0.8

115 13 6
                                    

        "Kaan." diyerek omzumda uyuklayan olan Kaan'ı dürttüm.

        Valla tık yok hala uyuyo. Bi kere daha dürttüm.

        Manda yavrusu hala uyuyor yaaaa.

       Kafasını kımıldatmadan çantamdan su şişesini çıkardım.

      Evet şu an kötü kadın gülüşü attığımız an.

      Kendimi kaçmaya hazırlarken şişenin içindeki suyu Kaan'ın yüzüne döktüm.

     "Hassiktir." diyerek uyanan Kaan'dan iki üç adım uzaklaştım.

     Benim kaldıramadığım Kaan'ı su nasılsa kaldırmıştı ama.

     Boşuna demiyorlar 'suyun kaldırma kuvveti var' diye demi ama.

       Ben gülmeye devam ederken O yüzünü kollarıyla silmisti bile.

     "Gülse gülme artık. Zaten uykumun içine ettin." 

      Hala gülüyordum ama banka yaklaşarak yanına oturdum.

     "Eeee.. Niye uyandırdın beni?"

     " Ben ders çekmek istemiyorum yaaa! Öğleden sonra tüyelim okuldan."

     Yüzüme baktı.

      "Tüyelim?"

     "Heeee tüyelim anasını satayım."

      "Tamam da senin ağzın iyice bozuldu haaa."

      "Dinime  küfreden müslüman olsa. Senin ettiklerinin yanında benimkiler hiçbişey."

     "Ne küfrümü gördün kız." sende diyerek kolunun bankın arkasına attı.

      "Sayayım mı?"

      "Say kız."

       Hafiften öksürerek boğazımı temizledim.

     " Başlıyorum o zaman." diyerek yüzüne baktım. Başla dermiş gibi baktı o da nasıl oluyorsa artık.

     " Ağzına sıçayım, siktir, hassiktir, aq( yazamadım onu yaaa siz onu şaparsınız;)) ebeni si....." derken ağzım bir elle kapanmıştı bile.

      Gülmeye çalışıyordum ama Kaan'ın eli izin vermiyordu ki.

     Ağzımı açabildiğim kadar açıp Kaan'ın avcunu ısırdım.

    "Vahşii." diyerek elini çekti. Bende banktaki çantamı alıp ayaklandım. Kolundan çekerek "Hadi şimdi gittik gittik valla Keltoş yakalarsa bırakmaz bizi."

  🐇🐇🐇🐇🐇🐇

     
      Evet okuldan kaçmış bir kafe tarzı bir yerde oturuyorduk. Ne kadar sahile gitmek istesemde izin vermemişti. Neymiş efendim hava soğukmuş.

      Önümdeki kahveden bir yudum daha alıp dışarıyı izledim.

     "Gülsee."

      "Hıı."

     "Siz bu Egeyle naptınız yaa? Çoktan beri senin yanında görmüyorum onu."

     Ben sana söylememiş miydim anam?
 
   Yok valla söylememiştim.

     Ahaaaaaa yandık kine ne yandık. Ben buna Ege' nin yaptıklarını söylersem nolur.
    
     Kan çıkar. Yeminle kan çıkar.

     "Kaan." "Efendim."

      "Şey... Biz Egeyle ayrıldık."

      Sessizlik.

      "Allaaaahhhh." diyerek ayaklanan Kaan'a koca koca gözlerle baktım

      Noluyorduk aq yaa.

    "Gel gel sarılıcam gel. Ohhh be sonunda kurtuldun o şempanze suratlı maymun poposundan."

     Ahh benim çileli başım. Yaptığı benzetmeye güleyim mi ağlayayım mı ben şimdi.

      Kaan'ın Ege'yi sevmediğini biliyordum ama bu.

    "Kaan." diyerek ona seslendim ama beni garsonlara benim ayrılık heberimi vermekten duymuyordu.

     Son sesimle 'kaan' diyerek bağırdım. En sonunda beni duyabilmişti. Gülerek yanıma geldi. "Ne zaman ayrıldınız? Bana neden daha önce söylemedim boyle güzel bir haberi?"

     " Sen buna neden bu kadar seviniyorsun ki?"

      Gülüşünü biraz bastırıp "Çünkü o Ege denen insan insan değildi."

      Arkadaşım olduğu ne kadar da belli demi ama yaaa.

      "Kaan biz Egeyle normal bir şekilde ayrılmadık." dememle suratı asıldı.

       " Nasıl normal bir şekilde ayrılmadık yaaa. İşte birbirinizi sevmediğinizi anladınız ve bitirdiniz demi."

       Kafamı sağa sola salladım gerçekleri desem nolurdu ki?

      " Keşke öyle ayrılsak ama öyle değil. Biz..."

      "Siz ney?"

      "Kaan o beni aldattı."

       Çenesini sıktı. Evet evet bomba geliyor.

     "Na-nasıl?"

      " Hani seviyordu lan o seni?"

      "Nasıl yapar lan?"

       Kollarımdan bastırıp beni oturttu, kendiside yanıma oturdu.

       "Ne zaman? Neden daha önce bana söylemedin?"

       " Bir kaç hafta oldu."

       "Bunu sana nasıl yapar lan? Siktiğimin pezevengi."

       "Kaan" dedim uyaran tonda böyle konuşmamalıydı.

       "Ne Kaan'ı lan ben ona dedim Gülseyi üzersen seni gebertirim dedim. Zaten sevmiyordum o kıl kuyruğu. Nasıl yapar? Ben ona gösteririm ama." diyerek ayaklandı ama kolundan tuttum.
  
      "Değmez Kaan."

       Beni duymuyordu ki. Masadan kalkıp uzaklaşmaya başladı. Hiçbi sekilde arkasından bağrışlarımı duymuyordu.

      "Kaan yapma. Değmez." yine bağırdım ama kapıya yaklaşmıştı bile ama onu Ege ile karşı karşıya getiremezdim.

      "ABİ.." diyerek bağırdım en sonunda.

     Durdu.
     Durmuştu..

      Koşarak yanına gittim.

      "Yapma değmez. Zaten bi da konuşmadım onla o da benle. Boşver önemli değil."

       Bakışları yumşamıştı sanki haa.
  
        "Sarılabilir miyim?"

        "Sen kardeşine sarılmak için izin mi istiyorsun." diyip gülümsedim.

       Oda zaten kollarını boynuma sarmıştı.

       "Ona seni üzdüğü için iyi bi ders vereceğim. Bu önemli bir konu küçük hanım. Seni üzmüş daha ne. Bi abi dayağı yesin bakalım." diyerek oda güldü.

     İyi ki varsın Kaan iyi ki abimsin..
   
   

Anonim BeyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin