4.bölüm

2.6K 106 2
                                    

Buğra nın yanımda olmasını tıpkı hastahanenin penceresinden atlarken beni kurtardığı gibi kurtarmasını çok istiyordum. Endişe ve korkuyla karışık bir duyguyla kalbim hızla çarpıp daralırken nefesimin sık ve kesik buharlar hali de geceye karıştığını ve karşımdaki adamın gözlerindeki o iğrenç duyguyu görebiliyordum.Çığlık atmak istiyordum ama sık nefes alışverişim buna engel oluyordu.Tek yapabildiğim gözlerimi kapamak  şimdi adamın iğrenç içki kokan nefesini daha yakından hissedebiliyordum. Adam artık bana iyice yaklaştığında kendimi duvarın bitişine kadar çektim. Adamı uzaklaştırmak için zayıf tekmeler atsamda hiç bir etkisi olmamıştı. Adam elinde duran içki şişesindeki son yudumu da içince boş şişeyi bir kenara fırlattı ve ağzından çıkan kelimeler kanımı dondurdu

-Eğlenceye hazır mısın güzelim

Kalp ritmimin hızlanıp bozulmasıyla orantılı bayılmışım. Gözlerimi açtığımda siyah ve gri tonlarının hakim olduğu gayet geniş bir odada buldum kendimi . Burası hastahene ya da evim değildi. Neresi olduğu hakkında en ufak bir fikrim de yoktu. Beynim nerede olduğum hakkında düşünürken dün geceyi hatırladım istemsizce. Dün .. Orda o çıkışta neler olmuştu? Burası neresiydi ? Buğra neredeydi? Peki ya o iğrenç adam? Korkuyla bedenime baktım. İyi hissediyordum acı veye kan farklı bir şey yoktu. Yine de tedirgindim. Kapının açılmasıyla irkildim . Elinde, içinde krep, süt ve çikolata olan bir tepsiyle Buğraydı gelen. O kadar farklı görünüyordu ki. Sırf bu görüntüsü bile onu sevmek için bir neden olabilirdi. Hissettiğim bu duyguya anlam veremiyordum. Dün tanıştığım birine aşık olmam imkansızdı yine de o an hissetttiğim utanç duygusuna engel olamadım. Yavaşça yatakta doğrulurken sırtımı yastığa dayadım. Buğra yüzünde büyük bir tebessümle ''günaydın başbelası'' diyerek yanıma geldi. Dün gece neler olduğunu şimdi daha çok merak ediyordum fakat kendime dünü soracak cesareti bulamıyordum. Ben de yüzümde dün geceki olaya inat ufak bir gülümsemeyle ''günaydın'' diyebildim. Sesim o kadar tiz ve iğrenç çıkmıştı ki içimden kendime lanet okuyordum. Buğra hiçbir tepki vermeden aynı gülümsemeyle tepsiyi uzattı bana. Tepsiyi yavaşça kucağıma alırken onun tenine değince parmak uçlarım teninin sıcaklığıyla irkildim. Bunu o da fark etmiş olacak saliselikde olsa gözlerim gözleriyle buluştu. Odadan dışarı çıkarken üstündeki bol siyah tişörtü yakasından birkaç kez salladı. Hava sıcak değildi oysaki . Tam dışarı çıkmadan durdu yavaşça vücudunu çevirmeden sadece başını döndürdü ve

-"Afiyet olsun" dedi ve hızlı adımlarla dışarı çıkıp kapıyı sertçe kapattı.O kadar hızlı geçmiştiki o an ancak kapı kapanınca sessizce ''teşekkür ederim'' diyebildim.

------

Buğra: elimde tepsiyle içeri girerken yüzüme takınacağım tavır konusunda tereddütteydim. Adını bile bilmiyordum. Dün olanları hatırlatmak istemiyordum bu yüzden mutlu bir ifade ile açtım kapıyı . Uyanmıştı ee haliyle nerede olduğunu anlamaya çalışıyordu. Nasıl bir cümle kurmalıyım diye biraz düşündükten sonra  ´´ Günaydın baş belası´´ diye saçmaladım. Bu kadar erken yelkenleri suya indirdiğime inanamıyorum ama kendime engel olamıyordum. Orada.. benim yatağımda yatıyordu. Gözünün önüne gelen birkaç tutam saçı dağıtmak için başını yavaşça salladı kasıtlı mı yapıyor bunları? Yavaşça yutkundum hormonlarım beynimi etkisiz hale getirmeye çalışırken. Bunu kabullenmek istemiyordum ama o gözümde küçük bir kız çocuğundan fazlaydı sanırım. Allah'ım kendimi sübyancı gibi hissediyorum

Krep hala sıcak süt ve çikolata en sevdiğim ikiliydi . Hastahanenin kusmak yemeklerinden sonra böyle bir sabaha uyanmak gerçekten muhteşemdi. Her şey çok güzeldi. Fakat hala odadan o kadar hızlı çıkışına anlam veremiyordum. Hava sıcak olmamasına rağmen sanki sıcaktan daralıyormuşçasına tişörtünü sallamıştı.

HASTAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin