Final

531 48 5
                                    


" Yoongi bunu yapmak istediğine emin misin? "

Anahtarı çevirdiğinde, iç çektim. Belli ki emindi ve bunu yapmak istiyordu.

" Artık beni rahatsız etmiyor, sorun yok bebeğim. " Burnuma ufak bir öpücük bıraktıktan sonra yüzümdeki aptal ifadeye güldü. " Yıllar geçmesine rağmen hala heyecanlanman çok tatlı. "

Yüzümü buruşturup taklidini yaptım.

" Göt. " diye mırıldandım duyabileceği bir şekilde. " Sanki sen heyecanlanmıyorsun. "

Kapının açılmasıyla görüş açıma giren piyano içimi ürpertti. Yıllar önce Yoongi'nin tedavisi için bu eve geldiğimde görmüştüm ve Yoongi odaya girdiğim için beni azarlamıştı. Şimdiyse kendisi beni buraya getirmişti.

Düğünümüzde piyano çalacağı için.

Bir süre önce Seokjin'in başvurduğu ajanslardan olumsuz cevaplar geldiğinde onu mutlu etmek için hepimiz kullanmadığımız yeteneklerimizi kullanmaya başlamıştık. Hareketli parçaları akustik bir hale getiriyorduk sonra da videoya çekip açtığımız Youtube hesabına yüklüyorduk.

" Ah, " Tozlanan piyanonun üstünü temizlerken öksürdü. " Annemin kaşlarını çattığını hissedebiliyorum. Emanetine temiz bakamadım. "

Koltuğa oturup birkaç tuşa bastı. Tiz ses kulaklarıma dolarken gerilen bedenini rahatlatmak amacıyla hafifçe boynuna masaj yaptım.

" Sebeplerin vardı. Önemli olan şu an burada olmamız. "

Güldü. Daha çok alaycı bir gülüştü.

" 'Carpe diem' diyorsun. "

" Yoongi! " diye cırladım. " Şurada ciddi bir şey konuşuyoruz. Neden böyle yapıyorsun? "

Umursamazca omuz silkti. Onu anlamakta hala zorluk çekiyordum. Dengesizliği hala devam ediyordu ama tabi ki eski haliyle karşılaştırınca gözüme batmıyordu.

" Hadi bana River Flows in You çal. " Sahte bir heyecanla elimi göğsüme koyup sesimi incelttim. " Hep yakışıklı bir beyefendinin bana piyano çalmasını istemişimdir. "

'Hah' gibi bir ses çıkartıp, piyanonun kapağını kapattı.

" Düğüne kadar beni piyano çalarken göremezsin. "

Dediği şeyle kahkaha attım. Komikti çünkü bazen liseli ergen bir kız gibi düşünüyordu bazı şeyleri.

" Bu ne evlenmeden olmazın başka bir versiyonu mu? "

Son yakınlaşmamızda bana gerçekten 'evlenmeden olmaz' demişti. Ondan böyle şeyler duymak çok komikti bence.

Ah, tamam kabul ediyorum aynı zamanda çok da tatlıydı.

" Ha ha. " Sahte kahkası boş odada yankılandı. " Senin işin gücün yok mu Jennie? Düğünümüze kaç gün kalmış şurada sen hala öpüş kokuş peşindesin. "

Şaşkınlıkla aralanan dudaklarımı işaret ve baş parmağı arasına sıkıştırınca eline vurdum.

" Yine koca bir göte dönüştün Yoongi. " Gözlerimi devirdim. " Beni buraya sen getirdin. "

" Ah doğru dedin. "

" Ee... " devamını getirmeyince onu teşvik etmeye çalıştım. " Neden getirdin? "

" Sahi neden getirmiştim seni? "

Odadan çıkarken onu takip ettim. Salona inip koltuğun üzerindeki bilgisayarı açışını izlerken tekli koltuğa oturmuş, çenemi avcuma yaslamıştım.

it's okay, that's love | bp&btsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin