Bu sabah şehre dönmek için hazırlanmaya başlamıştık. Emre'yi göremeyeceğim birkaç gün, düşünsene...
İsteksizce birkaç eşyamı çantaya koyduktan sonra ayaklarımı sürükleyerek merdivenleri indim. Arabaya yerleşip camdan dışarıyı izleyecek şekilde arka koltuğa uzandım. Bir yere geri dönmek istiyorsan geriye bakmayı unutma demişti bir zamanlar birileri...İlk kez bu söze inancım tamdı ve geriye doğru bakarak bi süre yolu izleyip önüme döndüm.
"Yola çıktın mı?"
"Evet Ozzy.."
"Peki bakalım." Telefonu kenarı koyarak dışarıyı izlemeye devam ettim. Dağların arasındaki yemyeşil ağaçlar insana huzur veriyordu. Yine de bazı düşüncesiz insanların ormanları yakmaya yeltendiğini düşününce gözlerim tekrar dolu dolu olmuştu. Gözlerimi kırpıştırıp yolu izlemeye devam ettim.
***
"Geldik." Annem kapımı açmış bana sesleniyordu. Kapıyı açıp arabadan indim ve bagajdan birkaç çantayı aldım. Evin kapısından geçip hızla odama çıktım ve kendimi yatağıma attım.
"Nasılsın?"
"İyiyim sen nasılsın?"
"Ben de iyi sayılırım. Geldik biz evdeyiz."
"Anladım."
"Neyin var?"
"Hiç.."
"?"
"Bak benim için sevgililik sadece el ele tutuşmak, öpmek değil. Ben daha fazlasını isterim bir ilişkide.."
"Nasıl?" Sinirlenmeye başlamıştım bile.
"Birliktelik mesela?"
"Seni ben burada ne kadardır tanıyorum sanki? Konuşmalara bak."
"Kabul ediyor musun etmiyor musun?"
"Tabi ki etmiyorum."
"Öyleyse bitsin."
"Bitsin." Böyle bir teklif nasıl yapabilirdi bana? Yattığım yatağı tekmelemeye başlayarak telefonu tekrar elime aldım.
"Sen Emre'yi beğendiğimde beni nasıl uyarmazsın?" Sinirle ozan'a mesaj atmıştım. Sonuçta o benim arkadaşımdı ve kuzenini iyi tanıyor olmalıydı?
"Ne oldu?"
"Bana birlikte olmayı teklif etti. Ben onu ne kadar tanıyorum sanki? Biz seninle arkadaş değil miyiz? Beni uyarmalıydın."
"Evet, ayıp etmiş ama nereden bilebilirdim ki?" Telefonu sehpanın üzerine bırakarak soluma dönüp gözlerimi kapattım. Gerçekten mi ya? 1 gün görüştükten sonra insanlar birbirlerine çok normal bir şeymiş gibi böyle sorular mı soruyordu artık? Daha yazlıktan döneli bir saat oldu ve biz ayrıldık. Ne güzel!
***
Sinirli düşüncelere dalıp uyuyakalmıştım ki telefonun sesi ile gözlerim aralandı.
"Yine hangi deli yazıyordu acaba?" Dedim kendi kendime. Telefonu elime aldığımda tanımadığım bir numaradan gelen mesajı açtım.
"Demek benim sevgilimle sevgilisiniz?" Anlam veremeyen gözlerle mesaja bakıyordum. Sevgilisi ile mi sevgiliymişiz?
"Pardon? Anlayamadım."
"Bilmiyormuş gibi yapma. Ben Emre'nin sevgilisiyim. Mesajlarınızı gördüm."
"Benim böyle bir şeyden haberim yoktu, özür dilerim. Haberim olsa böyle bir şey olamazdı zaten." Sinir krizi geçirecektim gerçekten. Bir de sevgilisi mi varmış yani? Yaktım seni Ozan, yaktım.
"Bir daha mesajlaşmazsanız sevirim." Kız yerden göğe kadar haklıydı. Ne diyebilirdim ki? Benim başıma böyle bir şey gelsin ister miydim sonuçta ben? Telefonun rehberinden hızla ozan'ı bularak mesaj yazmaya başlamıştım bile.
"Gerçekten çok güzel... Emre'nin sevgilisi varmış ve arkadaşım bana haber vermemiş öyle mi?"
"Sevgilisi mi varmış?"
"Kız az önce bana mesaj attı. Ne diyeceğimi bilemedim ya! Bağırsa da çağırsa da bi şey diyemem yani ben o kıza. Çünkü haklı, bana nasıl söylemezsin sen?"
"Ben de bilmiyordum. Gamze ile sevgiliydiler ama ayrılmışlardı, tekrar mı barışmışlar."
"Pek ayrılmış gibi durmuyorlardı."
"Böyle bir şeyi bilsem kendi ellerimle sana Emre'nin numarasını verir miyim?" O kadar sinirliydim ki Ozan'ın gerçekten bilmediğine inanıyordum fakat bu konuyu uzatacak pek halim yoktu. Telefonu kenarı koyarak kendimi yatağa bıraktım. Bir an gözlerim tavana ilişti.
"Hayır , bugün düşünecek kadar bile enerjim yok." Dedim kendi kendime. Gözlerimi kapatıp karanlığın beni almasına izin verdim.2 HAFTA SONRA
Ellerimde çantalar ile yine merdivenleri koşarak inip arabaya doğru yürüdüm. Tekrar yazlığa gidiyorduk. Üstelik bu sefer aradığım cevapları bulmayı ümit ederek gidiyordum.
"Bugün geliyorsun değil mi?" Bu iki haftalık süreçte Ozzy ile çok yakın iki arkadaş olmuştuk. Bazı kelimeleri ikimizinde çok sık kullandığını, aynı şeylerden hoşlandığımızı ve hatta aynı yemekleri sevdiğimizi fark etmiştik.
"Tabi ki geliyorum. Gece oradayım." Gülümseyerek arabadaki yerimi aldım ve yolu izlemeye koyuldum.
***
"Zeynep" eşyalarımı bırakır bırakmaz koşarak Zeyneplerin yazlığına gelmiştim.
"Neler oluyor?" Zeynep şaşkın gözleri ile beni inceliyordu.
"Bildiğin hikayeler işte." Omuz silkip konuşmaya devam ettim. "Ozan da gece gelecek. Sahilde otururuz." Gülümsedim.
"Bu Emre olayı, sizi yakınlaştırmadı değil mi?"
"Saçmalama, onlar kuzen." Başımı sallayarak kapıdan dışarı çıktım. "Hazırlan da denize girelim."
Yazlığa doğru yürüyorken Zeynep'in dediği cümle aklıma takılmıştı. Yakınlaşmış olabilir miydik? Yok canım, iki yakın arkadaşız biz sadece başka ne olabilirdi ki zaten.
Yazlığın merdivenlerini yine koşarak çıkıp odama girdim. Bikinilerimi üzerime geçirdikten sonra bir şapkayı ters olarak başıma taktım. Afacan çocuklara benzemeyi her zaman sevmişimdir.
Merdivenleri inip annemlere el sallayarak sahile doğru yürümeye başladım. Zeynep ile de yolda denk gelip yolu beraber yürüdük. Çantalarımızı kumsala bıraktıktan sonra denize yine yavaş olsa da girdik.
***
Evin alt katından yukarı bağıran Zeynep'in sesi ile irkildim.
"Umay, hadi çarşıyı turlayalım."
"Geliyorum." Terliklerimi giyip merdivenleri hızla indim.
"Bir gün bu merdivenlerden kayıp düşeceksin biliyorsun değil mi?"
"Henüz düşmedim neyse ki." Gülerek kolumu Zeynep'in boynuna attım. Çarşıya doğru yaklaştığımızda karanlığın yerini ışıklar ve insan sesleri almıştı. Etrafta neler satıldığını incelerken aniden birinin beni kolumdan tutup kenara çekmesi ile irkildim.
"Ne oluyor?" Kolumu çekip karşımdaki kıza gözlerimi diktim. Siyah saçları omuzlarından aşağıda duruyordu. Gözlerini öfke ile bana dikmiş aynı anda elini yanımdaki duvara dayamıştı. Yanında ondan daha sakin görünen, daha büyük olduğunu düşündüğüm fakat daha minyon kumral bir kız daha vardı.
"Ben Ece. Emre'nin teyzesi oluyorum. Gamze de yakın arkadaşım oluyor." Bunu bastıra bastıra söylemesinden olayı kavrayabilmiştim.
"Güzel. O zaman benim hiçbir şeyden haberimin olmadığını da biliyorsundur?" Kız yanımda duran elini çekti.
"Bana şu olayı anlat diye geldim." Benim yanıma geçerek yürümeye başladı. Ben de tüm olayı başından itibaren anlattım.
"Senin gerçekten bir suçun yokmuş. Kusura bakma." Kısa bir gülümsemeden sonra yanımdan geçip gitti.
"O da neydi şimdi? Zeynep anlamsız gözlerle bana bakıyordu. Dudaklarımı büzerek bilmediğimi göstermek istedim. Kumsala doğru girdik beraber. Şemsiyelerin bulunduğu yere doğru ilerleyerek oturduk. Zeynep ile sohbet ederken uzaktan bize doğru koşan bir kız gördüm.
"Yanacaksınız, yanacaksınız."
"Ne diyo o?" Zeynep bana doğru anlamsız bakışlar attı. Zeynep'i de tutup hızlıca oturduğu yerden kaldırdım.
"Sigaramı bırakmıştım da, teyzemler görmesin diye. Üzerine oturdunuz sandım." Dedi yolu gösterip soluklanırken. Yanımıza oturup sigarasını aldı ve tekrar yaktı.
"Ben sizi nereden tanıyorum?" Zeynep ve bana dikkatle baktı. Esmer bir kızdı, küt kesilmiş saçlarını geriye doğru attı.
"Bilmem?" Bana da bir yerlerden tanıdık geliyordu fakat çıkartamıyordum.
"Ateş yaktığımız akşam vardınız değil mi? Ben Buğlem. Ozan'ın kuzeni..." Şaşkınlıkla ona doğru baktım.
"Ben de Umay, arkadaşım da Zeynep." Gülümseyerek karşılık verdi ve sohbet etmeye başladık. Az önce yolumu kesen kız ile de akraba olmalıydılar, fakat onun kadar sert bir yapısı yok gibiydi. En azından yolumu kesip anlayıp dinlemeden bana diklenmemişti.
***
Buğlem'in yanından ayrılıp büfenin önündeki kaldırıma oturduk.
"Çok garip bir akşamdı." Derin bir nefes alarak Zeynep'i onayladım. Gerçekten oldukça garip bir akşamdı. Gözlerim yola doğru dalmıştı ki üzerinde kısa kollu yeşil tişörtü ile Ozan'ı görmüştüm. Bana doğru bakarak göz kırptı.
"Liseli..." El sallayarak gülümsediğini görür görmez yerimden kalkıp ona doğru koştum.
"Ozzy..." Bunu söylerken çoktan üzerine atlamış ve sarılmıştım.
Ozan garip biriydi ve bana oldukça benziyordu. Onunla sohbet etmekten, kumsalda şarkılarını dinlemekten keyif alıyordum. Bu kadar yoğun geçen bir tatil içerisinde iyi bir arkadaş edindiğim için oldukça mutluydum.
Sarılmayı bırakıp geri çekildiğimde parlayan
gözleri ve gülümsemek için kıvrılmış dudakları ile onun da mutlu olduğunu anlayabiliyordum.Resim: Zeynep
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK
Dla nastolatkówPeki siz kaç kişiyi tanıdınız? Kaç kişiye sevdim diyip sonra yanılmışım dediniz? Sizce bu kitapta gerçek aşk nerede?