5. bölüm

2.5K 104 3
                                    

Off her yerim ağırıyor kaç gündür uyuyorum annem nerde? Buğra! ya Buğra nerde? Hava karanlık, ışık yanmıyor aralık penceremden giren rüzgarın sesinden başka bir şey yok. Kolumdaki serum iğnesini yavaşça çekerken aklımda tek bir şey var  "Onu bulmalıyım"

Kapıyı açıp koridora çıktım sessiz adımlarla. Buğra'nın odası neresiydi Aaa! kafamı toparlayamıyorum . Ne katmışlar yine bu seruma? Haa . .. beyin cerrahisi 1.kat 102 numara evet burasıydı . Adımlarımı biraz hızlandırarak odasına doğru yürüdüm. Kapıyı açmalı mıyım? Niye geldin derse, yok ya demez . Dönsem mi? Bulanık zihnimde ufak bir çatışmadan sonra yavaşça kapıyı açtım ve gördüklerim karşısında gözlerimin şaşkınlıkla açılmasına neden olan şey yatakta yaşlı bir amcanın yatıyor olmasıydı, o yok ! Yanlış hatırlamıyorum eminim. Fakat yine de "Acaba .." diye başlayan cümlelerden kendimi alamıyordum. Acaba hayal ya da rüya mıydı? Ben mi uydurdum bütün bu olanları? Saçma bir kuruntu sayılmazdı. Bunlar muhtemeldi. Sakinleştiriciler anılarımı bölüyordu. Gerçek miydi ? yoksa hayal miydi? Bir keresinde hastahaneye babamın geldiğini görmüştüm yani halisülasyonlar sakinleştiricilerin yan etkileri arasında vardı . Ama onun nefesinin sıcaklığını hissetmiştim ben, buna emindim.

Resepsiyona gidip sormak geldi aklıma peki ama nasılsın? Yalpalayarak komik bir şekilde yürüyordum ilacın etkisinden olmalı. Resepsiyonda daha önce görmediğim yeni bir yüz. Bu iyi en azından beni tanımaz

- pardon şey... 102 'deki hasta..?

-Ah o hasta mı ? ..şey

-"Evet "  dedim dikkat kesilmiştim sözlerine

-"Şey .. bunu söylememem söylendi" dedi sıkıntıyla

söylememesi mi söylendi ? Bu da ne demek şimdi?  Muhtemelen babasının işiydi. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum bu yüzden yalvarmaya başladım kıza ama ağzı sıkıydı daha doğrusu ağzı iyi kapattırılmıştı. Ona yalvarıyordum acınası bir varlık  gibi fakat hiçbir değişiklik olmuyordu kızın  tavırlarında. Yanına gelen başka bir kız kulağına eğilip kısık bir sesle bir şeyler söyledi. Evet duyamamıştım fakat ağzını okuyabilmiştim şöyle demişti göz ucuyla beni kontrol ederken

-483' e yerleştirildi.

Ondan bahsettiğini anlamıştım.

Oraya geldiğimde kapının önünde iki adam nöbet tutuyordu. Nasıl giricem içeri? Bu gerçekten zor olacak . Zihnimde aniden beliren bir plan ile doktor önlüğünü çaldığım odaya gittim yine aynı şeyi yapıp önlüğü üstüme geçirdim. Odada kimsenin olmaması konusunda şanslıydım. Aynadan kendime baktım ama hala çok küçük gösteriyordum . Masanın üstünde bir kadın çantası duruyordu.Bir hırsız edasıyla karıştırdığım çantadan kısa süreli arayışımın sonunda işime yarayabilecek bir şeyler bulabildim . "Birkaç makyaj malzemesi"

Her ne kadar kalem diye bir makyaj malzemesi olduğunu bile yeni öğrenmiş olsamda. İzlediğim dizilerden gördüğüm kadarıyla bir şeyler yaptım. Hafiften sürdüğüm kırmızı ruj ve yoğun çabalarım sonunda doğru yere çekebildiğim kalemle şimdi biraz daha büyük gösteriyordum.

Koridorun ucundan nöbet tutan iki adama baktım . Cüsselerine oranla beyinlerinin küçük olduğunu duruşlarından anlayabilmiştim. Yine de temkinli olmalıydım. Emin adımlarla yürümeye başladım. içimden kendime tezahürat yapıyordum. Kapının önüne geldiğimde sorgular gözlerle bana baktılar. işin içinden nasıl çıkacağımı bilmiyordum tam o sırada oradan geçen temizlikçi gözüme ilişti . Nasıl aklıma geldi bilimiyorum ama yakasından ismine baktım. ismi "Hasan" dı. Tamam buldum işte

-"kolay gelsin Hasan bey"dedim. Ses tonumu değiştirerek kendimi büyük göstermeye çalıştım.Adam şaşırdı ancak doktor önlüğü giyiyordum biraz duraksadıktan  sonra

HASTAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin