LUNATIC

-21-

"Sana birşeyler sorabilir miyim küçük melek?"

Yattığım yatakta biraz kıpırdandım onu daha iyi görebilmek için.

"Tabi ejderhacım."

"Bana acıyor musun?"

"Niye acıyayım ki? Sen dünyanın en güçlü insanısın."

"Peki bana ne zaman aşık oldun?"

"Bana büyü yaptığında?"

Kahkaha atıp soru sormaya devam ettim.

"Sana büyüyü ne zaman yaptım?"

"Kahve içtiğin zaman. Güzeldi o kahve değil mi?"

Ağzıma dolan kahve tadıyla yüzümü buruşturdum.

"Hayır."

İşaret parmağını hafifçe gözüme gelen perçemlerimden birine dolayıp garip bir ifade takındı.

"Ben sana büyü yaptım mı?"

"Evet."

"Ne zaman?"

Söyleyip söylememekte tereddüt etsem de nasıl olsa hatırlamayacak diye düşündüm.

"O koca kafanı benimkine kenetlediğin zaman."

"Hızlı davranmışım ha?"

"Benim hakkımda şu an ne hissediyorsun minik?"

"Seni öpmek istiyorum."

Hızla kapşonumu kavrayıp kafamı örttükten sonra beni kendine çekti.

Dudaklarını benimkilere bastırdı. Karşılık verdim fakat o kadar sarhoştu ki birkaç saniye sonra nefes nefese ayrıldı.

Bu sırada telefonumu alıp fotoğraf çekmeyi ihmal etmedim.

"Üşüyorum Jimin."

"İyi de bebeğim burası yanıyor."

"Anlamıyorsun ya ejderham, sen beni üşütüyorsun."

Söylediklerinden sonra gözlerini kırpıştırarak dalmasını seyrettim.

"Bu gece seni izlerken uyuyamayacağım değil mi minik?"

_____

Uykusuz birkaç saatin ardından sonunda uyuma fırsatına sahiptim ama uyumak istemiyordum.

Sessizce yerimden kalktım. Odadan çıktım, amacım su içmekti fakat dans odamın kapısı gözüme takıldı.

Orayı özlemiştim, yine de bir süre girmemem gerekiyordu.

Dayanamayıp anahtarı yerinden aldım. İçeri girip bir bakınacaktım sadece.

Benimle birlikte giren Yoomi'yi de kucağıma alıp bir yere çöktüm.