yazar/author: lambskwer
çevirmen/translator: zeze
👻MARK LEE
Mark:
Ne hissetmem gerektiğini bilmiyorum, yani, neden onunla çıktığını bana daha önceden söylemedi ki?Acıtmazdı, değil mi?
Donghyuck:
Kızgın olma, belki nedenleri vardırMark:
Kızgın değilim! Ben sadece
Ugh
Üzgün? Kızgın? Deliye dönmüş? Bilmiyorum!!!Jaemin:
Hernasılsa hepiniz kız gibisinizJeno:
Sanki sen değilsin? ^^Jaemin:
Kapat çeneni.Jeno:
Bak, doğruyu söylemek gerekirse, onu sonuna kadar dinle. Tamam mı?Mark:
Dinlerdim! Ama! Bütün mesajlarımı görmezden geliyor! Ve hatta aramalarımı da! Okulda beni görmezden geliyor! Ne alaka ya?!?![Kiseon: Seninle konuşmam gerek...]
daha fazla okumak için açKiseon:
Seninle konuşmam gerek, birkaç gün önce olanlar hakkında
Şey daha çok iki gün önce olanlar hakkında :/Sen:
Oh, bilmiyorum? Yani-Kiseon:
Lütfen? Sadece bana güvensen?Sen:
10'a ayarlayalım mı?Kiseon:
:)ㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡ
"Neden bana onunla çıktığını söylemedin?" Benden dört adım uzakta duran kızın gözüne direkt olarak bakarken yavaşça sordum.
İç çekti. "Zamanı geldiğinde, sana söyleyecektim-" cümlesini kestim. "Kızmazdım, biliyorsun değil mi? İhanete uğramış gibi hissettim, bana yalan söyledin ve-"
Sesini yükseltti. "-Biliyorum! Biliyorum yalan söyledim ama beni sonuna kadar dinler misin? Neden bana bir şans vermiyorsun?" Ağlamak üzereydi ve ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.
"Yaptığımın yanlış olduğunun biliyorum, yalan söyledim evet ama ben sadece -ugh! Ben bile, yani kendim, neden sana bunu söylemedim bilmiyorum. Bu sadece şey hissiydi, birini haketmediğini düşündüğünde ondan ayrılmak. Ondan ayrıldım çünkü bütün bu süre boyunca beni haketmiyordu, sana aşık oluyordum." İtiraf etti.
Tamamen şoktaydım. "O zaman neden en başında onunla çıktın?" Sert biçimde sordum. Tek yaptığı omuz silkmek, tereddüt etmek ve ne diyeceğini bilememekti.
"Neden bunu benim için bu kadar zorlaştırıyorsun? Biliyorsun, cevap vermek istemezsin gidebilirim, hatta gideceğim be bunun için bir şey yapamazsın-" Konuşmam kesildi.
"Bir yıl boyunca çıktık. Onu ilk gördüğümde nasıl sevmeyebilirdim ki? Çok nazik biriydi, duygularımı önemsiyor bana önem veriyordu. Beni seviyordu ve onu seviyordum ama seni tanıdıktan sonra, yavaşça sana aşık olmaya başladım ve bilirsin o beni haketmiyor. Buna ne dersin?! Bir sevgilim olduğu hakkında yalan söyledim! Neden bu kadar büyük bir olay ki?! Sevgilim olduğunu öğrendin, eee? Öyle bile olsa ondan ayrıldım zaten! Neden bunu bu kadar büyütüyorsun? Sana söyledim, aşık olmayalım çünkü başka bir yıkıcı ayrılığa daha katlanamazdım. Kendimi kapamak, aptal bir çocuk için ağlamak ve tekrar bu işkenceyi çekmek istemedim." Gözyaşları yavaşça düşüyordu.
"Neden bunu benim için bu kadar zorlaştırıyorsun? Sadece korktum. Başka sözler vermek istemedim. Neden sadece mutlu kalamıyoruz, daha önceden olduğumuz gibi? Neden olamıyoruz?" Sesini yükseltmeye başladı.
"Bu aptal hislere bir anlam veremiyorum! Aşk maskesi giydirilmiş bir hata işte! Bütün hisler birbiriyle aynı!" Saçını geri atarak iç çekti.
"Ama şuan senin kalmanı istiyorum." Bana baktı, yaşlar yanaklarında süzülüyordu.
Bir kelime bile söyleyemiyordum çünkü aşık olmamam gereken kız önümde ağlıyordu.
Belki yapabilirdim, onu sevebilirdim ama neden sadece bana güvenmiyordu?
Tek yapabildiğim onu kollarıma çekmekti ve hıçkırıkları göğsümde patladı. Yavaşça kulağına fısıldadım.
"Merak etme kalacağım. Bunu yapabiliriz, lütfen bana güven."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
let's not fall in love. mark ㅡ türkçe ✓
Fiksi Penggemarama ben de senden hoşlanıyorum dediğimde, bunu gerçekten demek istemiştim. yazar/author: lambskwer çevirmen/translator: zeze