BOLUM-7 Kendini Tanımak (SON BÖLÜM)

327 4 0
                                    

Köye döndüğümde ailem beni çok güzel karşılamıştı. Ancak içinin döşenmemiş olması nedeniyle yeni yaptığımız eve taşınmamışlardi.Ablamla birlikte birazda borçlanarak evin döşeme işini de kısa bir sürede hallettik.Ailem yıllardır sıkıntı içinde yaşadığı iki oda bir mutfak olan, kapısı penceresi bozuk bu evden kurtulmuştu.Yeni evimize yerleştiğimiz gün ailemde herkes çok mutluydu.Ben de çok mutluydum.Evin yapılması kadar, ailemi böyle mutlu görmek de benim mutluluğumu ikiye katılıyordu. Babam ve Annem için ise ilk başta bir oda olarak yaptıkları daha sonra ise durumları elverdikçe üç odaya tamamladıkları bu evden ayrılmak çok kolay olmadı.Yeni ev hazır olmasına rağmen yeni eve geçmeleri ve alışmaları iki yıl sürdü.Bu evle ilgili hatırladığım en güzel anı kış aksamları annemin sobanın üzerine koyarak pişirdiği yerfıstıklarını ailecek iştahla ve kapışa kapışa yememizdi.Annem fıstıklar piştikten sonra, eline aldığı soba demiriyle fıstıkları sobanın kenarına serdiği bezin üzerine döker kardeşlerimle birlikte büyük bir iştahla yerdik hemde evde halı pis olacak ev berbat olacak diye hiç kaygilanmadan.

Ben Beytuşşebap'tan ayrıldıktan kısa bir süre sonra ise Günyüzü Köyündeki İmam arkadaşımdan üzücü bir haber aldım.Koruyucu Başı Hurşit gece tuvalete gitmek için dışarıya çıktığında evinin önünde kimliği belirsiz şahıslarca susturucu takılmış silahla vurularak öldürülmüştü. Hurşit geçmişte kısa süreli Pkk'ya katılmış olsada ,daha öncede belirttiğim gibi sonradan gerçek bir vatansever olmuş ve koruyucu olduktan sonra Pkk'yı bir daha köye sokmamıştı. Şırnak bolgesinde askeriyenin yapmış olduğu tüm operesyonlara katılarak askerleremize de yardımcı olmuştu.Ayrıca benim burada görev yaptığım süre boyunca bana da çok yardımcı olmuştu. Murat ve Nejla isimli iki çocuğunu da ben okumuştum.Hem çocukların babasız kalması, hemde cesarati, mücadele azmi ve liderlik özellikleriyle Pkk'ya karşı üstün mücadeleler vermiş olan Hursit'in vurularak öldürülmesi beni üzmüştü.Günyüzü Köyünde görev yaptığım yıllarda köylüler, köylerinin ne kadar güvenli oldugunu anlatsalarda içimden bir his, "hayır Yalçın burası o kadar da güvenli değil, her an herşey olabilir. Bir gece de birileri gelebilir, hayatına son verip gidebilir."diyordu.Bu olay içimdeki bu hissin ne kadar haklı olduğunu ortaya koyuyordu.

Yaz tatili sonrasi öğretmen arkadaşım Ahmet hocayla birlikte Atamamızın yapıldığı Kahramanmaras'in Cagalayancerit İlçesinin Sogukpinar köyüne gittik ve göreve başladık.Burada çalışırken her ayın on beşini takip eden cuma günleri maaş izni kullandığımız için ayda bir defa köye gelirdim.Kardeşim Emel ile sohbet ederken, kardeşim Emel "Abi ben sana evlenmen için bir kız önereceğim fakat babamın kızmasından çekiniyorum"dedi.
Hayırdır yine kimi buldun deyince, Hatın halam var ya, ışte onun kizi Bircan," dedi.Bunu duyunca çok şaşırdım."Nerden çıktı bu şimdi?" dedim."Bircan bir kaç gün önce annesiyle birlikte köye geldi.Ben çok beğendim.dedi. Ben Bircan'ı en son gördüğümde 5-6 yaşlarındaydı.Annesi ve kardeşleriyle birlikte köye gelmişlerdi.Emel'in, Bircan halamın kızı olmasına rağmen Bircan'ı bana anlatmaya çalışmasının sebebi de o zamandan sonra onu görmemiş olmamdır.Yani halamın Bircan adında bir kızı olduğunu bilmeme rağmen,onu tanımıyordum.Emel'e akraba olması nedeniyle bu iş olmaz dedim. Ancak Emel konuyu anneme ve babama da açmıştı.Onlar da Bircan'ı beğendiklerini söylediler.En azından gidip görelim beğenmezsen bir şey söylemeden geri döneriz dediler.Bunun üzerine gitmeye karar verdik.Ancak bir sorun vardı.
Gittiğimizde ne diyecektik.Halamım evinin bizim eve uzaklığı on kilometre olmasına ve halam evleneli 20 sene olmasına ragmen, 20 yıldır bu eve hiç gitmemiş olan Abisi ( babam),yengesi ve ben durup dururken bir anda ne olmustu da halami ziyaret etmiştik. Bunun bir açıklaması olmalıydı.Çünkü Bircan'ı görmeye geldik demiyecektik.Onların gelme amacimizi bilmelerini istemiyorduk.Kısa süre sonra ziyaret sebebi olarak ne soyleyecegimizi belirledik.Anneannem halamlara yakın bir yerde oturuyordu.Onu ziyarete geldiğimizi,onu evde bulamayınca da size geldik diyerek ziyaret sebebini açiklayacaktik.Babam ,annem ve ben hazırlandık ve babamın 480 traktörüyle kız görmeye gitmek üzere yola çıktık.Halamlara vardığımızda son derece güleryüzlü ve şaşkınlık içinde bizi karşıladılar.Ancak Bircan evde yoktu.Oturduk sohbet ettik.Annem sık sık Bircan'ın ne zaman geleceğini soruyordu.Biz oraya geleli tahminen iki saat kadar olmuş ve gün öğleye yaklaşmıştı ki beklenen kişi gözüktü.Bircan son derece güleryüzlü ve içten bir şekilde annemi va babamı karşıladı.Banada hoş geldiniz diyerek.öğle yemeği için annesine yardım etmeye başladı.Evin düzeniyle ilgilenmeye başladı.Bu arada yanımda oturan annem çaktırmadan bana işaret diliyle Bircan'ı nasıl bulduğumu soruyordu.Anneme bir şey belli etmedim.İkindi üzeri ise oradan ayrıldık.Dönüşte oradan ayrılır ayrılmaz annem "o kadar nasıl buldun diye işaret ettim, bir şey belli etmedin, şimdi şöyle nasıl buldun Bircan'ı? dedi.Kendisi çok beğendiğini çok güler yüzlü ve samimi bir kız olduğunu soyledi.Babam da onu onayliyordu.Sıra bana gelmişti.Annemin söyledikleri doğruydu.Gercekten de Bircan güleryüzlü, sıcakkanlı ve son derece kibar bir kızdı.Anneme "beğendim fakat evlilik için bu kadarı yeterli olamaz.Onunla konuşmam lazim." dedim.Bunun üzerine annem halamı arıyarak durumu anlattı. "Eğer siz de uygun görürseniz Çocuklar görüşsünler." dedi.Onlardan da olumlu yanıt gelince tekrardan halamlara bir ziyaret daha yaptık.Bircan'la burada çok uzun olmamakla birlikte kısa bir görüşme yaptık.Bircan'ın çok heyecanlı olduğu belli oluyordu.Kafasını kaldırıp yüzüme bakamıyordu. Zaten çoğunlukla da ben konuştum.Evlilik ve geleceğe dair hayattan beklentilerimiz çok uyuşuyordu.Bircan'la evliliğe dair ilk adımı bu şekilde atmış olduk.Bu adim 12 yıldır mutlu bir şekilde devam eden bir evliliğin ilk adımıydı.

İNSAN UNUTMUYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin