14.Bölüm

702 34 7
                                    

O kadar tatlısınız ki. Bozuk isteyen varsa moralimi vereyim dediğim günlerde yaptığınız yorumlar o kadar iyilrştirdi ki beni.

Ortaya iyi olacağım ben diye boş atarken farkınıza vardım. Hem bana hem hikayeye gelen güzel yorumlar için hepinize çoooooooooooook teşekkürler.

▶Sibel'den◀

Tüm gece toplasan 2 saat uyumuşumdur, geri kalan saatlerde de Fiko'yu izledim.

Göz kapakları hareketlenmeye başlayınca gözlerimi yumup uyuyormuş gibi yaptım.

Alnımdan öptüğünde gülümseyerek gözlerimi açtım.

"Günaydın sevgilim." dedim uykulu bir ses takınmaya çalışarak.

"Günaydın gülüm." diye karşılık verdi.

Yataktan kalkıp salondaki duvar saatine baktım. Doktor randevumuza 2 saat kalmıştı.

"Hazırlan." diye seslendim içeriye. İçeriden kıyafetlerimi alıp banyoya geçtim.

Ne? Çocuğun önünde mi... Tövbe tövbe!

"Ben çıkıyorum." dedim ayakkabılarımı hızlıca giyerek.

"Nereye?" diye bağırdı arkamdan.

Dışarıdan odamın aralık penceresinden kafamı uzatıp "Simit almaya. Çay da demlerim. Kaşar da var. En sevdiğindi ya." deyip göz kırparak yanından ayrıldım.

Giderken bu saatte top oynayan çocukların bana attığı topa bir tekme attım.

"Eyvallah Sibel Abla. Büyüksün." Bu lafları kim öğretiyordu çocuklara böyle?

"He bir de annem sevgilinle sana çok selam söyledi!" diye bağırdı arkamdan. Ne yaptı, ne yaptı?

Takmayarak yoşuma devam etmiştim ki yol kenarında başında yazmalarla halı yıkayan teyzelerle karşılaştım.

Bana bakarak kıkırdıyorlar ve aralarında "Hoş çocukmuş. Sen de gördün mü?" gibi konuşmalar döndürüyorlardı.

Sabır dileyip yoluma devam ettim. Teyzeleri arkamda gülüşürken bırakmıştım ki okuldan kaçıp üniversiteli zengin çocuklarla takıldıkları hakkında dedikodu çıkan liseli kız grubu da arkamdan fısır fısır konuşmaya başladı.

"Yani baksana, bunun neyini beğendiyse? O çocuk benim olacaktı var ya..." dedi en önde duran.

İşte şimdi tepem atmıştı. Teker teker gelin abicim, teker teker.

"Sahipsiz mi sandın kızım?" dedim üstüne yürüyerek. "Atıyorum sandın, senden kat ve kat büyük kızım o. Aa ama unutmuşum, siz büyük oynuyordunuz dimi?"

"Mahallemizin akıl küpü de gelmiş!" dedi o da benim üstüme gelerek. "Kendimizi kurtarıyoruz kızım biz. En azından senin gibi anamız babamız öldükten sonra sürünmeyiz. Masum kız ayaklarına yatıp ineğe bağlamayız."

Alayla güldüm söylediklerine. "Utan kızım halinden." dedim bir adım daha yaklaşarak.

"Kendimi kurtaracağım diye milletin eline bakıyorsun. Ben ise gözüne baktım mı anlıyorum. Kendini kurtarmak dediğin böyle olmaz. Oku da adam ol. Bak bana, daha ilk davadan verdiler 40.000'i." dediğimde arkadan bir kız konuştu.

"Yuh! 40.000 diyor be!"

"Bir de böyle zengin sevgili arayışına üniversite kapılarında sabahlayarak girmeyin. O 40.000'i veren suçsuz tutuklanan müvekkilimin babası, aynı zamanda kayınpederim." dedim son kozumu oynayarak.

Kızlar yavaş yavaş geri çekilirken ben de zafer kazanmış edasıyla yoluma devam ettim.

Simitçiden 4 simit alıp geri döndüm. Geri döndüğümde kızlar bön bön bakarken önlerinden geçerken acınacak halde olduklarını belirterek güldüm.

Halı yıkayan teyzelerin ben geçerkenki tepkisi aynı, çocuklar da hala top oynuyordu.

Eve anahtarla girdiğimde gülümseyen yüz ifademi değiştirerek ağlamaklı bir ifade takındım.

Ece salondan girerken beni görüp ayaklandığında Fiko da odadan çıkıyordu.

"Adım çıkmış!"

●●●●●○○○○○

"Ya bir haftaya unutulur gider." dedi mutfakta dalgın dalgın kahvaltıyı kurarken beni uykumdan uyandıran Ece.

"Gitmezse?" dedim endişeli bir ses tonuyla. Doğradığım domates salatalıkları da masaya götürdüğümde halimi görüp de kendini suçlayan Fiko kollarının arasına aldı beni.

"Giderim ben birkaç güne." dediğinde kafamı hızla iki yana salladım.

"İyileşmeden gidemezsin." dedim telaşla.

"Başına iş açıyorum." dediğinde kaşlarımı çattım.

"Döverim seni çocuk." dediğimde gülerek saçlarımdan öptü.

●●●●●○○○○○

Kapıdan bakarken kimsenin olmadığına emin olup taksiye koştum Fiko'nun elinden çeke çeke.

Ece evde kalacaktı. Etraf biraz dağılmış olabilir de siz yine çok şeetmeyin.s.

"___________ Hastanesi'ne abicim." dedim.

Camdan dışarıyı izlerken Fiko'nun sessiz sessiz güldüğünü gördüm.

"Kime gülüyon?" dedim koluna vurarak.

"Gülüm bu ne telaş?" dedi deminki anı ima ederek.

"Hıı. Sen de benim gibi bir mahallede otursaydın ve adın çıksaydı görürdüm seni." dedim.

"Görürsün gülüm, görürsün." deyip yanağımdan bir makas aldı.

Sargılı elini elime alıp avuç içinde parmaklarımı gezdirdim. Daha sonra da alnındaki bandının üzerine elimi koydum.

"Acıyor mu?" dedim gözlerine bakarak. Yara bandının üzerindeki elimi eline alıp avuç içime bir öpücük bıraktı.

"Acımıyor." dediğinde gülümsedim.

Salak! Taksidesin! Adam var! Sus! Konuşma! Hareket etme! Tepki verme! Öl uleyn!

●●●●●○○○○○

Doktor alnındaki yara bandını çıkarırken acıyla tısladığında gözlerimi elimle kapattım. Bakarsam ağlardım.

Elimi gözlerimden çektiğimde dizindeki kocaman beyaz bandın yerini çizgi halinde bir bant alıyordu.

"Şimdi bana acıyıp acımdaığını söylemen gerek." deyip elindeki sargı bezini çıkardı.

Yukarı doğru hareket ettirdiğinde nefesini tuttuğunu hissettim. Çünkü ben boğuluyordum.

"Acıdı biraz." dedi nefesini vererek.

"Güzel. O zaman elindeki kalıyor, alnındakini çıkarıyoruz. Her gün de dizindekini yenileyin." dediğinde bir problem olmadığı için oh çektim.

"Tamam, çıkabilirsiniz." dediğinde Fiko'yu elinden tutup kaldırdım.

Hastaneden çıktığımzda ciğerlerime temiz havayı doldurdum. Hastane kokusundan nefret ediyordum.

İçimden gelen şeyle ellerimi yavaşça kaldırıp beline doladım.

"Noldu?" dedi çenemden tıtup kaldırarak.

"Birşey mi olması gerek?" dedim tek kaşımı kaldırarak.

"Yok canım da yani ne bileyim?" diye gevelemeye başladığında güldüm.

"Çok tatlısın." dedim başımı göğsüne gömerek.

"Sen de çok güzelsin." dediğinde güldüm. Kendisi aynaya bakmıyordu herhalde.

"Sibel Abla?"

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum... Sizi çook seviyorum...♥♥♥

-Ceyda

Avukat Hanım ~FikBel~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin