17|On

263 30 5
                                    

yazar/author: lambskwer
çevirmen/translator: zeze
👻

JUNG KISEON

İşte oradaydı, tekrar. Göz temasından kaçındım, yere bakarak koridor boyunca yürüyebildiğim kadar hızlı yürüdüm.

Bu bir işaretmiş gibi, birinin göğsüne çarptım. Lütfen o olma, lütfen o olma, lütfen o olma-

"Bana bak." Çocuk sertçe söyledi. Bu ses, lanet olsun; bu oydu- Lee Minhyung. Yavaşça yukarı, gözlerine baktım. Ve sevgili tanrım, onlara bakmayı ne kadar çok özlemiştim.

"Çok aptal olduğumu farkettim, bunu yürüteceğimize sana söz veren olduğum halde seni böyle kendimden uzaklaştırdığım için." Aşağıya, bana baktı. "Ve farkettim ki seni özledim. Arkadaşlarım batırdığımı söyledi, ve batırdım. Bunun için kendimden nefret ediyorum." Sırtımı dolaplara yaslayacak kadar bana yaklaşırken ekledi.

Etrafımızdaki herkes bunu farketmeye başlamıştı ve böylece gözler üzerimizdeydi. Gergindim, kalp atışım çok gürültülüydü. Sadece ona sarılmak istedim ama yapamadım.

"Bir ahmaktım, bu yüzden sabah akşam düşündüm, bunu nasıl telafi edebilirim diye."

Bana daha da yaklaştı ve vücutlarımız arasında sadece bir karış vardı. Kalplerimiz bir atıyordu, nefeslerimiz birdi.

Anladığım kadarıyla, parmakları bana yaklaştı, çeneme yerleştirdi ve kendisiyle göz teması kurmam için zorlarken çenemi kaldırdı. Bir şey söyleyemeden tekrar gözlerine derince daldım.

"Bakalım bu işe yarayacak mı?" Fısıldadı ve sonra dudaklarını benimkilere yaklaştırdı. Ben daha ne olduğunu anlayamadan, dudaklarımız birbirine değdi, uyum içinde hareket etmeye başladı.

Senden nefret ediyorum, Mark Lee. Ama aynı zamanda seni seviyorum ve seni tamamen kendime istiyorum. Ama dediğim gibi korkuyorum, tekrar incinmekten korkuyorum, sana açılacağım çünkü "bunu yapabiliriz," dediğinde sana güveniyorum.

çn: resmen bir dahaki bölüm final, gözler yaşlı bu kitabı seviyordum u.u

let's not fall in love. mark ㅡ türkçe ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin