YILANLI TABLO

101 15 0
                                    

 
      Gaye arkadaşının evine varmak için acele ediyordu. Adımlarını hızlandırdı. Sıcak bir kahvenin yanı sıra ona tüm derdini anlatabilirdi. Eski evlerden oluşan sokağı süratle geçerek üç katlı bir evin önünde durdu. Burası, çiçeklerle donatılmış balkonları olan ve insana huzur veren bahçeli bir evdi. Gaye hızlı davranarak evin ziline bastı. Ev en üst katta olmasına rağmen zilin melodisi giriş kapısına kadar ulaşmıştı. Çok geçmeden otomatik kapının açılma sesi duyuldu. Çevresini incelemeden hızlı adımlarla yürüyerek soluğu en üst katta aldı. Çoktan kapıyı açmış ve Gaye'yi bekleyen arkadaşına imrenerek baktı. Pembe pijaması ve ayıcıklı tüylü patiği onu küçük bir kız çocuğu gibi gösteriyordu. Ceren'in doğal sarı saçları ve ela gözleri onu gerçekten kıskanılacak bir kıza dönüştürüyordu. Sanki her zaman en güzel olmak zorunda olan o'ydu. Hiç bir zaman onun kadar güzel olamayacağını düşündü. Buruk bir acı içini fazlasıyla yıpratmıştı. "Merhaba" dedi Gaye, yüzüne düşmüş saçlarını kulağının arkasına iterken.

- Aaa canım hoşgeldin. Süpriz oldu gelmen. Bu yüzden ev biraz dağınık.

      Masum ve heyecan dolu iyimser görünüşü sinir bozucu duruyordu. Bunun tek sebebi ise kıskançlıktı.
 
      Gaye bunları aklından hızla kovarak can dostuna sarıldı. Sarı panjurlardan oluşan duvarlara bakınırken hemen sol tarafında duran  devasa tablo dikkatini çekmişti. Sanki ilk kez görüyordu bunu. Ceren bunu farkederek açıklama yaptı;

-Annem almış. Güzel tablo değil mi? 

      Tabloda iki bayan birbirine sarılıyordu. Aralarında da bir çiçek vardı. Aniden tablonun köşelerinden kırmızı gözleri ve yeşil pullarıyla birden çok yılan çıkarak tabloyu sarmaya başlamıştı. Gaye bir çığlık attı ve kaçmaya çalıştı. Anlayamadığı bir şey, onun başını ağrıtmıştı. Gözünün önü kararmaya başladı.  Ceren'in çığlığı az da olsa kulağına geliyordu. Çevresindeki sesleri ayırt etmeye çalışsa da sesler gittikçe uzaklaşıyordu. Ne olduğunu anlamak için gözlerini açmaya çalışsa da bunu başaramadı.

          
                        ••••••••••••••••••••

- Fazla bir açık yok. Bir kaç dikiş ile yarayı kapattık. Artere* denk gelmemesi hem genç kız için hem de bizim için büyük şans oldu. Aksi halde buraya ulaşana kadar kan kaybından ölürdü. Tekrar geçmiş olsun.

- Teşekkür ederiz doktor bey. Her şey için minnettarız.

- Tekrardan geçmiş olsun.

                       
                       •••••••••••••••••••

Arter* : atardamar

SİBAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin