Kader tam da kaçmak üzereydi evden. Geri geri gidiyordu ayakları oysa çok yaşanmışlıkları vardı bu evde. Hem en mutlu anılarıydı bu ev hem de en kötü anıları. Aslında herşey annesinin ölümüyle başlamış daha sonra babasının evlenmesi , üvey abisinin tacizleriyle devam etmişti. Sırf küçük kızkardeşi için dayanıyordu herşeye, üstüne bir de hiç tanımadığı sevmediği bir adamla evlendirmek istemeleri bardağı taşıran son damla olmuştu. Son birkez sevdi melekler gibi uyuyan kızkardeşini usul usul dökülüyordu gözyaşları.
Bakmadı arkasına bakmıyacaktı da yakmıştı tüm gemileri çünkü...
Kader;
Gidiyorum tüm çocukluğum elveda. Bakmayacağım ardıma eğer birgün geri dönersem sırf kızkardeşimi almaya geleceğim. Bavulumu aldım yavaşça sonra diğer odaya yöneldim üvey annemin kenarda köşede sakladığı ne kadar para altın varsa aldım. Az mı çektirdi bana? Ölesiye nefret ediyordum ondan. Bana ve kardeşime yaptığı işkencelerin hattı hesabı yoktu her seferinde farklı işkenceler buluyordu. Babam işten geldiğin de ise tam tersi oluyor sanki bizimle ilgileniyormuş gibi yapmacık sevgi gösterişleri miğdemi bulandırıyordu adeta. Birtek şeye pişmandım o da kardeşimi arkamda bırakıyor olmam.Yavaşça kapattım kapıyı arkamdan. Artık özgürdüm her şey her yer benimdi sanki... Anayola kadar biraz yürümem gerekiyordu, malum gecenin bu saatinde araba nereden bulayım. Yürümeye devam ettim İnallı Kasabası arkamda kalmaya başlamıştı. Acıgöl'e kadar uçar gibi geldim yakalanmak istemiyordum, kendimi meydandaki otobüs yazanelerinden birine zor attım. Yazanede ki adam ' buyrun nereye bilet keselim ' diye sorduğunda daldığım düşüncelerden sıyrıldım biran afalladım bile diyebilirim. Adam sorusunu tekrarladığında İstanbul çıktı ağzımdan birden. Gerçekten nereye gidecektim ben, aman ne farkeder her yer buradan iyidir. Adam bileti kesip elime tutuşturdu acele etmeliydim her an aleyhime işliyordu. Servisi beklemeye başladım biran önce gelmeliydi şu servis her an yakalanabilirdim tan ağırmak üzereydi çünkü. Geçen saniyeler bana bir asır gibi geliyordu . Yakalanma korkusu yüzünden ölebilirdim. Nihayet servis gelmişti, fakat ben bembeyaz olmuştum biraz daha gelmeseydi tabanvay yapacaktım neredeyse.
İlk kısmı başarıyla atlatmıştım. Umarım yokluğumu hemen farketmezler yoksa enselenebilirim ben bu düşüncelerle boğuşurken servis hareket etti. Nevşehir otogarı yaklaşık 13 dakika uazaklıktaydı ; fakat bana yollar gittikçe uzuyor gibi geliyordu. Allah'ım çıldırmaya az kaldı...Otogara varmak üzereydik. Anlatılmaz bir burukluk vardı içimde kolay mı insanın doğup büyüdüğü şehirden ayrılması . Bir yandan da korku almıştı içimi daha önce hiç Nevşehir'in dışına çıkmamıştım çünkü. Acaba nasıl bir yerdi İstanbul büyük şehir sonuçta korkutuyordu beni. Otogara giriş yaptık araba saatimi beklemeye başladım . Sürekli anonslar yapılıyordu . Sabahın erken saati olmasına rağmen tıklım tıklımdı otogar . Kimi yavrusunu uğurluyordu okula kimisi sevdiğini başka bir şehire... Birbirine sevgiyle dolanan insanları gördükçe imreniyordum çünkü unutmuştum sevmeyi sevilmeyi . Annemin ölümüyle o tarafım ölmüştü sanki , bir tek kardeşim canlı tutuyordu sevgi kelimesini bende.
Derken üvey abimi gördüm göz ucuyla kalbim küt küt atmaya başlamıştı kurtulamıyacak mıydım bu adamdan? Öfkeli bir biçimde etrafa bakınıyordu muhtemelen beni arıyordu. Otogarın arka kapısından çıktım koşar adım. Ne kadar koştum Allah bilir gücümün bittiğini hissettiğim an durdum. Durduğum da bayılacaktım nerdeyse ama durmak yok beni her an bulabilirdi. Bir benzin istasyonunda durdum etrafa bakınıyordum çaresizce. Gözüme ilk kestirdiğim arabaya doğru yaklaştım son derece lüks bir arabaydı. Hızlı bir hareketle arabanın ön koltuğuna yerleştim aracın sahibi tam da arabayı çalıştırmıştı . Arabaya binmemle genç adamın bana dönüşü bir oldu. Böyle üstten üstten bakıyordu bana ne işin var burada der gibiydi bakışları.
Ona yalvarır gibi baktım . Fakat o hala aynı yüz ifadesiyle bana bakıyordu gayet sert yüz hatları vardı . O an kendimi onu incelerken buldum geniş omuzlu dikkat ettiğim kadarıyla uzun boyluydu. Insanın içine işlecek kendine has bir bakışı vardı. Uzun kirpikleri her göz kırpışında daha bi güzel geliyordu bana sanki . Aramızdaki sessizliği bozan o oldu ' sen kimsin ' o an sözcükler çıkmadı ağzımdan . Sanki o an unutmuştum konuşmayı. Geçen dakikalar ağır çekim gibiydi sanki . Genç adam yineledi sorusunu ' sen kimsin ve burada ne işin var derhal in arabamdan ' . Sorusuna cevap vermeyince kolumdan tutup sarstı. O an kendime geldim çaresizce bakarak beni buradan bir an önce götürmesini en yakın yerde de bırakmasını rica ettim, dilim döndüğünce başımın belada olduğunu anlatmaya çalıştım. Bana inanmış gibi gözükmüyordu. Beni taksi zannettiniz sanırım küçük hanım ama değilim inin ve başkasını bulun dedi. İnatla inmedim tek kurtuluş çarem oydu şuan. Macera arıyorsan başkasını bulmalısın o kadar kızgınım ki seni yaka paça atmadan in.
Ne kadar da katı bir insandı , adeta son bir hamle yapıp yalvardım . Bir hışımla indi arabadan yaka paça beni arabadan çıkardı. O kadar çaresizdim ki ağlamaktan başka bir şey yapamadım o an. Tam da o esnada bir ses işittim arkamdan kanım dondu sanki kabusum gerçek oluyordu azrailim olan üvey abim bulmuştu beni gittikçe yaklaşıyordu. Arabasından indiğim genç adam tekrar yanıma yaklaştı üvey abimle arama girdi. Olanlar ağır bir film şeridi gibi geçiyordu gözümün önünden. Halil ' sen de kimsin lan ' diye sordu. Bu genç hanımın korumasıyım diyelim ne olacak . Çekil lan aradan diye bağırdı Halil . Genç adam üvey abimi tuttuğu gibi savurdu . Kimsin sen diye tekrarladı Halil. Doğan ben. Halil Doğan dan oldukça kısaydı öyle olmasına rağmen canının acısıyla cebinden çıkardığı bıçakla Doğan'a tekrar saldırdı. Doğan ikinci yapılan hamlede bıçak yarası almaktan kurtulamadı. Beni hayrete düşüren irice vücuduyla Halil'i iyice benzetti , kendini durdurduğunda adam acıdan bayılmıştı. Beni kolumdan tuttuğu gibi arabaya bindirdi. Sonrası o kadar hızlı olmuştu ki resmen şoka girdim . Yola çıkalı epey olmasına rağmen hala korkudan titriyordum Halil'in bağışırı hala gözümün önünden gitmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevdanı Fısılda
RomansaNasıl bilebilirdi ki ayaklarıyla gittiği kişinin aslında kaderini de değiştirecek kişi olduğunu