Yoon'un bana binlerce kat bol gelen deri ceketini kollarıma geçirirken bir yandan da merdivenleri çıkmaya başladım. Ji Soo'nun beni öldüreceğinden adım gibi emindim. Hem istediği cipsleri almamıştım hem de dilenciye benziyordum. Ayaklarım çıplaktı ve çamur içindeydi. Ayrıca bedenime hiç uygun olmayan bir ceket giyiyordum. Şu an aynaya baksam dilenci zannederdim doğrusu.
Sonunda evime ulaştığımda kapıya ritmik bir şekilde üç kere tıkladım. Ardından içeriden gelen 'pat küt' seslerine anlam veremeden kapının açılmasını bekledim.
"Neredesin sen? Başına bir iş mi geldi? Bu halin ne? Nerelerde gezdin? Terliğinde yok. Ne yaptılar sana? Erkekler sana bişey mi dedi? Yoksa..." Taramalı tüfek hızında konuştuğu için nefes alıp devam etti "Tecavüz?"
"Salaksın" derken Ji Soo'yu kenara ittim ve içeri girdikten sonra kapıyı kapattım "Yalnızca aşağı indim ve geldim, hepsi bu"
Beni yakamdan tuttu "Bak bana doğruyu söyle"
Güldüm "Lisa gelmişti onun için aşağı indim. Ayakkabısı rahat değildi ben de terliğimi ona verdim ardından ise Yoon bana ceketini verdi" dedim "Oldu mu?"
"Oh be!! Başına bir iş geldi sandım" derken kollarını yerle dik bir konuma getirdi. Saniyeler ardından ise kollarını göğsünde birleştirdi "Cipslerim nerede?"
"Yediğin cipsler yetmedi mi?"
Göz devirdi. Bu bana katılmadığının göstergesiydi "Yalnızca dört paket yedim"
"Beni de yemek ister misin?"
"Depresyondayım Chae! Sevgilimden ayrıldım"
"Aman boşver o üzülsün" deyip kolumu omzuna attım. Boyu zaten benden kısaydı, bunu yapmak benim için çocuk oyuncağıydı "Film izleyelim" dedim "Notebook?"
Ellerini adeta bir fok balığı gibi çarptı "Tamam"
Halen kolumun altında olan Ji Soo'ya ayaklarımı gösterdim "İzin verde ilk önce ayaklarımı yıkayım, baksana çamur içinde"
"Tamam" derken minicik olmasını avantaj olarak kullandı ve kolumun altından çıkmayı başardı "Ben filmi başlatıyorum"
Ardından o salona ben ise banyoya yöneldim.
****
"Ji Soo ağlamayı kes" dedim kendi burun çekme seslerim arasında.
"Ağlamıyorum" bağdaş kurduğum dizinde yatarken söylemişti bunu.
"Bal gibi de ağlıyorsun" dedim ve önce kendi göz yaşımı sildikten sonra Yoon'un ceketini Ji Soo'ya uzattım "Al da şuna sil"
"Bu Seung Yoon'un değil miydi?"
"Evet"
Bacağımdan ayrıldı ve doğruldu "Nasıl bu kadar rahat kullanıyorsun o halde?"
"Aman" dedim sondaki 'a'kısmını uzatarak "Yenisini alır, benden önemli değil sonuçta"
"Daha yeni tanıştınız, ne bu havalar?"
Telefonumu çıkardım ve sağa sola salladım "İnanmıyorsan soralım?"
Başıyla onayladığında ise hemen 1 numarada hızlı aramaya aldığım Yoon'u aradım. Çok geçmeden açtı ve hemen söze girdim "Yoon ne yapıyorsun?"
"Hiç" dedi "Lisa'yı evine bıraktık, Hoon ile film izliyorduk"
"Sana birşey sormam gerekiyor ama dürüst olacaksın tamam mı?" Sesimin yankılanmasından dolayı hoparlöre aldığını anlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Playing W Fire | chaelisa ✔
FanfictionSeninle tanışmak ateşle oynamaktan farksızdı. To: @saturnfamesi 💕