yazar/author: lambskwer
çevirmen/translator: zeze
👻MARK LEE
Mark:
Ama cidden, hiç 'biz' olabileceğimizi düşünmüyor musun?Kiseon:
Bana bir şey sormaSana bir cevap veremem
Şu an olduğumuz şekilde çok mutluyuz
Mark:
HaklısınO zaman sana sürekli yakın olan şu çocuk kimdi?
Artık onu etrafında görmüyorum
Kiseon:
Mark, zamanı geldiğinde sana söyleyeceğim tamam mı?Mark:
Oh tamam. O zamanBuluşmak ister misin?
Cumartesi ve ailem büyükannemi ziyaret etmek için şehir dışında?
Kiseon:
Tabi, 10 olsun mu?Mark:
:)[18.38]
"Sende bir şey var." dedim, onu hemen yanımda kollarımda sıkıca tutarken. Başı omzumda dinleniyordu, ellerim onunkiyle iç içeydi, günbatımını izliyorduk.
"Bunu iltifat olarak kabul edeceğim." Kıkırdadı ve göğsüme daha çok sokuldu.
"Ya! Jung Kiseon! Bu da ne?!" Birisi arkamızdan bağırdı. Dönmek istedim ama tepki vermeme fırsat kalmadan Kiseon benden uzaklaştı.
"Ayrıldıktan hemen sonra, küçük fahişe kıçın onun peşine mi düştü?!" Çocuk yüzüne bağırdı. Başta, kim olduğunu çıkaramadım, sonra farkettim ki o Kiseon'un her zaman yanında olan çocuktu.
Ayrılmak? Birlikteler miydi?
"Lütfen git." Kiseon yumuşak ses tonuyla ona gitmesini söyledi ama çocuğun tek yaptığı gülmekti.
"Jung Jaehyun, sana gitmeni söyledim." Sonunda senini biraz daha yükseltti.
"Sen," Şu Jaehyun çocuğu bana döndü, ölü gibi bakıyordu. Kiseon onu durdurduğunda beni pataklamak üzereydi. Yumruğunu kavradı ve ona engel oldu. Önce Kiseon'a yalvaran gözleriyle baktı, sonra direkt gözlerimin içine.
"Seninle sonra hesaplaşacağız," iyice dibime girerek yakamı kavradı ve sonra gitti.
"Onunla çıktın mı?" Kiseon'a dönüp baktım ve onun tek yaptığı yeri izlemekti. "Ya! Jung Kiseon! Cevap ver!" Sesimi yükselttim.
"Gi-gitmem gerek, görüşürüz." Dedi ve sonra benden uzaklaştı.
Bu tekrar eden elvedalar yavaşça kalbimi kırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
let's not fall in love. mark ㅡ türkçe ✓
Fanfictionama ben de senden hoşlanıyorum dediğimde, bunu gerçekten demek istemiştim. yazar/author: lambskwer çevirmen/translator: zeze