Chapter 13

545 50 17
                                    




Gözlerimi korkunç bir baş ağrısıyla araladığımda, Yoongi'nin üzgün yüzüyle karşılaştım. Gözleri kıpkırmızı, yüz ifadesiyse sanki bir şeyi kaybetmiş gibi üzgündü. Onun bu görüntüsü yüzünden kalbimden küçük bir sızı geçti. Üzgün olmasını istemiyordum.

Ufacık bir gülümsemesi için bütün dünyayı karşıma alabilirdim.

" H-hey. " diye mırıldandım.

Uzun bir süre uyumuş olmalıydım ki, boğazım kurumuştu.

Gözlerimi kırpışptırıp kendime gelmeye çalışırken, Yoongi de bana bir bardak su uzatmıştı.

" Daha iyi misin? "

Sorusu üzerine etrafıma bakınma ihtiyacı hissettim ve o an her şey zihnime yeni dolmuştu.

Lisa...

" Yoongi. " dedim kolumdaki anjiyokatı çıkartırken. Derimin altına sokulmuş şey yüzünden hafif bir acı hissedince yüzümü buruşturdum. " Lisa uyandı mı? "

Gözlerini kaçırdı. Daha uyanmamış olmalıydı.

Gülümsemeye çalıştım. " Sorun değil, yakında uyanacaktır. "

Biz henüz konuşmaya başlayamamışken içeri Namjoon ve Hoseok girdi. Hoseok'un her zaman gülen yüzü bu sefer gülmüyordu. Kızarmış gözlerini benden kaçırdı, odadaki diğer herkes gibi.

" Çocuklar. " diye mırıldandım. " Lisa iyi değil mi? "

Odaya ölüm sessizliği çöktü.

O an anladım.

Kızarmış gözler, üzgün yüz ifadeleri, göz kaçırmalar...

Lisa iyi falan değildi.

Nefesim kesildi korkuyla.

Aklımın ücra köşesindeki o düşünce yine ortaya çıktı ve panik hissiyle sarsıldım.

" Biriniz cevap versin! Lisa iyi mi? "

Ağlamak istedim. Bağıra bağıra, kendimi yerlere atarak ağlamak istedim ama sanki bütün duygularım emilmiş gibiydi.

" Namjoon-ah? " Yalvarırcasına gözlerine baktım. " Neden döndünüz Japonya'dan? "

Hoseok'la birbirlerine baktılar. Gözleriyle birkaç saniye konuştuktan sonra aynı anda bana döndüler. Hızlıca Yoongi'ye baktım.

Duyacağım şeyi kaldıramayacağımı bildiğinden elimi tutup yatakta yanıma oturdu. Sırtımı ona yasladım ve elini daha sıkı tuttum. Ona yaslanmak istiyordum. Ömür boyu onun göğsüne yaslanıp huzurla yaşamak istiyordum.

Namjoon'un derin bir nefes almasını izlerken zaten gerçeği anlamıştım. Aslında gözlerimi açtığım ilk anda anlamıştım ama kabul etmek istememiştim.

" Üzgünüm... " diye mırıldandı Namjoon. " Lisa'yı kaybettik. "

Lisa'yı kaybettik? Lisa kaybolmayacak kadar zeki bir kızdı.

" Lisa hastaneden mi kaçmış? "

Kabullenmeyerek kıkırdadım.

" Koskoca kızı nasıl kaybettiniz? "

Ben sesli bir şekilde gülerken, Hoseok'un hızlıca odadan çıkmasına gözlerimi devirmek istedim.

" Namjoon, Hoseok'u kaybetmeyin o da kaçıyor galiba. "

it's okay, that's love | bp&btsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin