Eve geri dönerken bana yaşattığı tüm harika duygular, yanında nasıl mutlu olduğum zihnimi kemirip durdu. Sanki beni vazgeçirmeye çalışırcasına bu düşüncelerden kurtulamadım. Ama yapacak bişey kalmadı o kendinden başkasını düşünemeyen biri çok fazla inandım ona çok fazla kandım, her defasında üzülense ben oldum. Demek ki biz birbirimiz için değiliz olamayız. Olmamıza izin vermemeliyim. Gidersem beni bulamazdı, bende onu görmeyince unuturdum belki. Unuturdum sonuçta atalarımız bile demiş göz görmeyince gönül katlanırmış. En sevdiğiniz sizi yaralarmış, paramparça edermiş. Doğruymuş, öğrendim. Normalde kimse böyle birini sevmek istemezken aşık olmak sizin elinizde olmuyor, bi anda kendinizi onun için ağlarken buluyorsunuz, neye uğradığını bile anlayamadan defalarca daha kalbizi kırıyor. En sonunda kırılsanızda hissedemiyorsunuz. İşte o noktada gidiyosunuz her zaman fiili olarak değil üstelik bazen içinizden silerek gidiyosunuz, bazen kendinizi silerek, ama gidiyosunuz.
Tüm bunlar zihnimden bir saniye olsun çıkmazken eve varmıştım bile. Mektubu verirken çok ikilemde kalsamda bi tarafım hep doğru olanı yaptığımı belirtti. Belkide kendimi avutuyorum dönüşü olmadığı için.
İçeri geçtiğimde ananem oturuyordu, bende yanına oturdum
'Kızım senin ne derdin var?'
'Ben iyiyim anane sadece burda daha fazla yaşantıma devam edemiyorum, iş olanağı bulamıyorum bize bakamıyorum ve sana fazlalık oluyorum.'
'Evladım sen hiç bana fazlalık gelirmisin o nasıl laf öyle sen bana annenden yadigarsın duymamış olıyım.'
'Ben kararımı verdim anane gitsem kendi ayaklarımın üzerinde dursam daha iyi olacak.'
'Yapma kızım, bu iş öyle bildiğin gibi olmaz.'
'Böylede olmuyor ki, inan tek üzüntüm seni bırakacak olmam.'
'Sen kararını vermişsin bile yavrucum.'
'Hazırlanıcam şimdi anane eminim böylesi çok daha iyi olacak.'
Çoktan hüzünlenip ağlamaya başlayan ananem için artık yapabilecek bir şeyim yoktu, kendi bedenimi benliğimi toparlayamazken en yakınıma bile el uzatmam imkansızdı.
Hayat bazen böyledir, ne yaparsanız yapın ne yaşarsanız yaşayın bi anda çekip gitmeniz gerekebilir. Çoğu zaman büyük sebepleri vardır, bazense sebepsizdir. Önemli olan şey yaptığınız şeyden, verdiğiniz karardan emin olmaktır ve ben bu hikayede ilk kez yaptığım bir şeyden eminim. Canınız acıyabilir, bi tarafınız parçalanabilir ama hayat böyledir. Bi tarafınız parçalanırken hiç beklemediğiniz bir anda diğer tarafınız aniden çiçek açabilir. Artık korkmuyorum. Kararımı verdim, ömür boyu bi insanın gel gitleriyle uğraşamayacak kadar yorgunum. Aşk bazen çok büyük fedakarlıklar gerektirir buda onlardan biri.
Elveda.
Sevgili okurlarım, beni bu ilk hikayemde yalnız bırakmayan dostlarım; ben bu hikayeyi ilk yazmaya başladığımda daha liseye yeni başlamıştım. Şimdiyse sevdiğim bi alanda okuyan üniversite öğrencisiyim, merak etmeyin yazmaya ve okumaya olan sevdamı köreltecek bi bölüm değil. Ama yazmaya bi dönem ara vermemi sağlayacak kadar zor. Uzun süre sonra bu siteye girdiğimde sizden gelen mesajları görünce ne olursa olsun, bu hikayenin ve sizlerin bir sonu hak ettiğinizi düşündüm. Umarım sizlerde hayatınız boyunca durmanız ve gitmeniz gerektiği yeri hep bilirsiniz, geç de olsa arkanızı dönebilecek cesareti bulabilirsiniz. İçinizde ki okuma sevgisini hiç köreltmemeniz dileğiyle, kendinize iyi bakın :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sahibim
Chick-Lit'Senin gibi bi kizin beni reddebilmesi ne kadar ironi' dedi nefesini yuzume uflerken parsonel odasinin kapisiyla onun arasinda kalmak su hayatta isteyecegim en son seydi oysaki, aklimi bu dusuncelerden siyirdim ve 'lutfen ben burda sadece calisiyoru...