Yirmi Sekizinci Bölüm

6.6K 550 221
                                    

Uyandığımda mektuplar baş ucumda yoktu. Mucize ne zaman beni bulmuştu ki? Hiçbir zaman. Zaten mucizelere olan inancım yok olmuştu. Ta ki ölü adamım hayatımı kurtarana kadar.

"Bir mucize daha istiyorum başka istemem söz. Mektuplarım bana geri gelsin lütfen." dileğimi gökyüzüne doğru fısıldadıktan sonra başımı pencereme çevirdim. Gökyüzüne yıldızlar ev sahipliği yapıyordu.

Yıldızlarla dertleşmeyeli uzun zaman olmuştu. Bugün dertleşmek için çok güzel bir zamandı. Penceremi açıp kenarına oturdum.

"Merhaba yıldızlar. Size dokunma hayalimi biliyorsunuz. Tabii bu hayalimin ne kadar imkansız olduğunuda. Kaybettim yine. Mektuplarıma sahip çıkamadım. Bütün suçlu benim. Hiçbir şeyi beceremiyorum. Hep hata yapıyorum. Pişman olduğum o kadar çok şey var ki. Keşke eklediğim cümle sayısını ben bile bilmiyorum. Keşke daha cesur olsaydım. Keşke mektuplarımı gömmeseydim. Keşke aşk cümlelerimi onun yüzüne söylebilseydim. Bu cümleler uzar gider ama sizi sıkmak istemiyorum. "

Yıldızlar çok güzeldi erişilmez, parlak ve umut verici, aynı ölü adamım gibi. Yıldızlara dokunmak kadar imkansızdı belki de ölü adama kavuşmam.

"Belki bu bir işarettir."

"Neymiş o işaret?"

"Yıldızlar siz konuşmayı mı öğrendiniz?"

Duyduğum kahkaha sesi karışık "Aşağı bak." sesi ilişti kulaklarıma.

Aşağı baktığımda gördüğüm kişi Ateş'in ta kendisiydi.

"Ben başka bir mucize dilemiştim ama bu daha güzel oldu." diye fısıldadım yıldızlara.

"Müsaitsen gelebilir miyim?"

"Tabii."

Pencerenin kenarından kalkıp üstümü başımı düzelttim. Acaba güzel görünüyor muydum? Kalbimin ritmi sanki evin içinde yankılanıyordu. Bugün heyecan ölmezsem bir daha ölmezdim herhalde.

Kapının tıklatılmasıyla hemen içeri koştum. Derin bir nefes alıp kapıyı açtım.

"Merhaba." dedi. Şu an biri bana tokat atabilir mi? Ölü adamım evime misafir olacaktı bundan daha güzel ne olabilirdi?

"Beni içeri almayacaksın herhalde."

"Pardon kusuruma bakma dalmışım. Buyur."

O içeri geçince kapıyı kapattım. Ben de peşinden gittim. İki mor koltuğun sağ kısmına oturmuştu. Ben de karşısındaki tekli koltuğa oturdum. Yanına oturup başımı omzuna yaslama hayalleri çoktan benliğimi istila etmişti.

"Nasılsın?" diyerek sohbet için ilk adımı atan oydu.

"Sen geldin bahar-ı bahçe oldu gönlüm." demek istesemde "İyiyim." kelimesi döküldü dudaklarımdan.

"Sevindim."

Gerçekten sevinmiş miydi? Eğer buna sebep olduysam ne mutlu bana. Umarım ileride bütün sevinçlerinin sebebi ben olurum ölü adamım.

......
Umarım severek okuduğunuz bir bölüm olur. Bol bol yorum yaparsan sevinirim.

Ölü Adama MektuplarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin