sıkıntıdan teker teker kıtlatıyorum tüm parmaklarımı. bazıları acısa da umursamıyorum. sen de biliyorsun, bunu yapmadan rahat edemem ben. en baskın huylarımdan biri. beni ben yapan en belirgin özelliklerimden biri.
ardından parmak uçlarımla ritim tutuyorum ahşap masanın üzerinde. önümde bir kâse çorba var. yarım saattir tek bir kaşık bile değmemiş. buz gibi, ısıtılmaya bile gerek duyulmamış. gerçi, benim sevgiye aç ruhumu doyurmadıktan sonra sıcak veya soğuk olmasının ne anlamı var?
titreyen parmaklarımın arasından kayıveriyor metal kaşık. masaya değdiğinde ufak bir gürültü oluşuyor, ben ise yalnızca yüzümü ekşitmekle kalıyorum. ne kadar sinirimi bozsa da bu olay, asla senin yerini alamıyor sevgilim.
hiçbir şey, sinirlerimi senin kadar bozamıyor.
"yeter,"
kesik kesik aldığım nefeslerin arasında zor da olsa tek bir kelime sarf edip, itiyorum önümdeki soğuk çorba kasesini uzağa doğru. katlanamıyorum önümde öylece durmasına. içemiyorum işte. ruhum bu kadar açken, midem kabul etmiyor hiçbir şeyi.
belki de sen burada olup bana kendi ellerinle yedirseydin kabul edebilirdi, değil mi sevgilim? bunu sen de biliyorsun.
masadan kalkıp hiç dokunulmamış çorbayı yeniden boşaltıyorum küçük tencerenin içine. ardından birkaç adım ilerleyip mutfağın pencerelerini açıyorum. tüm odaların aksine, yalnızca bu pencereler sıkı sıkıya örtülmemiş perdelerle.
neden biliyor musun sevgilim?
uyuşuk adımlarınla kaldırımda yürüdüğünü görebileyim diye. her gün eve döndüğünde vedalaşıp yanından gönderdiğin o çocuğun yüzünü daha iyi ezberleyebileyim diye. çünkü bir gün eğer fırsatını bulup da yalnız kalabilirsem, ona sormak istediğim bir sürü şey var.
şey gibi mesela,
onda olup bende olmayan şeyi çok merak ediyorum.
sahi namjoon, onun dudaklarını da benimkiler gibi ısırıp ne güzel olduklarını söylüyor musun her öpüşünde?
15:41
ŞİMDİ OKUDUĞUN
safderun | namkook
Romancesafderun (far.) ; kalbi temiz olduğu için kolayca aldanabilen. •° lügât-ı fars serisi, bölüm 3