kurmayı çok iyi biliyordum ve kısa sürede kendiminkini kurmuştum.
Benim çadırımın yan tarafındaki çadırın bir anda düştüğünü görünce kimin çadırı olduğuna baktım. Çadır Kıvanç'ındı. Ona doğru baktığımı görünce her zamanki gibi gülümsedi. Bende ona gülümsememle karşılık verdim.
"Anladığım kadarıyla çadır kurmayı bilmiyorsun. İstersen yardımcı olabilirim."
"Yardımcı olursan sevinirim. Nasıl kuracağım burada yazıyor aslında ama yine de yapamadım" Dedi mahcup bir şekilde elinde tuttuğu kağıdı göstererek.
Yanına gittim ve çadırın parçalarını birleştirmeye başladım. Başımı kaldırıp Kıvanç'a baktığımda bana hayranlıkla baktığını gördüm. Ne vardı ki altı üstü bir çadır kuruyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şans Beni Bulunca (ARA VERİLDİ)
Teen FictionTam da herşeyin bittiği yerdeydim.Artık umudumun sonuna gelmiştim.O hiç bir zaman değil beni sevmek görmeyecekti bile.Ta ki telefonum çalana kadar...Kim bile bilirdi ki bir telefon çağrısıyla hayatım tamamen değişeceğini... Hikayenin başlangıç tar...