GİRİŞ.

139 35 1
                                    

 SENE 1998 iSTANBUL Gedikli Çocuk Esirgeme Kurumu

  "Hep Allah'a emanet etti bizi gidenler! Çünkü onlarda bilirler, Yaradandan başka kul'unu daha çok kim sever!"

"Çok güzel çıkmadık mı Firuze anne? " dedi, kahkülü mavi gözlerini kapatan kız. "Evet canım kızım." dedi eliyle Deniz'in kahkülünü kulağının arkasına doğru götürerek. Adı gibi gözleri de  masmavi olan kız içtenlikle gülümsedi.  " Bunu ofisimdeki masamın baş ucuna koyacağım. "

"Bu ne demek Firuze anne? " diye sordu Pamir, fotoğrafın arkasını göstererek. Kahve gözleri merakla Firuze annesine bakıyordu. "İnfinito, İtalyanca sonsuzluk demek oğlum." Pamir anladım der gibi baktı. Deniz, Pamir'in kulağına uzanarak " Bizim de şirketimizin ismi İnfinito olsun mu Pamir?" Diye fısıldadı." Olsun tabi!"  Diyerek cevap verdi. Deniz mutlulukla ellerini birbirine çırptı. " Biliyor musun Firuze anne? Bizim şirketimizin ismi İnfinito olucak." dedi. Yüzü Firuze annesine dönüktü ama gözleri Pamir'in üstündeydi. Pamir gülümsedi. Ellerini Deniz'in omzuna koydu ve başına bir öpücük kondurdu."Benim yavrularım büyüyünce mimar mı olacakmış?" dedi Firuze. Deniz'i sağ bacağına, Pamir'i ise sol bacağına oturtarak. İkisine de birer öpücük kondurdu.

 Pamir 6 yaşındaydı ama farkındaydı dünyanın kaç bucak olduğunun. Kendini bildi bileli buradaydı. Ailesi onu terk etmişti buralara. Hiçbir şekilde konuşmaz, yerinden de kalkmazdı. İçine kapanık bir çocuktu. Ta ki Deniz gelene kadar. Deniz'in ailesi boğularak can verdi. İki senedir burada, Pamir ve Firuze annesi ile birlikte. Firuze annesi ise bir evlilik yaptı fakat eşinden çocuğu olmadığı için ayrıldı ve çocuk esirgeme kurumunda işe başladı. Onun için Pamir ve Deniz bir yana diğer çocuklar bir yana. Onları öz evladı gibi seviyor. Pamir ve Deniz de tıpkı kardeş gibi. Yedikleri içtikleri ayrı gitmiyordu. Firuze annelerini de olmayan annelerinin yerine koyuyorlardı. Sahi, anneleri olsaydı eğer firuze anneleri gibi olur muydu ikisi de çok merak ediyordu.

  "Firuze Hanım, biraz konuşabilir miyiz? " Diyerek müdür içeri girdi. Girmesiyle çıkması bir olmuştu. Firuze'ye cevap hakkı tanımamıştı bile. Eğer onları o halde görseydi her şey daha zor olacaktı. Firuze kalkıp odadan dışarı çıktı. "Buyurun Müdür Bey?" 

  Firuze müdür ile konuşurken, Pamir ve Deniz fotoğraflarına bakıp gülümsüyordu. " Kalemi verir misin Deniz ?" dedi gözlerini kocaman açıp. Deniz Pamir'in ne yapacağını bilmese de uzattı. Deniz'in elindeki fotoğrafı alıp arkasına yeni yeni yazmaya başladığı el yazısıyla bir şeyler yazmaya başladı. Deniz merak etse de sormadı ne yazdığını. Pamir daha sonra kendi fotoğrafının arkasına da aynı şeyleri yazdı. Deniz okuma yazma bilmediğinden ne yazdığını daha çok merak etti. Sadece kendi ismini yazabiliyordu. Onu da Pamir öğretmişti. 'Orada deniz yazıyor. Orada da bir tane daha deniz var. Burada d harfi, i harfi bunları birleştirirsem eğer.. Off olmuyo. Pamir bana anlatmıştı ama her zaman ki gibi onu dinlemiyordum. Dinlemiş gibi yapıyordum ama dinlemiyordum. Keşke dinleseydim.' Diye düşündü deniz. 

Merakına yenik düşüp sordu." Ne yazıyorsun Pamir? " Mavi gözleri meraktan kocaman açıldı. " Nasıl olur da Deniz, köpeğin ağzından pislenir, Nasıl olur da güneş, üflemekle söner?" dedi Pamir. Daha sonra altına bir şeyler daha yazmaya başladı. Bitirince de Denize uzattı ve okumaya başladı.  " Nasıl olur da Pamir ve Firuze anne, Deniz'i unutur? " Deniz gülmeye başladı. Fotoğrafı kucaklayıp göğsüne bastırdı." Sende ne yazıyor?" Pamir, Firuze annesinin fotoğrafına da bir şeyler yazmaya başladı." Aynısı ama sonu değişik. Nasıl olur da Deniz, köpeğin ağzından pislenir, Nasıl olur da güneş, üflemekle söner? Nasıl olur da Deniz ve Firuze anne, Pamir'i unutur?  " Dedi Pamir. Daha sonra da Firuze annesinin fotoğrafına yazdığını okudu. "Nasıl olur da Deniz, köpeğin ağzından pislenir, Nasıl olur da güneş, üflemekle söner? Nasıl olur da Deniz ve Pamir, Firuze anneyi unutur?" 

TESADÜF Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin