gözlerimi araladığımda, en son kaldığımız halde buluyorum her ikimizi de. dizinin üzerinde uzanıyorum yine. ancak bu sefer de sen uyuyorsun. odanın karanlık ve ağır atmosferine karşı koyamayıp benim gibi sızmış olmalısın. başın arkandaki koltuğa düşmüş, nefes alıp verirken hafiften inip kalkıyor göğsün.
avuç içimle yerden destek alıp kalkıyorum dizinden. ağrıyan şakaklarımı ovalıyorum, uyumadan öncesine göre daha katlanılır haldeler. kalkıyorum, sallana sallana pencerelere doğru yürüyorum.
perdeleri sonuna kadar açıyorum. hava karanlık şimdi, ancak sokak lambaları açılmış. odanın ışığını açmayı sevmiyoruz her ikimiz de. bu yüzden geceleri perdelerimiz hep açık oluyor.
"gözlerindeki ışık bana yeter." diyorsun sürekli. sana kanıyorum, her zaman olduğu gibi. tatlı diline alışkınım uzun zamandan beri. iltifatların biraz da olsa açlığımı gideriyor, sesimi çıkarmıyorum.
"hayatım." kadife sesini duyduğumda usulca bakıyorum omzumun üzerinden. arkama dönmeye tenezzül bile etmiyorum. "efendim?"
sen de biraz önce benim yaptığım gibi yerden destek alıp kalkıyorsun ve şakaklarını ovuyorsun. ardından bu kez elini bana uzatıyorsun. "gel, yatak odamıza gidelim."
sevgilim, oraya 'yatak odamız' demeni sevmiyorum. yataklarımız bile ayrıyken, oraya nasıl yatak odamız diyebilirsin? sevmiyorum işte. ikimizin ortak noktalarını sürekli bulmaya çalışmandan nefret ediyorum.
ben uyurken, geç geldiğin geceler yatağıma kıvrılıp belime sarılmandan nefret ediyorum. sanki hiçbir şey olmamış gibi.
ben uyurken, tişörtümü parmağının ucuyla hafifçe indirip omzumdan öpüp durmandan nefret ediyorum. sen benim o vakitlerde hep uyuduğumu sanıyorsun, ancak yalnızca gözlerimin kapalı olduğunu bilmiyorsun.
benim yatağımda, benimle sevişmek istediğin vakitler buna asla izin vermiyorum. çarşafımı kirletmenden, kokunun yatağıma sinmesinden nefret ediyorum. bu yüzdendir ki, ne zaman sevişmek istesen hep senin yatağına geçiyorum.
aklımda dolaşan türlü düşüncelerden sıyrılıp sonunda gerçekliğe dönüyorum. başta elini tutup tutmamak arasında kararsız kalıyorum. ancak sonunda elini tutuyorum ve beni günahlarından oluşan denize doğru sürüklemene izin veriyorum.
varsın birlikte boğulalım.
sen seversin acı çek(tir)meyi.
18:09
ŞİMDİ OKUDUĞUN
safderun | namkook
Romancesafderun (far.) ; kalbi temiz olduğu için kolayca aldanabilen. •° lügât-ı fars serisi, bölüm 3