Sabah sabah bunu düşündüğüme inanamıyorum. Bazen insan beyni bir şeyi düşünme dedikçe inadına düşünmeye devam ediyor sanki.
Bir kaza olmuş bizim buralarda. Bir arkadaşımın kuzeni. Henüz on altı-on yedi yaşlarında bir genç erkek.
Babası tırcı bu çocuğun. Yine uzun yola çıkacak olduğu bir gün evde ilaçlarını unuttuğunu fark ediyor ve karısını arayıp oğluyla ilaçları çevre yoluna göndermesini istiyor.
On dakika sürmeden oğlu ilaçlarla geliyor. Babasına, "Ben de seninle geleyim."diye yalvarıyor. Babası uzun yola gittiği için reddediyor çocuğa eve gitmesini söylüyor. Fakat çocuk çok ısrar ediyor. Babasını yol boyunca yalnız bırakmak istemiyor ona arkadaşlık etmek istiyor.
Babası yine reddediyor.
Çocuk da kabulleniyor gibi görünüyor ama tırın hemen arkasına geçip tırmanmaya başlıyor. Kendi kendine, "Nasıl olsa mola verdiği zaman beni geri gönderemeyecek. O zamana kadar burada tırın içinde beklerim." Diye düşünüyor ama ayağı tekere sıkışıyor.
Babası tırı çalıştırdığı zaman da teker çocuğu çekiyor parçalıyor.
Böyle Mersin'den Adana'ya gidene kadar fark edilmiyor çocuk. Yolculuk akşam gerçekleşiyor.
Daha sonra baba fark ettiğinde kahroldu diyorlar.
İnsan duyduğu zaman inanamıyor. Haberlerde izlediğimiz zaman belki de bir an sonra unutup gidiyoruz ama yanıbaşınızda olan bir olayı unutmak pek de kolay değil.
Kazanın olduğu yerin önünden geçerken insan tuhaf oluyor.
Gencecik bir delikanlı. Hayata gözlerini yumdu...
Biz o saatlerde evimizde oturmuş televizyon izliyorduk belki de. Hayat o kadar inanılmaz ki.
Ne denilir bilmem.
Allah ailesine sabır versin. Özellikle babasına.Allah rahmet eylesin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalem İzi
RandomBazen sıcacık bir düşünce gelip çöreklenir insanın içine. Oturduğu yerde hayallere dalar. Neresinde, ne zaman, nasıl olduğunu düşünür. Hissettikleri dolup taşar ama dışarıya vuramaz. Çok dokunuyor bazen içini dökememek. Bir faniden medet ummak da ö...