10. bölüm

1.7K 68 13
                                    

Mert hiçbir cevap vermeden öylece duruyordu. Sorumu yineledim

" Mert noluyor "

"Eylül bak.." dedi Mert bir açıklama yapmayacağı belliydi. Sola doğru bir adım atıp Buğra'nın odasına yöneldim. Mert bileğimdem kavradığı gibi beni kendine çevirdi

"Şimdi bunu yapmasan daha iyi"

Tuttuğu elimi öfkeyle sallayarak ondan kurtuldum.

"Buğra ölecek mi?" Mert hiçbir şey söylemedi sadece üzüntüyle başını eğdi. Çaresizliğimden olsa gerek  Mert'in göğsüne zayıf vuruşlar yapmaya başladım.

"Hayır ....Hayır"

Kalbim buna daha fazla dayanamadı. Attığım zayıf yumruklar giderek güçsüzleşti ve son yumruğum onun göğüs kafesini bile bulamadan çözüldü.

------------------------------

Babam ben küçükken külkedisi masalını çok anlatırdı. Ve her insanın koruyucu bir meleği olduğunu söylerdi bana. Benim de bir  meleğim olduğunu söylerdi. Onunla konuşabilirmişim ve o her an sihirli değeneğiyle bana yardım edebilirmiş. 12 yaşına kadar bu sihre inandım ben. Belkide inanmak istedim sadece. 12 yaşındayken bunun tamamen bir uydurma olduğunun farkındaydım fakat yine de zor zamanlarımda her ne kadar inanmasam da bir ihtimal yardım isterdim koruyucu meleğimden. Bir umut..

Mert yardım etmeleri için doktorlara bağırırken bunun son olduğunun farkındaydım. Bunlar kalbimin son çırpınışlarıydı. Bu son bir hafta kalbime  çok zarar vermişti. Nasıl olabilirdi böyle bir şey? Aşk beni bulutların üstüne çıkarırken aynı zamanda nasıl ölüme sürükleyebilirdi. Çok saçmaydı bu. Evet kesinlikle çok saçmaydı.Aşkın kalbimi böylesine yıpratması. Ama ne kadar isyan etsem de bir yararı yoktu işte. Benim aşk için fazla vaktim yoktu...

Ve şimdi kötü bir haber bana son vuruşu yapmıştı. Yorgun kalbimin bunu kaldıramayacağı aşikardı. Buğra ölemezdi. İki zıt kelimeyi bir cümlede kullanmak gibiydi. O kadar ters ve bir o kadar anlamsız. Benim aşk için fazla vaktim yoktu. Ne yazık ki onun da yoktu.

Acaba bir umut.. Belki bir umut..Yardımıma koşar mıydı melek?... Onunla olmama izin verir miydi?

Nolur  dedim yalan olsa da beni duyduğunu umarak meleğin. Nolur bana yadım et.

Mucizelere inanmayan iç sesim girdi yine araya. Hayır Eylül! Sen artık küçük bir çocuk değilsin. Zaten bu kadarı bile senin hasta kalbin için fazlayken daha fazlasını isteyemezsin. Polyanna tarafım da eksik kalmadı. Hayat mucizelerle doludur  küçük kız. Ve sen bu mucizeyi hakediyorsun.

Hakediyor muydum gerçekten? Yoksa o gecenin günahını mı çekiyordum?

Babam annemi sevmiş..Gerçekten sevmişti. Fakat annem onun için bu kadar yoğun bir duygu beslememiş hiçbir zaman. Evlendiklerinde de babamın alkol problemi çıkmış ortaya. Annem evlendikleri zaman babamla aynı yatakta yatmıyorlarmış. Korkuyormuş annem. Bir müddet izin istemiş babamdan. O da kabul etmiş hiç düşünmeden. Fakat babam eve çok içmiş bir şekilde geldiği bir gün anneme zorla sahip olmuş. İşte bu yüzdendir ki annem nefret etmiş hep benden. Bana hamileyken beni öldürmeye bile çalışmış. Beni gördüğünde hep bunu hatırladığı için görmek istememiş beni.

Babam ise hep acı çekmiş ve o günü hiç unutmamış.Çok pişman olmuş ama düzelmemiş araları. Birkaç ay sonra da ayrılmışlar zaten. Babamı hayata tutan tek şey ben olmuşum ama zamanla bu da işe yaramamış. Babam her gece aynı kabuslarla uyanmış. Her gün annemden özür dilemiş. Ama olmamış. Babam son günlerinde evinden hiç çıkmamış. Sonra komşuları bundan şüphelenerek evi açtırdıklarında dehşet manzarayla karşılaşmışlar. Babam kendini asmış. Geride bir not bırakarak. Seda kızımıza iyi bak benim günahımı ona yükleme ..elveda

HASTAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin