Bölüm 8

117K 835 608
                                    

Heyecanla uçaktan indiğimde taksi bulabilmek için dolaşmaya başlamıştım.

1 hafta içinde Berk'in bu şehirde olduğunu öğrenmiş ve hemen gelmiştim. Ondan vazgeçemezdim.

Hemen taksiye bindiğimde otelin adını söyledim. Uzak değildi ve 15 dakikada varmıştık. Taksiye hemen parasını ödedim ve resepsiyona girdim.

"Berk Kaya hangi odada kalıyor?" Kadın bilgisayara baktıktan sonra cevap verdi.

"312 numaralı oda. 3. kat"

Teşekkür edip hemen asansöre bindim. Çok heyecanlıydım. 1 haftadır onu görmemiştim ve çok özlemiştim.

Acaba beni affedecek miydi? Onu çok kırmıştım ve hemen affetmeyeceği kesindi. Ama vazgeçmeyecektim.

Derin bir nefes alarak kapısını çaldım. Biraz beklediğimde gelen ayak sesleri beni heyecanlandırmıştı. Aramızda sadece bir kapı vardı ve birazdan onu görecektim.

Kapı açıldığında yüzüme gülümsememi yerleştirip kapıya baktım.

Ama gülümsemem saniyesinde solmuştu.

Kapıda ince geceliğiyle duran çok güzel bir kız vardı.

"Kime bakmıştın tatlım?" diye sordu kız.

"B-berk... İçerde mi?" dedim mırıldanarak.

"Şu an duş alıyor. Kim geldi diyeyim?" dedi kız sırıtarak.

Cevap vermeyip arkamı döneceğim sırada onun sesini duydum. İlahi sesini.

"Selin, kim gelen?" diye sordu uykulu sesiyle.

O an koşarak ordan uzaklaşmam gerekiyordu. Ama yapamadım. Onun yüzünü görmek için yanıp tutuşuyordu her bir hücrem. Bu yüzden gidemedim işte.

Berk altında sadece baksırıyla kapıda belirdiğinde donup kaldım. O da aynı şekilde beni görünce donup kalmıştı.

Yine bedenim ona sarılabilmek için yalvarıyordu. Ama o an kırılmış kalbim kat kat ağır bastığı için yapamadım.

Her şeyi düşünmüştüm. Bana kapıyı açmayacağını, açsa da bas bas bağıracağını, beni asla affetmeyeceğini söylemesini...

Ama sadece 1 haftada yerime başka birini bulmuş olmasını kesinlikle beklemiyordum.

Kalbimin kırıklığı göz pınarlarıma sinyal gönderdi ve doldu gözlerim. Dolmuş gözlerimin yarattığı bulanıklık eşliğinde son bir defa baktım Berk'in gözlerine.

Gözlerimdeki kırgınlığı saklamak için hiç uğraşmamıştım.

Sonra koşarak uzaklaştım ordan. Ciğerlerim yanana kadar koştum. Bilmediğim bir şehirde bilmediğim yollarda koştum, koştum.

Daha fazla ayakta kalamayacığımı hissettiğimde rastgele bir banka oturdum.

Bir haftadır onun özlemiyle yanıp tutuşuyordum ben. Dudaklarım onun dudaklarının ihtiyacıyla kuruyor, tenimin her bir noktası onun teninin ihtiyacıyla yanıyordu.

Ama benim hissettiklerimi hissetmemişti o. Yerime hemen bir kız bulmuştu. Benim olmam gereken o yatakta başka bir kıza yer vermişti. Bana demişti ama kendisi çıkmıştı başka biriyle zevkin doruklarına.

Bu şehirde daha fazla işim yoktu. Göreceğimi görmüştüm. Berk'in peşimden geleceği falan da yoktu.

Zorlukla ayağa kalktım ve bir taksi çevirdim. Havaalanına vardığımda bileti almadan önce lavaboya gitmem gerektiğini düşündüm.

Lavaboya gittiğimde çantamı yanıma koydum ve aynada kendime baktım. Koştuğum için kızarmış yüzüm, dağılmış saçlarım, ağladığım için şişmiş ve kızarmış gözümle berbat görünüyordum.

Beni bu hale getiren Berk'ti.

Yüzümü yıkadıktan sonra saçımı da düzeltiyordum ki arkamdaki kapı hızla açıldı ve kitlendi.

Korkuyla arkamı döndüğümde dibimde biten Berk'i gördüm. Ağzımdan ufak bir çığlık kaçacakken elini ağzıma bastırdı ve kendini daha çok bana dayadı.

Ne kadar olduğunu bilmediğim bir süre birbirimizin gözlerine baktık. Sonra Berk yavaşça elini ağzımdan çekti ve küçük bir adım uzaklaştı.

"Neden geldin?" diye sordu soğuk sesiyle.

Gerçekten neden geldiğimi mi soruyordu? Açık değil miydi neden geldiğim? Şimdiyse neden gittiğimi anlamıyor muydu?

"Ben vazgeçmemiştim Berk. Kendimi sana affettirecektim. Seni öyle özledim ki, nerde olduğunu öğrenir öğrenmez geldim bu şehre." dedim sesimin çatlamasına engel olamayarak.

Bakışlarının yumuşadığını biliyordum, ama sert duruşunu koruyordu.

"Elbette beni hemen affetmeyeceğini biliyordum. Ama bunu hiç beklemiyordum Berk. Aslında beni hiç sevmemiş olmanı, yerime anında birini bulmuş olmanı kaldıramam. Çekil." dedim ve bir adım yana kayarak yanından geçtim.

Ama gitmeme izin vermeyerek arkama geçip kollarını karnıma dolayarak sırtımı kendisine bastırdı.

Onun bedenini bu kadar yakınımda hissetmeyi öyle özlemiştim ki...

"Kim senin yerini tutabilir ki?" diye fısıldadı kulağıma.

Nefesi boynumu gıdıklarken elimde olmadan gözlerimi kapattım. Devam etsin istiyordum. Sonsuza kadar böyle kalalım istiyordum.

Karnıma dolanmış kolları beni daha çok kendine çekerken dudaklarını boynuma bastırdı.

Bir eli bacağıma inerken boynumdaki öpücükler sertleşmişti. Kendimi ona bırakmak istiyordum. Devam edelim istiyordum.

Ama olmazdı. Ben ona bu kadar kırgınken olmazdı. Ben bu kadar basit bir kız değildim.

Hızla kolları arasından çıktım. Berk şaşkınca bana bakıyordu.

"Ne yapmaya çalışıyorsun bilmiyorum. Az önce başka bir kadının kollarından çıktın ve şimdi ne yapıyorsun sen benim yanımda?" diye çıkıştım Berk'e.

"Beni aldattığını öğrendiğimde ben de aynen senin gibi hissetmiştim." dediğide donup kalmıştım.

O zaman çok sinirliydim. Berk'e karşı aşırı bir hırsım vardı. Ve içmiştim.

"O-o zaman... Beni kandırıyorsun sanıyordum. Çok sinirli, çok hırslıydım." dedim hızlıca.

"Bak Nida," dedi ve ellerini omuzlarıma koydu.

"Şimdi seni anlamamı istiyorsun. Seni anladım. Şimdi de sen beni anlayacaksın. Ben de sana sinirli ve kırgındım. Ve dün çok içtim. Sana karşı öyle bir hırsım vardı ki, senin bana yaptığın gibi ben de seni aldatmak istiyordum."

Aynı şeyleri hissetmiştik birbirimizi aldatırken. İkimiz de hırslarımıza yenik düşmüştük.

Ama ben hala onu çok seviyordum, o zaman o da beni hala seviyor muydu?

"Bir daha sakın seni sevmediğimi düşünme. Sana hala çok aşığım." dedi doğrudan gözlerime bakarken.

O an öyle karışık duygular içindeydim ki. Ama bedenim zihnimden bağımsız hareket etti ve dudaklarına yapıştım.

Berk sanki bunu bekliyormuşçasına bir elini belime, diğer elini boynumla yanağım arasına koyarak hoyratça öpmeye başladı beni.

O kadar özlemiştim ki dudaklarını.

Öpüşmemiz gittikçe ateşli bir hal alırken Berk benden uzaklaştı.

"Şimdi durmazsam sonuna kadar durmam güzelim. Ve hiç de uygun bir yerde değiliz. Siktir, otele dönmemiz gerek. Acil."

Bu haline sırıtmadan edemedim. Benim onu deli gibi özlediğim gibi o da beni deli gibi özlemişti.

Daha fazla beklemek istemeyerek elinden tuttum ve onu dışarı çıkardım.

Şimdiyse, otele gidiyorduk...

***

OYUN +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin