Arya'nın saçları ve karakteri..
Gökyüzüne yükselen ay bir kandil gibi etrafı aydınlatıyordu. Güneşten çoktan devralmıştı görevi.
İçimdeki duyguları saklamaya çalışırken gökyüzüne baktım. Ne çok aşk hikayelerine konu olmuştu bu gökyüzü? Birçok aşık gökyüzünü kendi aşk hikayesine konu etmişti. Ama bir aşık vardı ki; o, aşkını gökyüzüne yazmıştı. Muhteşem dehasıyla, aşkını gökyüzüne resmetmişti.
Mimar Sinan..
Sultan Süleyman'ın kızı olan ve adının farsça Güneş ve Ay anlamına geldiği Mihrimah'a aşkını külliyelerle göstermiş, gökyüzünü de bu şova başrol etmişti.
Rivayetlere göre Mihrimah'a koca bir aşk besleyen ancak Mihrimah'ın Diyarbakır'lı Rüstem Paşa'ya verilmesiyle aşkını kalbine gömen Mimar Sinan, bir gün Mihrimah tarafından huzuruna çağrılır ve kendisinden iki külliye yapması istenir. Yerine kadar her şeyi kendisi belirleyen Mimar Sinan iki külliyeyi de yapar. Ancak bu iki külliye sıradan yerlere yapılmamıştır.Gündüz ve gece sürelerinin birbirine eşit olduğu Ekinoks tarihlerinde bir caminin arka kısmında Güneş batarken, diğerinde Ay yükselmektedir. Mihrimah'ın ismine istinaden yapılan bu zeka ürünü iki külliye, Mimar Sinan'ın ona olan aşkının en güzel tarifidir.
"Alo Deniz?"
Daldığım düşüncelerden Arya'nın tok sesi ayırırken, ormanlık alana doğru ilerlemeye devam ediyorduk.
"CD elimde..Evet.. O piçi kızıl odaya alacağım gün de gelecek ama şimdi değil.. Eve doğru gidiyoruz.. Tamam, kendine iyi bak."
Telefonu kapatınca tekrar karanlık yola odaklandım. Kapkaranlık ormanı sadece ay ışığı aydınlatıyordu, ama ayın cılız ışığı pek de yeterli olmuyordu bu ormanı aydınlatmaya.
"Başaracağına pek inanmıyordum ama açıkçası şaşırttın beni."
Arya'nın bu sözde iltifatı bir buz sarkıtı gibi kalbime düşüp parçalamıştı duygularımı. Ne hissettiğimi anlamaması beni fazlasıyla üzmüştü.Gerçi ne hissettiğim onun umrunda değildi ki.. O adi heriften duyduğum sözlü tacizler ve bana dokunmaya kalkışması Arya'nın umrunda bile değildi. Onun için ben sadece bir askerdim ve görevimi yerine getirmiştim. Onun için önemli olan buydu.
Yolun geri kalanını sükunetle geçirdikten sonra eve varmıştık. Salona girer girmez odama doğru yol aldım ve çantamı aradım. Müzik kutusu yatağımın üzerinde duruyordu ancak çantam yoktu. Etrafa hızlı bir şekilde göz gezdirdim fakat hala çantamı bulamamıştım. Müzik kutusunu alıp tekrar salona gittiğimde Arya tekli kırmızı koltuğun üzerinde oturmuş ve ayaklarını da siyah renkteki masaya uzatmıştı. Telefonunu kurcalıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizemli OSİRİS
Mystery / ThrillerYayımlama tarihi 17.08.2017 "Ben katil değilim." "Sen katilsin bense maktül."