vücudumuzu çevreleyen kuşlar,

985 128 14
                                    

sen yeterince tatmin olduktan sonra buna bir son veriyoruz ve yorgunluktan uyuyakalıyorsun. seni o halde bırakıp kalkıyorum yatağından, gidip soğuk suyla duş alıyorum ve temiz giysiler giyiyorum. normalde soğuk suyla temizlenen biri değilimdir pek.

ancak beni içinde bulunduğum durumdan biraz da olsa uzaklaştırıyor, uyandırıyor adeta. harekete geçiriyor sanki kıyıda köşede ölüme terk edilmiş hücrelerimi.

saçlarımı kurutmaya gerek dahi duymadan mutfağın balkonuna geçiyorum. oturuyorum fayans zemine öylece, sırtımı soğuk duvara yaslıyorum. senin ceketinin cebinden aldığım sigara paketinden bir dal çıkarıp sarı renkli çakmağınla yakıyorum. pek de alışkın değilimdir içmeye. ancak sanırım bu da benim dikkatimi dağıtmada etkili oluyor zaman geçtikçe.

ince parmaklarımın arasına biraz da olsa yakıştığını düşündüğüm sigaranın dumanı bir kuğu gibi göğe doğru süzülürken, ıslak saçlarıma yerleştiriyorum boştaki elimi.

seni düşünüyorum.

o çocuğu düşünüyorum.

bizi düşünüyorum.

ne hale geldiğimizi, ileride bize ne olacağını düşünüyorum. işin içinden de bir türlü çıkamıyorum. seni ne kadar sevsem de bir o kadar nefret ediyorum. bu belki bir klişe olabilir, elbette ki kabul ediyorum.

ancak sende anlamlandıramadığım bir şey var. aldatıldığımdan haberim olduğunu bildiğin halde hiç bozuntuya vermiyorsun. her günümüzü sanki aramızda o çocuk yokmuş gibi yaşamaya devam ediyorsun.

sanki bana açıldığın ilk günkü gibi, saf sevgilerimizle bağlıymışız birbirimize de kimse bizi ayıramazmış gibi.

bunlar bir ton palavra.

inanmıyorum artık böyle şeylere. insanların iyi olacağına, kimsenin üzülmeyeceğine, çocukların artık ağlamayacağına, çiçeklerin kurumayacağına dair atılan bir sürü yalana daha inanmıyorum.

neden inanayım ki sevgilim? oradan bakınca fazla mı safderun görünüyorum yoksa?

sigaramı içe içe küçülttüğümde, paketin üzerinde söndürüyorum ve çöp kutusuna atıyorum. ayrı yataklarda uyuduğumuz odamıza giriyorum yeniden. kırmızı ışık yayan lambayı söndürmüyorum, karanlığı ne kadar sevsem de kırmızıya karşı tarif edemediğim bir tutkum olduğundan, kapatasım gelmiyor işte bir türlü.

sen yine hiçbir şeyden haberi olmayan küçük bir çocuk gibi uyumaya devam ediyorsun. üşümüş olmalısın ki ben yokken örtünü örtmüşsün üzerine. tebessüm ediyorsun ara sıra.

rüyanda ne görüyorsun namjoon? beni mi yoksa o güzel çocuğu mu?

acaba hangimiz seni,
daha çok eğlendiriyoruz?

20:17

safderun | namkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin