Kararsız

78 2 0
                                    

Mark'ın dışarıda beklemesi beni çok şaşırtmıştı. Çünkü okul esnasında Mark ve Erwin pek birarada görünmezlerdi. Mark biraz endişeli görünüyordu. Azıcık tekleye tekleye de olsa konuşmaya başladı.

-Şey, Alex nasılsın? Ben seni o halde gördüm ve başının belaya girmesinden korktum. Seni öyle tehdit eder gibi sıkıştırmaları çok adiceydi. Benim gücüm onlara yetmez diye Erwin'e haber verdim. Ne de olsa arkadaşız değil mi? Arkadaşlar birbirlerini korurlar.

-Teşekkürler aslında ben kendim de hallediyordum(söylediklerine kendi bile inanmadı).

Erwin o kendine has gıcık ve sessiz gülüşünü yaptı;

-Evet elbette hallediyordun.

Bunu söyledikten sonra Mark'a baktı ve bu bakıştan 3 saniye sonra dudak duğaydılar. Etrafta hiç kimse yoktu ama ben vardım. Benim varlığım onları rahatsız etmemişti. Zaten benim için de sorun değildi. Onları öyle 2. defa gördükten sonra birbirlerine çok yakıştıklarını fark ettim. Tam olarak zıt kutuplar birbirini çekiyordu. Öpüşmeleri bittikten sonra Erwin:

-Sayende küçük kızı kurtardık Mark.

Küçük kız mı? Beni çok hafife almıştı. Aynı boydaydık yani bu söze hiç gerek yoktu.

-Her neyse her neyse. Roy'un yaptığı çok ama çok adiceydi. Nasıl böyle bir şey yapabilir aklım almıyor.

-Bu kısım sadece madalyonun görünen yüzü Alex. İnan bana işler düşündüğünden çok daha karışık.

-Daha nasıl karışık olabilir ki?! Yani şu hale bak. Sisa'yı Mike denen şu çocukla aldatıyor yani bu ultra aldatma gibi bir şey.

-Ya aslında sen olaylara çok istemeden dahil oldun. İşlerin bu noktaya geleceğini tahmin edemedim yani çok fazla şey biliyorsun. Ama bu benim aptallığım. Yani arkadaşın olarak üzülmeni engelleyemedim.

- Ne yani sen biliyor muydun Roy'la Mike'ın arasındakini?

-Aslında evet de denebilir yani zaten dediğim gibi işler biraz daha karmaşık.

Erwin'in tek söylediği "işler biraz daha karmaşık"tı. Tamam anladım işler karmaşıktı ama bana açıklama yapsa çok da karmaşık olamyacaktı.

-Peki şimdi n'olacak? Yani Sisa'ya bunları anlatmalı mıyım?

-Neyi bana anlatacakmışsın?

Duyduğum ses Sisa'nın sesiydi. Onun sesini duyunca bir anda irkilmiştim. Aslında daha çok paniklemiştim. Ona her şeyi anlatıp anlatmama konusunda çok kararsızdım hem anlatsam bile belki de bana inanmazdı. Sonuçta dün verdiğim tepki gün gibi ortadaydı. Belki onları ayırmak için söylediğimi düşünebilirdi.

-Dün sana ne kadar kızdığımı söyleyip söylememe konusunda kararsızdım. Yani belki anlamamış olabilirsin diye dedim.

Panik ve şaşkınlık anlarında böyle saçma cevaplar verebilrdim. Daha önce de bir çok kez başıma gelmişti ama bunu Sisa'ya karşı kullanmak pek de işe yaramazdı çünkü o benim en yakınımdaki insandı.

-Esas cevabın bu olmadığının farkındayım Alex. Seni çok iyi tanırım benden bir şey gizleme.

-Yaa evet. Ben de birilerini tanıdığımı düşünürdüm ama insanlar yanılabiliyor gördüğün gibi.

Bunu söyledikten sonra bu konuşmaya daha fazla katlanamayacağımı düşünüp arkama bile bakmadan sınıfa gittim. Sınıfta Riko her zamanki yerinde oturuyordu. Şu an için Riko benim bu olanları anlatabileceğim ve bana yardımcı olabilecek tek arkadaşımdı.

Çok KarışıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin