Chapter 8

803 69 34
                                    



Vücudumdaki katlanılmaz acıyla kıpırdanmaya çalıştım. Bu acıyı tanımlayabileceğim bir kelime olduğunu sanmıyordum.

" Uyanıyor galiba! " Diyen kişinin sesi kulaklarımda yüzlerce kez yankılandı.

Gözkapaklarım Japon yapıştırıcısıyla birbirine yapıştırılmış gibiydi. Hatırlamak istemediğim anlar yavaşça gözümün önünde tekrar yaşanırken, ne kadar acıtırsa acıtsın gözlerimi araladım.

" Lisa... "

Sesim bir tavuğunkinden farksızdı.

" Uyandı! "

Yüksek çıkan sesle yüzümü buruşturdum. Başım gerçekten çok kötü ağrıyordu.

" L-Lisa? "

İçimden bir sürü şey söylemek geliyordu ama bir türlü kelimeler ağzımdan çıkmıyordu. Boğazım resmen susuzluktan büzüşüp kalmıştı.

Halimi fark eden Namjoon bana içmem için su getirmişti. Ona minnetle bakıp suyumu içtim.

" Lisa nerede? "

Sonunda kendime gelebilmiştim.

Namjoon, Seokjin, Hoseok ve Jisoo'nun karşımda duruyor olması biraz garipti çünkü bilirsiniz dördünün de arasında karmaşık şeyler vardı.

" Lisa iyi ama yarası yüzünden yataktan kalkıp buraya gelemedi. "

Kafamı salladım yavaşça. Her hareketim canımı acıtıyordu.

" Bizi çok korkuttun. " dedi Jisoo saçlarımı okşarken. " Bir an ikinizi de kaybedeceğim sandım. Bir daha lütfen böyle şeyler yapmayın. "

Gülümsemeye çalıştım.

Yoongi neredeydi?

" Yoongi nerede? "

Sonunda merak ettiğim şeyi içimde tutamayıp sorduğumda, Seokjin şefkatle gülümsedi. Beni anlıyordu.

Min Yoongi'ye karşı hislerim olduğunun onun dışında herkes farkındaydı.

Sorumu kimse cevaplamayınca odada garip bir sessizlik oldu.

Bir sorun vardı.

" Yoongi nerede? "

Tekrarladım.

Hoseok yalan söylemekte ve bir şeyleri gizlemekte pek iyi değildi o yüzden gözlerimi ona diktim. Tedirgince kıpırdanıp, gözlerini kaçırdı.

" B-ben... " diye kekeledi. " B-bilmiyorum. "

Beni aptal sanıyorlardı sanırım.

" İnanmış gibi yapacağım. " dedim düz bir sesle.

Yine benim kaçırdığım bir şeyler dönüyordu.

Min Yoongi her zamanki gibi ortalıktan kaybolmuştu.

Ama bu daha öncekiler gibi değildi, bunu bir şekilde hissetmiştim.

" Ne zaman taburcu olacağım? "

Evime gitmek istiyordum.

Yoongi'yi görmek istiyordum.

" Yarın çıkabilirmişsin. "

Namjoon beni bilgilendirince tebessüm ettim. Bütün bu insanlar benim için endişelenmişti.

Hayat gerçekten çok garipti. Aylar önce Jisoo , Seokjin için bizi de yanında sürükleyip bara götürürken şimdi onu görmemek için çırpınıyordu. Namjoon ve Hoseok ayrılmıştı, Jimin ve Chaeyoung birbirini yıllar sonra yeniden bulmuştu ve Lisa tekrar hayat doluydu. Bütün bunlar yaşanıyorken ben olduğum yerde kalmıştım.

it's okay, that's love | bp&btsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin