TESADÜF | 1

81 33 3
                                    

              SENE 2017 PRAG -LUNAPARK HOLESOVİCE  

"Tesadüf bir başlangıçtır. Finali sen oynarsın, perdeyi kader kapatır."

  " Ne işimiz var ki şimdi burada! Suç bende hep sana uyuyorum sonunda ben zararlı çıkıyorum. Beni niye alet ediyorsun pis işlerine! Bir daha senin peşinden gelirsem benim adım da Hale değil!"

" Senin adın zaten Deniz kızım ne yaşıyorsun sen?" dedi Berra kafasını telefondan kaldırmadan. Kıza bak ya! Taa Türkiye'den Prag'a Sevgilisini basmak için geliyor, Tek başına gelse hadi neyse üstelik peşinden beni de sürüklüyor, Adamın evine gidiyoruz ki Bir bakmışız Hiç de şaşırmadığımız bir manzara! Seni terk ediyorum deyip yüzüne tükürüyor ve kapıyı çarparak gidiyor.
" Bak zaten sinirliyim Berra, tüm sinirimi senden çıkarırım!" dedim. Sözümü ciddiye alsın diye bağırarak söylemiştim ama ciddiye alan kim? Telefona bakıp kahkaha atıyordu. Gözlerimi devirdim. Sonuçta Berra'ydı bu. 

Yaklaşık 10 dakikadır yürüyorduk ama ikimizden de ses çıkmıyordu. Ellerimi deri ceketimin cebine attım. Akşam olduğu için biraz soğuktu. mini şort giydiğim için kendime küfrettim. Neden pantolon giymediysem?

" Çok üşüdüm dönsek mi?"  Dedim. Ellerim Cebimde olduğu için kollarımı çok az hareket ettirebilmiştim. " Oha lunapark! Hadi biraz eğlenelim. Hem üşümezsin de? "dedi. Karşımızdaki girişi göstererek.

Tabii kide beklediğim cevap bu değildi. Eve gitmeyeceğimizi söyleyeceğini biliyordum ama lunapark da nereden çıkmıştı? " Kızım Sen daha sevgilinden yeni ayrıldın insan biraz yas tutar, bu ne biçim bir duygu böyle! Hadi takmayacaktın niye buralara kadar Geldin ?"

" Çünkü seni terk ediyorum deyip yüzüne tükürmek için ki yaptım da zaten." Sen onu terk edene kadar o seni terk etmiş zaten aptal! Ama bunu Berra kabullenir mi ASLA!   " Telefondan da diyebilirdin ama ?" 

" Ama tüküremezdim değil mi?"  İlla tüküreceğim diye tutturdu buda! "Görüntülü arasaydın o zaman tükürseydin sen de!"  dedim bıkmış bir ifadeyle. " Ama Yüzüne tükürdüğüm de ki o ifade, O ıslaklık Yüzüne değince daha zevkli oluyor." Dedi Beni Lunaparkın girişine doğru çekiştirerek.
Konu Berra'ydı Sonuçta Şaşırmamalıydım. 

Berra Hepsine teker teker binmiş üstelik beni de bindirmeye çalışmıştı. Ama benim yükseklik korkum olduğu için zorlayamadı. Ben de pamuk şeker alıp Berra'yı beklemeye başladım. Banka oturmak için ayaklandığım da telefonum çalmaya başladı. Ekran da ki yazıyı görünce şaşırdım. Baran arıyordu. Baran benim liseden arkadaşım. O zamanlar çok samimiydik ama en son  Üniversite son da görüşmüştük. Son yıllar nadiren karşılaşıyorduk. O da mimarlık okumuştu ve başarılı bir mimardı. Şaşırmakta haklıydım sonuçta. Yıllar sonra  ilk defa arıyordu. 

  " Efendim?"

 " Nasılsın Hale görüşmeyeli?" 

Şuan ona Berra sayesinde ne kadar mükemmel olduğumu anlatabilirdim ama anlayamazdı.
" İyi. Sen?"
" Ben de iyi. Bugün ofisine geldim ama yoktun. Nerdesin?"
" Prag' dayım."Dedim gülerek . Sonuçta sabah Türkiye'deydim.
" Tatildesin demek?" dedi gülerek.

" Aslında tatil için değil, biraz işim vardı o yüzden. Ama iyi geldi buranın havası. "

" Ne güzel. Ben de Şey için aramıştım ya. Bizim şirkette havalar biraz kötü . Ancak yeni bir ortakla Havalar düzelebilir . En azından öyle umuyorum. Umuyoruz."
" Ortaklık teklifi mi bu?"

" Bir nevi evet. Şirketimiz kurtulsun diye. Sana güvendiğim için arıyorum. Sonuçta kim Bir batan şirketle ortak olur ki? Eski günlerin hatırına!" dedi. Son cümlesi yalvarır gibiydi.

TESADÜF Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin