14.BÖLÜM

9 0 0
                                    

Sabah uyandığımda bir an nerede olduğumu şaşırdım.Tedavi için gelmiştik ya unutmuşum.Bugün doktora gidecektik.Heyecanlıydım.Bu hastalıktan bir an önce kurtulmak istiyordum.Her an bir şey olucak düşüncesiyle yaşamak cidden çok zordu yada hayatı hastalığın dolayısıyla sınırlı halde yaşamak.En basitinden koşmak.Bunu bile yapamıyordum bir şey olur düşüncesiyle.Balkona çıktım biraz hava almak için.Düşündükçe kendi düşüncelerim içinde boğuluyordum.Düşüncelerim bir bataklıkmışçasına beni içine çekiyordu.Ve ben her daha da battığımda ruhen de çöküyordum.Dışarıdan ne kadar güçlü gözüküyorsam içim bir o kadar da güçsüzdü.Ama ben kendime bir söz verdim,Baha'ya bir söz verdim.Biz bir söz verdik.
"Küllerimizden yeniden doğma sözü verdik."
Bu sözü tutucaz hatta tutmaya başladık bile kalbimde küllerimizden oluşan yuvamız yavaş yavaş tamamlanıyor.Belime sarılan kollarla gülümsedim.
"Günaydın."dedim neşeli bir sesle.
"Günaydın sevgilim."Bir dakika bu Baha değildi.Hemen kollarından sıyrılarak bana sarılan kişiye baktım.O an işte dondum kaldım.Karşımda bana gülümseyerek bakan bir adet Mehmet vardı.Ama nasıl olurdu?Baha neredeydi?Abim neredeydi?
"Sen nasıl buraya geldin?"
"Geçmiş olsun demek istedim."
"Çık git buradan."dedim sinirli bir ses tonuyla.
"Çıkıcam ama senle beraber."
"Ne saçmalıyorsun!?"
"Hadi hızlı olmalıyız Aliler uyanmadan çıkmamız gerekir."
"Onlara naptın?"
"Sakin ol güzellik.Gönül isterdi ki onları öldürmek ama sadece uyuttum."dedi bir de şu ukala hali yok muydu?
"Ben seninle hiç bi yere gelmiyorum."
"Sana soran olmadı ki."demesiyle birlikte başım da dönmeye başladı.
"Be-ben iyi değilim."diyerek kendimi karanlığa bıraktım.
***********
Uyandığımda başım feci derecede ağrıyordu.Aydınlık bir oda da yumuşak bir yatakta yatıyordum yatmasına da neredeydim?
"Buğlem."diyen sesle her şey yavaş yavaş aklıma gelmeye başladı.
"Aaa uyandın mı sevgilim?"
"Bana bir daha sevgilim deme."diyerek bağırdığımda gözlerinde gördüğüm öfkeden korkmaya başlamıştım.
"Neden demeyeyim ha neden?"diyerek bana yaklaştıkça daha da korkuyordum.Delirmiş gibiydi.
"Ben biliyorum nededini çünkü Baha'yı seviyorsun demi?"dediğinde evet diyerek onu onayladım.Ne kadar korksam da şuan güçlü olmalıydım.İşte o an olan oldu Mehmet bir anda boğazıma yapışarak sıkmaya başladı.
"Ne-nefes alamıyorum."dedim zorlukla.Bilincim kapanmak üzereyken ellerini boğazımdan çekmesiyle bir süre öksürdüm.Bu adam cidden pisikopattı!
"Bir daha benim aksime konuşma."
"Beni bırak.Seni sevmiyorum anlasana ben Baha'yı seviyorum."dedim tüm soğukkanlığımla.Mehmet kapıyı çarparak çıktı.Buradan kurtulmalıydım.Hemde acilen.Acaba merak ediyorum daha kaç kere kaçırılacaktım?!Benim üzerimde insan ne kadar kaçırılabilir deneyi yapıyolar da benim mi haberim yok ki.Yavaş yavaş ayağa kalkarak kapıya yürüdüm.Tahmin ettiğim gibi kilitliydi.Zaten aa biz seni kaçırdık ama kapıyı kilitlemiyoruz ki sen her an kaçabilesin denmezdi.Bir süre ne yapabileceğimi düşündükten sonra aklıma tel toka geldi.Kafamda ki tokayı çıkararak kapıyı açmaya çalışmaya başladım.Zorlansam da sonuç olarak kapı açılmıştı.Eğer birini kaçırıyorsanız saçında tel toka olup olmadığına bakın.Bir ara saatlerce uğraşıp tel tokayla kilit açabilmeyi öğrenmiştim.Bu zamana kadar işime yarayacağını düşünmezdim ama şuan kurtarıcım olmuştu.Yavaş yavaş odadan dışarı çıktığımda beni uzun bir koridor karşıladı.İlerden gelen bir sesle hemen önümdeki ilk odaya girdim.Mutfağa gelmiştim.Burada bahçeye açılan bir kapı vardı ve bahçe çok da büyük gözükmüyordu.Kapıyı açmaya çalıştım ve açıldı.Evet listemize yeni bir madde daha ekleyelim.Eğer ki birini kaçırıyorsanız;

Saçında tel toka olmamasına dikkat edin.

Kapıları kilitlemeyi unutmayın.

Bahçeye çıktığımda aslında bahçenin içeriden göründüğünden çok daha büyük olduğunu fark ettim.Duvarın kenarından ilerleyerek evin köşe kısmına geldim.Bahçenin yan tarafında korumalar bekliyordu.Buradan kurtulabilmemin tek yolu karşıdaki ormana girmekti ama oraya girene kadar korumalar kesinlikle beni fark ederdi.O an aklıma gelen planla yerden hemen bir taş alıp evin diğer köşesine gittim.İleriye doğru taşı fırlattığım da gelen sesle beraber korumaların dikkati dağılmıştı.Bende hemen ormana doğru koşmaya başladım.Biliyordum koşmamalıydım ama şuan buradan kurtulabilmek için koşmalıydım.Çitlerin oraya geldiğimde arkadan gelen sesle dondum kaldım.

GÜLÜŞÜMDEKİ ACIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin