yazar/author: lambskwer
çevirmen/translator: zeze
👻MARK LEE
Kiseon gülümsediğinde kalbim acıdı. Neden böyleydi? İçine derince düşüyordum ve artık ne yapabilirdim bir fikrim yoktu.
"Neden somurtuyorsun?" Ona doğru aşağı bakarken, gözlerime baktı ve dudaklarını büktü.
"Lütfen gülümseme," dedim, somurttu.
"Wow, bu, açıktı." Ekledi.
Sıçayım, yanlış anladı. "Hayır. Yani-" Olayı daha da anlaşılmaz yaptım.
"Bana gülümseme. Eğer sana sevgiyle bağlanırsam, üzülürüm, bu tatlı gülümsemenin gözyaşlarına dönüşmesinden korkuyorum." dedim ve başıyla onayladı.
"Başta bu yarı deneyim, yarı meraktı ama sonunda bir zorunluluğa, tecrübeye ve hataya döndü. Bundan nefret ediyorum."
Hiç çok derin birisine aşık olmuş ama hiçbir şey yapmamak istemiş miydiniz? Hiçbir şeyi mahvetmemek, böylece kendinizi aşık olmamaya zorlamak?
Seni seviyorum Jung Kiseon. Sana söz veriyorum. Seni koruyacağım. Kendini güvenli alanlarımızdan bir gün çıkmak zorunda kalacağız. Seni onun gibi incitmeyeceğim, neden bunu göremiyorsun?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
let's not fall in love. mark ㅡ türkçe ✓
Fanfictionama ben de senden hoşlanıyorum dediğimde, bunu gerçekten demek istemiştim. yazar/author: lambskwer çevirmen/translator: zeze