Başımdaki ağrı, acıyı her hücremde hissettirirken Ceren ve annesinin sesini duydum. Gözlerimi açtığımda, tavanda ışığı yanmayan bir lamba ve beyaz duvarları gördüm. Gözlerimin bulanıklığı hızlıca geçerken başımı sesin geldiği yöne çevirmeye zorladım. Kırmızı koltuk, küçük bir masa kenarına yerleştirilmiş, camlar krem rengi stor perdeyle kapatılmıştı. Ceren ve annesi sohbet ederlerken onlara doğru baktığımı gördüklerinde heyecanla oturdukları yerden kalkarak yanıma geldiler. "Gaye!"dedi Ceren korku dolu sesiyle. Sultan teyze elini hafifçe yüzüme koyarak; "Kızım bizi çok korkuttun. Nasılsın, şimdi iyi misin?"diyerek Ceren'in cümlesine ekleme yaptı .
Başımı "Evet" manasında salladım; "Ne oldu bana?" Bir yandan da en son hatırlayabildiklerim canlandı gözümde. Tablodaki o korkunç pullu yılanlar ve Ceren'in çığlığı. Sonrasında korkuyla başımı bir yere çarpmıştım. Ceren; " Tabloya bakıyordun." dedi. "Ve birden kaçmaya kalkıştın. Duvara montelenmiş cam rafa başını sertçe çarptın ve kanlar içinde yere yığıldın. Gerçekten beni çok korkuttun Gaye!"
Hiçbir şey hatırlamıyordum, yılanlar ve çığlıklardan başka. Sultan Teyze'nin "Şimdi nasılsın?" sorusuna "İyiyim" diye cevap verdim. Aslında çok da iyi değildim. Tam olarak neler olduğunu öğrenmek istiyordum. "O yılanlar... Onlara ne oldu Ceren?"
Sultan teyze Ceren'e "Ne yılanı?" diye sordu. Aynı soruyu bu kez Ceren bana tekrarladı; "Ne yılanı Gaye? Evde yalnız sen ve ben vardık."Nasıl yani? dedim. Sesimde öfke vardı. Adeta deli muamelesi görüyordum. "Gözlerim yanlış görmüş olamaz." Ceren sustu, bir şey söylemedi bu kez. Benden bir şeyler saklıyor olmalıydı. O yılanları görmemesine imkan yoktu. Bunu onunla daha sonra mutlaka konuşacaktım. Sultan teyzenin garip bakışlarından kurtulmak için "Sanırım bu bir sanrıydı!" dedim.
"Galiba" diye karşılık verdi.Yorgun ve halsizdim. Odaya sarı saçlı oldukça zayıf bir hemşire tebessüm dolu bir yüzle girdi. Adeta etrafa neşe saçıyordu.
"Geçmiş olsun Gaye hanım. Nasılsınız?" dedi ve cebinden çıkardığı kalemle yatağın baş ucunda duran dosyaya bir kaç ekleme yaptı.
"Teşekkür ederim, sanırım iyiyim. Yalnız, başımdaki ağrı ne zaman geçer diye düşünüyordum "
"İlaçlarınız ağrıyı hafifletecektir. Düzenli kullanmaya dikkat edin. Bu arada taburcusunuz bir hafta sonra kontrole gelmelisiniz " diyerek odadan çıktı .
Sultan teyze taburcu işlemlerini halletmiş, arabayı park yerinden almaya gitmişti. Sonunda evime dönüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİBAK
ParanormalGaye henüz 19 yaşındadır. Üniversite okumak icin gittiği şehirde tek başına bir evde yaşarken,mahallesinde dur durak bilmeyen cinayetler onu korkutmaya başlar. Cinayetlerle yakından alakası olmasa da tüm belalar onu çağırır. Kendisiyle iç savaş başl...