Meet {1/3}

1.7K 144 128
                                    


İyi Okumalar 🖤






26 Temmuz 1952
Atlantik Yolcu Gemisi
23:10

"Arkadaşım; Kim Taehyung, aşık olduğu adamla efsaneleşmek adına bu gemiyi batırma kararı aldı... Sarhoşlar mı? Pek bilemiyorum...

Ben: Jung Hoseok...

...

Tanrı bize yardım etsin..! "





24 Temmuz 1952
Atlantik Yolcu Gemisi
15:35

"Akşam yemeği için, şu incili kolye mi yoksa pırlantalı kolye mi, Taehyung?"

İhtişamlı geminin, en büyük odalarının birinde, beraber kaldığı oda arkadaşına dönüp sormuştu, Jung Hoseok. Akşam vakti asillerle yiyeceği yemek için sabırsızlanıyordu.

"Yemeğe daha var, Hoseok... Hem sen, benim zevkime güvenir miydin?" diye cevap vermişti Taehyung. Sesi bıkkın ve oldukça yorgundu. Hayattan sıkılmış bir hali, insanlardan bezmiş bir surat ifadesi vardı.

"Ayrıca onların özel olduğunu sen söylüyordun, sofradakiler tanır. Sade bir şeyler tak bu gece..." diye de devam etmişti.

"Sade bir şeyler mi?" diye yakınmıştı karşısındaki. Aynı zamanda da tırnaklarındaki ojenin tazelenip tazelenemeyeceğini kontrol ediyordu.

"Bu gemiyle bütün okyanusu boylu boyunca seyahat edeceğiz. Belki bu günler sürecek ve ben sade şeyler takıştırmak için bu gemiye binmedim, Kim Taehyung... Beni anladın mı?"

"Bazen bir erkek olduğunu unutuyorsun, Hoseok..." diye cevaplamıştı, Taehyung. Hayatının ve de arkadaşının, yakasını bırakmasını istiyordu fakat bu o kadar da kolay değildi.

Pahalı sigarasını dudakları arasında döndürdü ve içine biraz zehir nüfuz ettirdi. Kötü şeyler yaptığında hayat zevkliydi ve bunun farkındaydı.

"Hiç de bile. Ben, bazen senin en yakın arkadaşım olduğunu unutuyorum bir kere, ayrıca iş ortağım olduğunu da öyle..."

"Üzgünüm iş ortağım lakin bize ait olmayan incileri takmak bana artık zevk vermiyor." diye içindekileri dökmüştü Taehyung.

"Bize ait değil de ne demek? Bunların hepsi bizim, Taehyung!" demiş ve hızlıca büyük, siyah çantasının içindekileri yatağa boşaltmaya başlamıştı, sinirlenen adam.

"Bak bir şunlara! Bu pırlanta yüzükler, elmas bileklikler! Hepsi bizim..." diye devam etmişti çantadan değerli eşyalar ve bolca Kore Won'u dökülürken.

"Onları takınca zevk almıyorum, diyorum Hoseok. Üzerime gelme!"

Taehyung sigarasını, gemi çalışanlarının dekorasyon için odaya yerleştirdiği; pahalı, porselen kül tablasında söndürmüştü ve uzandığı yatağında arkasını dönmüştü.

"Bu gemiye ödediğimiz para, Taehyung.. Hepsi bizim.. Hem olmasa bu odada ne işimiz var Tanrı aşkına?" diye yavaş adımlarla Taehyung'un yanına yaklaşırken, söylenmişti Hoseok. Aynı zamanda da eliyle koyu renkli duvarları göstermişti.

Taehyung gözlerini odada ve kısaca arkadaşının üzerinde dolaştırmıştı. Onun büründüğü bu hale inanamıyordu. Bu kocaman bordo renkli duvarlardan, parlak büyük aynalardan, pahalı saten yatak örtülerinden ve kaplan derisi halılardan ne anladığını bir türlü anlayamıyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 10, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

1952 ✵ TaeggukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin