Chapter 4

1K 93 55
                                    


" Acıktım, Jisoo. "

Mızmızlanan Seokjin'e gözlerimi devirdim. İki saatte bir acıktığını söyleyip hayatı Jisoo'ya zehir ediyordu. Aslında Jisoo da nefes aldığı her saniye yemek yemeyi seven birisi olsa da, yemek yapmakta en az yemeyi sevdiği kadar kötüydü. Zaten genelde evimizde yemek pişmezdi. Yani ramen yapmak sayılmazdı, değil mi? Onun için sadece suyu kaynatmak yeterliydi.

" Daha az önce yemek yemedin mi oppa? "

Tek yemek yapabilen Chaeyoung sabırla konuşunca, gülmemek için kendimi zor tutmuştum. Dizimde uyuya kalan Yoongi'yi uyandırmayacağımı bilsem anıra anıra gülerdim.

" Yedim ama... " diye geveledi. " Hala açım. "

Chaeyoung yanaklarına doldurduğu havayı sıkıntıyla geri bıraktı.

" O zaman Jimin'i ara gelirken bir şeyler alsın. "

Seokjin onu umursamayarak Jisoo'ya bir şeyler anlatmaya başladığında, Chaeyoung açık bir şekilde , gizleme gereği duymadan ona hakaret etti.

" Sizin gibi aptallar evimizin IQ seviyesini düşürüyor. Cidden, saatlerdir orada oturuyor ve yemek yemek dışında bir şey yapmıyorsun. Hemen Jimin'i arayıp yemek iste! "

Chaeyoung birkez daha umursanmayınca delirmiş gibi Jin'e tekme atmış ve onunla dalga geçen Jungkook'un da kafasına yastığıyla vurmuştu.

" Sizden bir şey isteyende kabahat. Ben kendim ararım. "

Bir süre Jimin'i arayan Chaeyoung'ı izledim. Utangaç bir gülümsemeyle " Jimin-ah! " diye cıvıldadı. Gelirken yemek alması gerektiğini söyledikten sonra ayağa kalkıp mutfağa ilerlemişti.

" Jisoo. " diye seslendim Seokjin'le konuşurken farklı bir dünyadaymış gibi duran arkadaşıma. " Lisa nerede? "

Kardeşimizin yokluğunu yeni farkettiğini anladığımda, gözlerimi devirdim. Seokjin'in adı geçtiğinde bile kafayı yiyordu. O yüzden bu davranışlarını normal bulmuştum.

" Lisa mı nerede? "

Birkaç saniye yüzüme baktıktan sonra omuz silkti.

" Taehyung'la birlikte Playstation almaya gitmişlerdi ama sabahtan beri dönmediler. "

Kafamı salladım.

Lisa elektronik mağazasına girdiyse zaten 1 saatten önce çıkmazdı. İçeride deneme oyunlarını oynardı.

Bir defasında ondan ayrılmak gibi bir hata yapmış, birkaç saat sonra da onu satılık televizyonların önünde çizgi film izlerken bulmuştuk. Üstelik mağazadan sürükleyerek çıkartmasak bizimle geleceği falan yoktu.

" Endişelenme. " dedim gülerek. " Lisa elektronik mağazasına girdiyse akşama anca gelirler. "

Taehyung için üzülmüştüm. Eminim Lisa onun canına okuyordur.

Yoongi bacaklarımın üzerindeki kafasını rahatsızca oynatınca, sakince saçlarını okşadım. 4 günün ardından zorlukla uyuyabilmişti.

Onun yanında kaldığım gece birkaç saat uyuduktan sonra ateşler içersinde uyanmış, öncekilerin aksine daha az sıkıntılı bir gece geçirmişti.

" Tavuk! Tavuk! Tavuk! "

Jisoo heyecanla bağırıp ellerini çırpıyorken, Jin parıldayan gözlerle onu izliyordu.

" Hyung, bize tavuk almalısın. "

Jin ayıplarcasını kafasını salladı. Elinde bir tepsiyle geri dönen Chaeyoung da anlamamışçasına onlara bakıyordu. Kupalardan yayılan kokudan anladığım kadarıyla bize kahve yapmıştı. Huzurla derin bir nefes aldım. Kahve kokusunu seviyordum.

it's okay, that's love | bp&btsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin