11|Can

264 35 3
                                    

yazar/author: lambskwer
çevirmen/translator: zeze
👻

MARK LEE

"Kiseon, aç şu lanet kapıyı, seni görene ve iyi olduğuna emin olana kadar gitmiyorum."

"Hadi ama, üzgünüm, yorgundum bana ihtiyacın olduğunda orada olmadığın için üzgünüm! Sadece, lütfen. Bırak gireyim ki konuşabilelim?" Sesim çoktan kısılmıştı.

"Tekrar 'lütfen konuşalım' oyununa düşmeyeceğim." İnce kapının ardından yavaşça konuştuğunu duydum.

"Görüyorsun, eğer böyle konuşursan, ne demek istediğini anlayamam ve sana doğru düzgün cevap veremem, sevgilim seni incitmeyeceğim." Suratımı astım, alnımı kapıya yaslarken, kilitli olmamasını umarak kapı tokmağını çevirdim.

Çıt! Sonunda kilitli değildi, yavaşça kapıyı açtım ve odasının köşesinde battaniyeye sarılmış, ağlarken bir top haline gelmiş sevdiğim kızı gördüm.

Şaşırmıştım, nefes nefeseydim. Aşık olduğum tatlı kıza ne olmuştu?

"Kiseon! Ne oldu böyle? Neden ağlıyorsun? İyi misin? Yardım için aramamı istediğin bir yer var mı? Ne oldu sana?!-"

Onu kollarımla çevreledim ve kucağıma çektim.

Cümlemi kesti ve beni susturdu. Daha yakınına çekerek, omzumda ağlamaya başladı. "Sana ihtiyacım varken hangi cehennemdeydin, seni adi?!" Ve yavaşça göğsüme vurdu.

Kalbim sızladı, acı çekiyordu ve ona yardım etmek için orada değildim, kendime söz verdiğim gibi.

"Tacize uğradım! Güvende değildim! Rahat değildim! Tek ihtiyacım olan senin sesini duymaktı. Her şeyin iyi olacağını söylemendi ama neden umrunda olmadı ki?" Ağlarken o anda hıçkırmaya da başladı.

Tek yaptığım çenemi kapatıp tüm öfke ve sinirini üstüme kusmasına izin vermekti.

Ama, taciz? Bu da ne demekti?

"Tacize uğradım derken ne demek istedin?" Dedim, yumruklarını tuttum böylece bana daha fazla vuramadı. Gözyaşlarını sildi ve bana baktı, yavaşça söylendi.

"Jaehyun bana saldırdı, duvara itti, yüzüme bağırdı ve sanki paçavra bir oyuncakmışım gibi beni itekledi. En iyi kısmıda, bütün bunları sadece ondan ayrıldığım için yaptığına inanabiliyor musun?"

Alayla güldü.

Sinirlendim ve yumruklarımı sıktım.

"Kendime, bana her şeyin güzel olacağını söylediğin sürece, iyi olacağımı söyleyip durdum. Ama orada değildin. Ben kendi kıçımı toparlamaya çalışırken sen uyuyordun."

"Sadece kendini umursuyorsun değil mi?"

"Sana ihtiyacım varken bile orada olmadığında, bunun üstesinden gelebileceğimize nasıl inanabilirim?" Bağırdı.

let's not fall in love. mark ㅡ türkçe ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin